“Üst düzey örnek yöneticiler dışında sektörümüzde cam tavanı kırmaya çalışan azimli daha birçok kadın yönetici var. Bunlardan biri ile çalıştım. Değerli büyüğümüz Ahsen Tuncel… Ahsen Hanım çalışma şekli, çalışana bakışı, başta kendisi ve dünyayla barışık oluşuyla beni etkileyen örnek bir kadın yöneticidir. Gönüllere taht kurmuş sessiz bir kahraman. Çok yönlü hayat savaşı içinde, asla vazgeçmeden çalışan ve başaran bir kadın…”
———–
8 Mart aktiviteleri kadın sigortacılarımızı düşünmeme sebep oldu. İstatistikler sigorta sektöründe kadın istihdam oranının 1980’li yıllarla beraber arttığını, hatta yüzde 50’nin üzerine ulaştığını gösteriyor. Ancak bu oranın orta ve üst düzey yönetici pozisyonlarında düşük olduğu da bir diğer gerçek. Bu figürleri incelerken tepe yönetici olan sigortacı kadınları gözümün önünde canlandırmaya çalıştım.
Muzaffer Bilgili aklıma geldi. Başak Sigorta’nın uzun yıllar genel müdürlüğünü yürüten Muzaffer Bilgili, sektöründe en başarılı yöneticiler ve en güçlü iş kadınları arasında gösterilen tepe yöneticilerdendi. Muzaffer Hanım, memurluktan genel müdürlüğe hatta yönetim kurulu başkanlığına yükselmişti. Ayrıca TSB yönetim kurulu üyesi seçilmişti. Sonra gözümün önünden Klara Kandiyoti geçiverdi. Pınar Kuriş’i hatırladım sonra… “Türkiye’nin En Güçlü 50 Kadın CEO”su araştırmasında üst üste 7 kez yer alan kadın genel müdür. Sonra gözümün önünden Pakize Cücen geçti. Ardından Neslihan Neciboğlu geldi aklıma. Bankacılık dünyasındaki başarıları ilklere imza atması, el attığı her alana değer katmış ve erkekler dünyasında bilgisi ve yetkinlikleri ile en önde olmayı başarmış bir isim. Ayrıca 2014 yılından sonra TSB Yönetim Kurulu üyesi olan ilk kadın genel müdür. Çalıştığım şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Burcu Batı aklıma geldi. Gurur duydum bir an ama o sigortacı değil dedim kendi kendime…
Bu üst düzey örnek yöneticiler dışında sektörümüzde cam tavanı kırmaya çalışan azimli daha birçok kadın yönetici var. Bunlardan biri ile çalıştım. Değerli büyüğümüz Ahsen Tuncel… Ahsen Hanım çalışma şekli, çalışana bakışı, başta kendisi ve dünyayla barışık oluşuyla beni etkileyen örnek bir kadın yöneticidir. Gönüllere taht kurmuş sessiz bir kahraman. Çok yönlü hayat savaşı içinde, asla vaz geçmeden çalışan ve başaran bir kadın…
Ahsen Tuncel Kocaeli’nde, subay bir babanın üçüncü kızı olarak dünyaya gelmiş. Babasını erken yaşta kaybetmiş. Marmara Üniversitesi Tarih Coğrafya bölümünde okurken Anadolu Sigorta’da Hayat Servisinde çalışmaya başlamış. Mezuniyet sonrası çalışmaya devam etmiş. Evlenmiş. Bir kız çocuğu dünyaya getirmiş. İş hayatına kesintisiz devam etmiş. Beklenmedik bir zamanda eşini kaybetmiş. Hayata karşı, annesi gibi, kızıyla beraber savaş vermiş. Hem anne hem baba olmak kolay değil elbette. Asla vazgeçmemiş. Aksaklıkları işine yansıtmamış. Yüzünden tatlı gülümsemeyi eksik etmemiş. Sıkıntıları yorgunlukları işe karıştırmamış. Sert esen rüzgarlar yıkamamış, devirememiş Ahsen Tuncel’i…
Hayatla savaşırken kişilere veya olaylara takılmadan yoluna devam etmiş. İş hayatında da terfiler almış. Sabırlı, takipçi, işine hâkim, içten ama mesafeli, çalışanları motive eden ama kontrolü elden bırakmayan yapısıyla müdürlük makamına kadar adım adım ilerlemiş. İştira istikraz gibi bir bölümde birçok zor müşteriyle uğraşmış. Bu mutsuz müşterilerden teşekkür, teşekkür çiçekleri alması ilerleyen yıllarda insan kaynakları ve eğitim bölümlerinin de ona bağlanmasını sağlamış.
Ahsen Tuncel, yüzünde taşıdığı o tatlı gülümseme, öfkesini, sinirini çevresine yansıtmaması, giyimine verdiği önem, bakımlı olması, nezaketi, olaylara karşı duruşuyla yarattığı güven, anaç tavırları, duyarlılığı, çalışanlarına üsten bakmaması, masasında oturmak yerine çalışanlarının yanında olması, kendine güveni, tane tane verdiği değeri hissettire hissettire konuşması, çocuksu coşku dolu bakışları ile herkesin sevgisini saygısını kazanmıştı. Bebeğine onun ismini veren çalışanı bile olmuştu. Entrika ve benzeri ayak oyunlarından uzak durmayı başarırdı.
Çalışanları bir anne gibi sarıp sarmalarken şirket menfaatleri söz konusu olduğunda gerekeni yapmaktan çekinmezdi. Rapor ettiği yönetime diklenmez ama dik dururdu. Gerçekleri söylemekten asla korkmazdı. İdealistti. Dedikoduya değil fikir alışverişine önem verirdi. İşine âşıktı; ama çalışanlarını ihmal etmezdi. Gönüllere dokunmayı biliyordu.
Ahsen Hanım hem sevilen hem saygı duyulan bir yönetici idi. Kolay kolay kimseyi kırmazdı. Ama yapılması gereken her neyse gözünü kırpmadan yapardı. Ona “erkek gibisiniz” diyenlere “erkek gibi değilim ben delikanlı bir kadınım” derdi. İşte tam da bu söz onu en iyi anlatan iki kelimedir.
Delikanlı kadınlarımızın sayısının artması dileğiyle…