Cumhuriyet sigortacılığının doğuşu: Anadolu Sigorta’nın hikayesi

İş Bankası, acentelik faaliyetine başladıktan kısa bir süre sonra, 1925 yılında Anadolu Sigorta’yı kurdu. Yeni şirketin sermayesinin %52’si İş Bankası’na, %39’u ise Union grubuna aitti. Aslında, Anadolu Sigorta’nın kuruluşu mevcut acentelik anlaşmasının bir devamı niteliğindeydi.

-Dr. Hasan Meral

Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı’dan savaşlarla yıpranmış bir ekonomi devraldı. Ulaşım ve iletişim altyapısı modern bir ekonominin gereksinimlerini karşılamaktan uzaktı. Çoğunlukla gıda ve dokuma alanında faaliyet gösteren 282 sanayi işletmesi vardı. Ekonomik faaliyetlerin önemli bir kısmı, kapitülasyonlar sebebiyle yabancı sermayenin kontrolündeydi. Savaşlar ve göçlerle nüfus %30 oranında azalmış, yoksulluk tüm ülkeye yayılmıştı. Bu zor koşullar altında kurulan Cumhuriyet, kendi kendine yetebilen bir ülke olma hedefiyle yola çıktı.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında izlenen iktisadi politikaların temel amacı, ulusal bir kimlik inşa etmekti. Osmanlı’da dışa bağımlılığın yarattığı travma henüz tazeydi. Yabancı sermayeye karşı temkinli bir tutum benimsenecekti. Özellikle stratejik sektörlerde devlet kontrolü giderek artırıldı; demiryolları, madencilik ve finans gibi stratejik alanlarda birbiri ardına millileştirme adımları atıldı. Bu politikalar, Cumhuriyet’in ilk yıllarında verilen ekonomik bağımsızlık mücadelesinin izlerini taşıyordu.

Genç Cumhuriyet, siyasi ve ekonomik iktidarını güçlendirmeye çalışırken, sigorta sektöründe yabancı kontrolü devam ediyordu. Gerçi 1920-1925 yılları arasında beş yerli sigorta şirketi kurulmuştu, ancak bu şirketler de yabancı sermaye hakimiyetindeydi. Bu durum İktisat Kongresi’nde de ciddi tartışmalara neden olmuştu. Kongre katılımcıları, sigorta primlerinin yüksekliğinden, yabancı şirketlerin kanunlara uymamasından ve sektördeki denetim eksikliğinden şikayetçiydi. Ulusal sermayeli sigorta şirketlerinin kurulması ve yabancı ağırlığının dengelenmesi görüşü öne çıkıyordu. Çok geçmeden harekete geçilecek, ulusal sigorta yapılanmasını kurma görevi İş Bankası’na verilecekti.

İş Bankası, sigortacılık faaliyetine bankasürans alanında bir acente açarak başlamayı planladı. Acentelik alınabilecek iki önemli oyuncu vardı: Umum Sigorta (Generali) ve İttihadi Milli Sigorta (Union). Banka her iki sigorta şirketi ile de görüşüyordu. Ancak Generali’nin acentelik için teminat mektubu talep etmesi görüşmelerin tıkanmasına neden oldu. İş Bankası Union grubu ile anlaştı ve İttihadi Milli’nin acenteliğini yapmaya başladı. Generali’nin kaçırdığı fırsatın büyüklüğünü anlaması uzun sürmeyecekti. İş Bankası ile Union arasındaki işbirliği zamanla daha da güçlenecek ve Türk sigortacılığı bir kez daha Fransız etkisine girecekti.

İş Bankası, acentelik faaliyetine başladıktan kısa bir süre sonra, 1925 yılında Anadolu Sigorta’yı kurdu. Yeni şirketin sermayesinin %52’si İş Bankası’na, %39’u ise Union grubuna aitti. Aslında, Anadolu Sigorta’nın kuruluşu mevcut acentelik anlaşmasının bir devamı niteliğindeydi. Şirket, yazdığı primleri belirli bir komisyon karşılığında Union grubuna devrediyor, bu da Anadolu Sigorta’yı bağımsız bir sigorta şirketinden çok bir aracı konumuna getiriyordu. Şirket, saklama payını zamana içerisinde artıracak, ancak tam anlamıyla bağımsızlığa kavuşması on yıl sürecekti.

Anadolu Sigorta, sermayedarı İş Bankası gibi ayrıcalıklı bir statü ile kurulmuştu. Şirket, sahip olduğu politik destek sayesinde kamu kurumlarının sigortalanmasında “rüçhan” hakkı elde etti. Bu hak, eşit koşullar altında kamu kurumlarının sigortalanmasında Anadolu Sigorta’nın tercih edileceği anlamına geliyordu. Şirket, bu ayrıcalığın yanı sıra, İş Bankası ve Ziraat Bankası ile yaptığı acentelik anlaşmaları sayesinde dağıtım ağını hızla genişletti. Bundan 30 yıl önce Umum Sigorta’ya tanınan imtiyazlar, bu kez Anadolu Sigorta’ya sunuluyordu. Anadolu Sigorta da tıpkı selefi Umum Sigorta gibi, kısa sürede pazar lideri haline geldi.

Türk sigorta sektöründe 30 yıl arayla tekrar eden sadece imtiyazlar değildi; pazardaki yeni oyuncu bir kez daha dinamikleri değiştirecekti. Anadolu Sigorta ve Union grubunun sahip olduğu ayrıcalıklı konum, sigorta şirketleri arasında büyük bir tartışma başlattı. Generali öncülüğündeki bir grup, dar bir zümreye tanınan bu ayrıcalıklara karşı çıkarak muhalefet safına geçti. Böylece Generali ve İş Bankası grupları arasında yıllarca sürecek çekişme başlamış oldu.

Bu sayıda, Cumhuriyet sigortacılığının yapı taşlarından biri olan Anadolu Sigorta’nın kuruluş hikayesine yer verdik. Gelecek bölümde, erken Cumhuriyet dönemindeki ulusal sigortacılık hamlelerinin piyasadaki dengeleri nasıl değiştirdiğini ve Türk sigortacılığının gelişiminde nasıl bir rol oynadığını ele alacağız.

Not: Bu metin, LinkedIn’de yayınlanan Türk Sigortacılığının İzinde isimli bültenin bir parçasıdır.