Sigorta Dünyası’nın 763’üncü sayısının konuğu Quick Hayat Sigorta Genel Müdür Vekili Volkan Terzioğlu’ydu. Hayat sigortasının yıllardır olgunlaşamadığı bir pazarda Maher Holding’in Quick Hayat Sigorta’yı kurmasının sebeplerini ve şirketin 2025 planlarını konuştuğumuz Volkan Terzioğlu, hayat sigortası şirketinin Maher Holding’in ekosistemindeki eksik halkayı tamamlamasının önemine değindi. Yaşam döngüsünün farklı evrelerindeki ihtiyaçları karşılamak için hazırladığı ürünlerle Quick Hayat Sigorta’nın 2025 yılında epey yol alacağını söyleyen Terzioğlu, acentelerin de hayat sigortası satışı için çok hevesli olduklarını sözlerine ekledi.
Röportaj: Birant Yıldız
Volkan Bey, iki hayat dışı sigorta şirketi olan Maher Holding bir de hayat sigortası şirketi kurdu. Hayat sigortacılığının olgunlaşamadığı bir piyasada neden böyle bir girişimde bulunduğunuzu sizden dinleyerek başlayalım mı?
Maher Holding’in hayat sigortası şirketi kurmasının altında yatan iki temel motivasyon kaynağı var. Bunlardan ilkini şöyle açıklayabilirim: Söylediğiniz gibi, Maher Holding olarak öncelikle iki hayat dışı şirketimiz var, Quick Sigorta ve Corpus Sigorta. Bunların yanı sıra kredi finansman şirketimiz olan Quick Finans, ödeme sistemleri şirketimiz QPay, bina tamamlama sigortalarında tazminatı yerine getirmek üzere inşaat şirketimiz QC İnşaat, geçen yıl halka açılan MHR Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı… Ayrıca, mobilite şirketimiz QCar da var. Oluşturduğumuz bu ekosistemin bir parçası eksikti; o da hayat sigortası şirketi. Biz de verdiğimiz hizmetlerde hayat sigortasını bir kaldıraç olarak kullanabilir miyiz diye bir süredir düşünüyorduk.
Türkiye’de 2003 yılında devreye alınan emeklilik sistemiyle birlikte hayat sigortası bu sistemin gölgesinde kaldı. Eskiden yapılan kötü hayat sigortası satışlarından halkımız mutlu olmamıştı. Ancak emeklilik, adı üstünde, kişinin ek bir emeklilik gelirine sahip olması için yürürlüğe alınmış, katılımcının 56 yaşında kullanması için tasarlanmış bir sistem. Ama belli bir fon birikince katılımcı bu birikimi alıp araba için veya eğitimi için harcayabiliyor. Ya da 10 yıl bittiğinde parayı alıp sistemden çıkıyor.
Ancak, hayat döngüsündeki finansal ihtiyaçların çözümü emeklilik sistemi değil, hayat sigortası olmalı. Hayatın çeşitli dönemlerinde finansmana ihtiyaç oluyor. Konut alacağınız zaman, evleneceğiniz zaman, otomobil alacağınız, çocuğunuzu okula göndereceğiniz zaman kimi küçük kimi daha büyük finansman ihtiyaçlarınız doğuyor. Hayat sigortası işte bu zamanlarda devreye girmesi gereken bir ürün yelpazesi sunuyor.
Maher Holding olarak, biraz önce de belirttiğim gibi, madem yukarıda saydığım işlerde varız, o zaman neden hayat sigortasını bu hizmetleri tamamlayıcı bir öğe olarak düşünmüyoruz diyorduk. Ben de 1991 yılından bu yana hayat sigortacısıyım. İki yıl önce Maher Holding bünyesine katıldım ve yönetim hayat sigortası şirketi kurmaya karar verince de bana bu görevi verdi. Şirketin kurulmasındaki birinci motivasyon kaynağı bu anlattıklarımdı, yani ekosistemin tamamlanması.
“Hayat sigortası hak ettiği itibara kavuşmalı”
İkinci motivasyon kaynağı ise, benim de çok önemsediğim, emeklilik sisteminin gölgesinde kalan hayat sigortalarının itibarını yeniden kazandırıp hak ettiği yere ulaşmasını sağlamaktı. Doğru ürünlerle bu itibarın kazanılabileceğini düşünüyoruz. Eski dönemlerde satılan ürünler acentelere ve şirketlere kazandırmış ama sigortalılara o ölçüde kazandırmamıştı. Örneğin, 1980’li, 1990’lı yıllarda “kapınıza inek bağlayacağız” denilerek Anadolu’da yanlış ve yaygın satışlar yapılmış ve elbette vaatler gerçekleşmemişti., Ardından da 2003 yılında Bireysel Emeklilik Sistemi’nin devreye alınmasıyla tasarrufa yönelik hayat sigortaları yok olmaya yüz tuttu. Bir yandan da hayat sigortalarında birikmiş fonlar da Bireysel Emeklilik Sistemi’ne geçti ve hayat sigortaları neredeyse yok denecek kadar azaldı.
Ülkemizde hayat sigortası poliçe adedi 2024’ün ilk yarısında yüzde 90 oranında kredi hayat sigortalarından oluşuyor, yani bankaların verdikleri bireysel kredilere bağlı hayat sigortaları. Karma ürünler, yani yaşama bağlı teminatı olan ya da birikime sevk edilecek risk ürünleriyse yüzde bir bile değil. İşte bu oran bile bize burada büyük bir eksiklik olduğunu gösteriyor.
Bu konuda içimde saklı kalmış ve uyandırılmayı bekleyen bir motivasyon vardı. Yönetim bu motivasyonu gerçekleştirme şansı sundu bana.
Peki neler yapacaksınız bu alanda Volkan Bey?
Kişilerin hayat döngüsünde ihtiyaç duydukları finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere çeşitli ürünler düşünüyoruz. Bunların neler olduğundan bahsedecek olursak; mesela eğitim sigortası. Bu alandaki geleneksel anlamdaki sigortalarda teminat ebeveynden biri ölürse devreye giriyor. Peki bu ürün neden birikim sağlayacak şekilde düzenlenmiyor? Çocuk doğduğu zaman ebeveyne eğitim dönemine yönelik birikim sağlamaları için bir hayat sigortası ürünü satılsa, bu ürün vergi indirimiyle birlikte çok cazip olur. Dört yıllık ilkokul masraflarını karşılamak üzere altı yıllık birikim ürünü alıyorsunuz mesela. İhtiyaca göre, ortaokul, lise, hatta üniversiteye kadar uzatabileceğiniz bir ürün de oluşturulabilir. Eğitim ihtiyacının finansmanını sağlamak üzere devletin de vergi indirim teşviğiyle birlikte hayat sigortası içinde eğitim ürününü kurgulamak mümkün.
Başka bir örnekse yaşlılıkta bakım desteği ihtiyacı karşılayacak hayat sigortası ürünü… Bir önceki örnekten çocuğu, eğitimi çıkartıp yerine yaşlılıktaki ihtiyaçları koyunca, bakım desteğinin finansmanının karşılandığı bir ürün oluyor. Bu ürün sayesinde yaşlılıkta meydana gelen ihtiyaçlar ciddi oranda karşılanabilir. Ama bu bir sağlık sigortası değil, o başka bir ürün. Bu, yaşlılıktaki finansal İhtiyaçlara cevap verecek bir ürün.
Bir başka ürünse konut edindirmeyle ilgili… Bu inovatif üründe sigortalılarımıza konut edindirme yöntemini sunacağız.
Nasıl oluyor konut edindirme?
Biliyorsunuz, günümüzde konut edinmek artık iyice zorlaştı. Eğitimli beyaz yakalılar bile aldıkları maaşı biriktirip bir konut alma hayali kuramıyor. Bununla ilgili bir umut maalesef kalmadı artık, çünkü çalışanlar, esnaf kazançlarıyla ev alamayacaklarını görüyor. Bizim ailelerimiz (benimkiler öğretmendi) zamanında kazandıklarıyla ev almışlar, yazlık almışlar, araba almışlar. Bugün ise üst düzey bir beyaz yakalı için bile bunlar kolay değil.
Bu yüzden sigortalılarımıza Quick Hayat Sigorta ve Holding şirketlerimiz olarak birlikte ev sahibi olma formülünü getirmeye çalışıyoruz. Henüz mülkiyet hakkı, devri ve sözleşmeler üzerinde çalışmakla birlikte, şöyle düşünüyoruz: Kişi bir konut sahip olma hayali içinde olsun ve bu hedefe doğru ilerlemek için birikim yapmaya yönelsin. Quick Hayat’la bir poliçe yapacak ve süre sonuna dek önceden belirlemiş olduğu birikimi oluşturacak ve sigortayı sonlandıracak. Aldığı tazminatla Holding şirketlerimizden konut alımı yapacak şirketimizle birlikte kendi belirlediği (elbette çeşitli kriterlere uygun olarak) konutu alacak ve sahip olmadığı oranda rayiç bedel üzerinden kira ödeyerek o konutta oturma hakkı elde edecek, kendisininmiş gibi oturacak.
Zaman içinde farklı finansal araçlar kullanarak sahiplik oranını artıracak ve zaman içinde de evin tamamına sahip olacak. Hükümetin konut edindirme politikasına paralel bir ürün olmasını önemsiyoruz. Kamu otoritesinin olumlu görüşüyle birlikte, kolay konut edinimine yönelik böyle bir niyetimiz var.
Araç almak için de benzer bir çözüm sunmaya çalışıyoruz. Biraz birikimi olup da araç almaya o birikim tutarı yetmeyenler için bir ürün sunmayı istiyoruz. Hayat sigortası alarak birikime yönelik bir adım atacak, birikimi belli bir orana gelince de mobilite şirketimizle ortak bir araç sahibi olabilecek. Bundan sonra iki alternatif var, ya aracı mobilite şirketimiz işletecek ve sigortalımıza sahipliği oranında gelir üretecek ya da sigortalı arabayı kullanıp sahip olmadığı oranda mobilite şirketimize kira ödeyecek.
Bu da kulağa cazip bir çözüm gibi geliyor…
Evet… Hayat sigortalarında hep “Şu kadar yatıralım, bu kadar birikimim olsun” diye düşündük. Bu aslında stratejik bir hataydı. Birikimi bir konu başlığıyla hedeflemedik. Konut alabilmek için ya da araba almak için finansman kaynağı olarak göstermedik. Sigortalıya “ölürsen” dedik. Bu da haliyle itici bir yöntem.
Devlet orta vadeli birikimler için mademki teşvikte bulunuyor, o zaman hayat sigortaları penceresi altında bu tür ürünlerle sigortalılara gitmek gerektiğini düşündük. İkinci motivasyon kaynağımız de bu oldu.
Peki bu ilginç ürünleri ne zaman göreceğiz piyasada?
2025 yılında Quick Hayat bu iddialı ürünlerle piyasada kendini gösterecek. Bizim büyük bir avantajımız var; o da Quick Sigorta ve Corpus Sigorta’nın toplam 8 binden fazla acentesi. Onlara hemen ulaşma imkânımız oluyor. Teknoloji sayesinde bire bir iletişimi hemen kurabiliyoruz. Geçtiğimiz temmuz ayında ruhsatımızı aldık ve acentelerimize bu gelişmeyi duyurduk. Bizim şu anda hayat sigortası şirketi olarak binden fazla acentemiz var. Banka kanalımız yok ama olsa da herkese aynı mesafede satış arzı yaklaşımımız olacak. Acentelerimiz de bu konuyla çok ilgili. Hayat sigorta şirketinin kurulmuş olmasını çok heyecanla karşılıyor, poliçe kesmek için sabırsızlıkla bekliyorlar. Altyapıyı hazırlıyoruz, 2025 yılında hızlı bir şekilde giriş yapıp yeni bir sayfa açmayı planlıyoruz.
Hayat sigortacılığı şeffaflıkla büyür
Hayat sigortasında müşteriye ne zaman ve nasıl bir gelir elde edeceğine yönelik tam bir şeffaflıkla bilgi verilmesi gerektiğine inanıyorum. Acentelerimizin gayet bilinçli olarak müşterilere detaylı ve doğru bilgi sunmaları gerekiyor. Bilgilendirme yönetmeliğiyle birlikte bu konuda epey adım atıldı ancak daha da ileri gidilmesi gerektiğini düşünüyorum. Web üzerinden, mobil cihazlardan poliçe sahibi ne zaman, ne kadar kazanacak, şirket ne gelir elde edecek, acente ne alacak, günlük olarak durum nedir gibi bilgilerin detaylarıyla ve şeffaf biçimde gösterilmesi halinde doğru ve iyi satış yapılmamasının mümkün olmadığını düşünüyorum.
“Acenteler hevesli”
Hayatımızda eğitim, sağlık gibi birçok başlığın özelleştiği bir sistemde kişilerin bunlara yönelik ihtiyaçları oluşuyor ve o ihtiyaçları karşılayan ürünlerin hayat sigortacıları tarafından sunulması gerekiyor. Acenteler de çok hevesli, bunları anlattığım zaman gözleri parlıyor. Tek bir acentemiz yok ki itiraz etsin ve bu konuda istekli olmasın. Somut hedeflerle hayat sigortacılığını kullanmak acenteler açısından çok önemli. Buna hayat dışı acenteler de dahil. Hayatta uzmanlaşmış acenteler bunu zaten çok iyi biliyorlar. Hayat sigortalarının nelere hizmet edebileceğini hayat dışı acentelere anlattığınız zaman onlar da buna çok olumlu tepki veriyorlar. Dolayısıyla önümüzdeki dönem bizim için heyecan verici olacak. Hayat sigortalarında uzmanlaşmış acentelerimizle başlayacağız. Hayat dışı acentelerimize de ürünleri anlatarak onların da bu işe girmesine yardımcı olacağız. Sonuçta hayat sigortasında önümüzdeki sene epey yol almayı hedefliyoruz.
Gelecek artık gelsin!
Sigortacılık benim çalışmaya başladığım 1990’ların başında da geleceğin sektörü olarak anılıyordu ama o gelecek bir türlü gelmedi. Belki de çuvaldızı kendimize batırıp özeleştirimizi verip doğru işlere öyle yönelmemiz lazım. Ülkemizde sigortalanma bilincini oluşturacak eylemleri hızlandırmamız gerekiyor. Eğitimde örneğin, müfredatta risk bilincinin oluşması için atılacak adımlar olmalı, ancak öyle sonuç alabiliriz. Çünkü risk bilinci oluşursa sigorta da bunun bir türevi olarak gelişecektir. Hayat sigortası ürünlerinin doğru zamanda, doğru yerlerde, doğru ihtiyaçlara yönelik satılması ancak bilincin artmasıyla olacaktır. Bunun için çalışacağız biz de.