Fatih Gören’in kaleminden: Bilgi Asimetrisi…

Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Fatih Gören, linkedin hesabından dikkat çeken yazılar yazmaya devam ediyor. Fatih Gören son makalesinde asimetrinin bir başka türü, bilgi asimetrisinin sigortacılıkla ilgisini inceliyor.

Fatih Gören’in makalesi şöyle:

“Bugünkü konumuz asimetri ama bildiğiniz asimetrinin bir başka türü, bilgi asimetrisi…

2001 yılında, George Akerlof, Michael Spence ve Joseph E. Stiglitz bilgi asimetrisi olan piyasalardaki analizleri için Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanmışlardır. George Akerlof 1970 yılında kavramı ilk ortaya atan iktisatçı olarak bu durumu limon piyasası teoremiyle 2. El otomobiller üzerinden açıklamıştır. Piyasada iyi ve kötü (limon) durumda otomobiller vardır. Bilgi asimetrisi sebebiyle ikinci el otomobillerin durumunu bilemeyen alıcılar ortalamadan bir fiyata gelir. Bu fiyat limon tabir edilen araçların satıcıları için cazipken iyi durumdaki araçların satıcıları ise beğenilmez. Sonuçta iyi kalitedeki araçların satıcıları piyasadan çıkar ve piyasa limonlara kalır…

Ters Seçim ve Ahlaki Tehlike

Bilgi asimetrisi herhangi bir piyasada taraflardan birinin sahip olduğu bilgiye diğer tarafın yeterince sahip olmaması durumu olarak ifade ediliyor. Asimetrik bilgi hayatın her alanında karşılaştığımız bir durum. Sadece ticari sözleşmeler açısından düşünmeyin sağlık, siyaset, dış politika her alana uyarlanabilecek bir konu. Asimetrik bilgi temelde iki tür probleme yol açar ters seçim (adverse selection) ve ahlaki tehlike (moral hazard). Sigortadan örnek vermek gerekirse, sağlık problemi olanın bu bilgiyi gizleyerek sigorta yaptırması sigortacı açısından bilgi asimetrisine bir örnek. Sigortalının bir ürünü alırken bunun piyasadaki geçerli fiyatı, aldığı ürünün özellikleri, hasar durumunda alacağı hizmetin kalitesi, hatta sigorta yaptırdığı şirketin ödeme kabiliyeti konusunda yeterince bilgi sahibi olmaması da sigortalı aleyhine bilgi asimetrisi yaratan durumlardır.

Sigortacılıkta Ters Seçimin Sonuçları

Sigortacılıkta bilgi asimetrisiyle sigortacının riski iyi seçememesi sonucu belirlediği fiyata daha riskli sigortalıların razı olması ters seçime yol açar. Sigorta şirketinin sonuçları bu ters seçimle kötüleştikçe fiyatı genele yayarak arttırması sonucu riski düşük sigortalıların bu fiyata razı olmayarak sistem dışına çıkması da pazar payı kaybına…

Ahlaki tehlike ise sözleşme kurulduktan sonra bir tarafın sözleşmeyi kötüye kullanmasıdır. Mesela sigortalının nasıl olsa sigortalı olduğunu bilerek riskin korunmasına özen göstermemesi ya da sigorta şirketinin yasal faizi avantajlı gördüğü için hasarı dava yoluna taşıyarak ödemek istemesi vb. Bir de tabi temsil konusu var. Temsilcinin bilgi asimetrisi yaratmayacak şekilde ürünü anlatması, müşteriyi satış yapabilmek adına yanlış yönlendirmemesi yani yanlış satış (misselling) yapmaması gerekli.

Bilgi Asimetrisi Nasıl Önlenir

Aslında bilgi asimetrisi çoğu piyasada kaçınılmaz bir durum. Bunun için sigortada azami iyi niyet (utmost good faith) kuralı esastır. Taraflarca bir sözleşme kurulurken sigortalının sözleşmeye etki edebilecek konularda tüm bilgileri doğru olarak vermesi; aynı şekilde sözleşmeye aracılık eden kişi ve teminat veren şirketin de neyi, ne şartlar altında sigortaladığı konusunda doğru ve gerçek bilgileri sigortalıya bildirmesidir . Bilgilendirmeyi arttırıcı kamusal düzenlemeler de kuşkusuz önemlidir. Poliçelerde olması gereken açıklamalara ilişkin düzenlemeler ve bilgilendirme formları gibi uygulamalar bu amaca hizmet eder.

Dijitalleşme ise çoğu dikeyde bilgi asimetrisini ortadan kaldıran bir faktördür. Mesela bugün müşteri internet üzerinden arama yaptığında veya bir acenteye gittiğinde tek satış kanalı üzerinden çoğu şirketin fiyatına ulaşması mümkün. Sigorta şirketleri açısından ise müşteri verilerinin merkezi olarak takibi ile veriye dayalı sigortacılık yapma imkanları giderek artmakta.

Kasko Sigortalarında Alıcı ve Satıcı Açısından Durum Tespiti

Türkiye piyasasında özellikle kasko gibi standart ürünlerde kanalların dijitalleşmesi ile sigortalı açısından bilgi asimetrisi önemli ölçüde ortadan kalkmıştır. Bugün ister internetten isterseniz acenteden şirketlerin karşılaştırmalı fiyatlarına rahatlıkla ulaşılabilmektedir. Özellikle acente kanalı üzerinden sadece fiyatla kalmayıp ürünün içeriği, teminatları, şirketlerin hasar uygulamaları gibi pek çok konuda detaylı bilgi alınabilmektedir. Buradaki ters seçim hasar olursa devlet bir şekilde karşılar ya da acenteden alırım yaklaşımıyla hareket eden sigortalıların mali yapısı güçlü olmayan şirketlere fiyat odaklı yönelmesi sonucu zararına iş yazan şirketlerin yüksek pazar payına ulaşması ve maliyetlerin piyasa genelinde yönetilememesi sonucu sektörde genel olarak hizmet kalitesinde düşüş şeklinde yaşanabilir…

Diğer yandan sigorta şirketleri açısından bilgi asimetrisi kısmen de olsa devam etmektedir. Birincisi şirketler hala klasik stratejilerle gitmekte risk seçimine yönelik maliyet ve geliştirmelere katlanmak yerine rakiplerine göre fiyatlama yapıp yatırım gelirlerine odaklı politikalara devam etmektedir. İkinci konu ise sistemin ruhsat sahibi üzerinden işlemesinden kaynaklanmaktadır. Sürücüyü değil işleteni takip eden sistemde hasarsızlık indirimleri de anlamını yitirmiş durumdadır. Ticari araçlarda ruhsat sahibi tüzel bir kişiliktir kullanıcılar ise çok farklı kişiler olabilir. Hususi araçlarda da ruhsat sahibi ile sürücü farklı kişiler olabilmektedir. Aslında sürücünün skorlanarak sigortalandığı bir sistem yaratılmadığı sürece, sürücü davranışlarını değiştirmek çok da mümkün olmamaktadır. Ehliyet ceza puanınızın ve sürücü olarak geçmiş hasarlarınızın sigorta priminizde, aldığınız kredilerde ve diğer finansal hizmetlerde etkili olacağını bilseniz sürüş geçmişinize çok daha fazla dikkat etmeye başlarsınız. Mesela ticari araç kullananlar sürücü skorları kötü olduğunda iş bulamayacaklarını hiç bir işverenin onlara iş vermeyeceğini veya yüksek sigorta primine katlanmak zorunda olacaklarını bilseler çok daha özenli araç kullanacaklardır. Cep telefonlarındaki telematik uygulamalarının gelişen imkanlarla birlikte önümüzdeki dönem bilgi asimetrisini gidermek açısından sigorta şirketlerince çok daha etkin kullanıldığını göreceğiz..

Evet bilgi asimetrisi gördüğünüz üzere bizi çok farklı noktalara getirirken bilginin kullanılması ile oluşturulacak politikalar davranışlarımızı değiştirebilmekte. Yeter ki bizim değişimi isteyip planlayarak sistemimizi buna göre uyarlayalım…”