Bir aktüer olarak IFRS17 raporlamasını kötülemem mümkün değil; ancak gerek maddi gerek insan kaynağı açısından bu kadar efor gerektiren bir standardın süreci çok daha zorlaştıran muhasebe standardı olarak da uygulanması kıymetli kaynakların doğru yerlere ayrılamaması sonucunu doğuruyor.
-Orhun Emre Çelik
Geçtiğimiz haftalarda geleneksel Sigorta Haftası kapsamında çeşitli etkinlikler yapıldı. Bu etkinliklerde çok farklı konular ve sorunlar ele alındı. SEDDK Başkanı sayın Davut Menteş, açılış konuşmasında sektör için gerçekten önemli konulara vurgu yaptı. Finansal dayanıklılık, zorunlu afet sigortası, tamamlayıcı emeklilik sistemi, katılım sigortacılığı ve trafik sigortası ile ilgili faaliyetler hakkında detaylı bilgi verdikten sonra yakında yapılacaklar konusunda da özel sağlık sigortaları yönetmeliği, hasar yönetmeliği, üniBES projesi, devlet destekli alacak sigortası ve IFRS17’den bahsetti.
Bu konuların hepsi elbette çok önemli ve birbirlerini de etkileyen konular. İstanbul’da düzenlenen seminerin de ana konusu olan sigortalılık açığı,hem şirketlerin portföy büyüklüğü ve ölçek ekonomisine ulaşma hem de riskin gerçekleşmesi halinde güçlü bir reasürans yapısı ile ülke ekonomisine hızla katkı sağlama açısından finansal dayanıklılık çerçevesinde de önemli ektileri olan bir başlık. Sektörün yıllardır kanayan yarası ve kolay bir çözüm yolu görünmeyen trafik sigortası meselesi de benzer şekilde hem çok sayıda sigortalıyı ilgilendirmesi hem de şirketlerin finansal dayanıklılık ve ticari sürdürülebilirliklerini etkileyen çok önemli bir başlık.
SEDDK’nın kuruluş sermayesi artışı, sermayeye bağlı üretim kısıtları, deprem stres testi gibi talepleri bu konulardaki riskleri azaltmak için gerekli ve faydalı uygulamalar olarak öne çıkıyor.
Buraya kadar bahsettiklerimizi aktüerler olarak bizi ilgilendiren iki yönden daha ele almak gerektiğini düşünüyorum: Öncelik sıralamaları ve sorumluluk kapsamı.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi sektörün acil ilgilenilmesi gereken çok fazla sorunu var. Yüksek enflasyon ve küresel gelişmeler ile henüz zorlu dönemlerin bitmediğini söylemek mümkün. Dünya çapında önde gelen sigorta gruplarının ülkeden çıkışı da bunun bir göstergesi. 2010’ların ikinci yarısında Aviva, Liberty, AIG, Ergo ile başlayan çıkışlar 2020’lerde de Aegon, Groupama ve bence sektörün en eski oyuncularından olması vesilesi ile ayrı bir sembolik öneme sahip Generali ile devam ediyor. Sigortacılıktaki sermaye yapısının gelişimini yıllar itibarıyla incelediğimizde 10-15 yıllık periyotlar ile sektöre yabancı giriş ve çıkışlarının yaşandığı bir döngünün varlığını görmek mümkün. Bu çıkış döngüsünün de bir süre sonra tersine dönmesi beklenebilir ancak bunun ön koşulu makro ekonomik dengelerin rayına girmesi. Böyle bir süreçten geçerken sektör ve aktüerler IFRS17 için inanılmaz bir efor ve kaynak ayırmak durumunda kalıyor. Her platformda belirttiğim üzere bir aktüer olarak IFRS17 raporlamasını kötülemem mümkün değil; ancak gerek maddi gerek insan kaynağı açısından bu kadar efor gerektiren bir standardın süreci çok daha zorlaştıran muhasebe standardı olarak da uygulanması kıymetli kaynakların doğru yerlere ayrılamaması sonucunu doğuruyor.
Diğer taraftan iç sistemler yönetmeliği ile artan aktüer ihtiyacı mevcut kaynaklarla karşılanamıyor. Yine belirtmek isterim ki düzenlemenin ruhu çok doğru bir bakış açısını yansıtıyor. Ancak mevcut kaynaklar ile bu ruha uygun kalitede iş çıkarmak sektörü çok zorlayan bir efor gereksinimi yaratıyor. Şirketin finansal tablolarına da imza atan sorumlu aktüerlerin iç sistemler aktüerya fonksiyonunun yükümlülüklerinden de sorumlu olması makul bir perspektif olmakla birlikte geniş bir sistem ve organizasyon altyapısının olgunlaşmasını gerektiriyor. Önceki akşam Aktüerler Derneği Yönetimi’nden sevgili Cenk Yalçın ve Yetkin Tunçay ile yaptığımız sohbette, dernek üyesi 27 kişinin şu anda yurt dışında çalıştığını söylediler. Toplam aktif aktüer sayısı dikkate alındığında bu çok yüksek bir orana tekabül ediyor. Güncel iç sistemler mevzuatı aktüerya fonksiyonunun teknik karşılıklara ilişkin bir aralık belirlemesini gerektiriyor. Böyle bir durumda finansal tabloya imza atan sorumlu aktüerin attığı imza ile hangi rakamdan ve hangi operasyondan sorumlu olduğunun daha net belirlenmesi önem kazanıyor.
Özetle yapılacak çok iş, buna ilişkin ise kısıtlı bir kaynak var. Sektörün sağlıklı büyümesi için bu kısıtlı kaynağın doğru konularda ve doğru sıralama ile kullanılması çok önemli.