Sağlık sigortasında birkaç yıldır %100’ün üzerinde seyreden ortalama prim artış seviyesi bireysel sigortalıları etkiliyor. Bu durum ilerleyen yaşlardaki sigortalılar için yenilemeleri katlanılmaz hale getiriyor. Yıllık primin kişi başı 100.000 TL’yi aştığı örneklerle karşılaşıyoruz. Sigortalı portföyün genel popülasyona paralel olarak giderek yaşlanacağı düşünülürse, ileri yaştaki sigortalılar için sektör paydaşlarının anlaşabileceği alternatif çözümler şimdiden planlanmalı. Örneğin yaşlı sigortalılar havuzu neden olmasın?
-Orhun Emre Çelik
Sanırım üzerinde en çok yazdığım konulardan birisi sağlık sigortaları. Tüm branşlar arasında tazminat frekansı en yüksek poliçelerin sağlık sigortası poliçeleri olması ve dolayısıyla sigorta şirketlerinin sigortalıları ile en çok temas ettiği ürünlerin başında (özellikle tamamlayıcı veya özel) sağlık sigortalarının gelmesi bunda önemli bir etken.
Sigortalı perspektifinden bakılırsa ayakta tedavi teminatları genellikle yıl içinde birçok kez kullanılıyor, sadece yatarak tedavi teminatı olan poliçeler ise gerçekten ciddi durumlarda ve sigortalı sağlığının önemli şekilde etkilendiği vakalarda devreye giriyor. Diğer bir ifade ile sigortalı bireysel olarak iyi olmadığı, sorun yaşadığı bir dönemde sigorta şirketi ile muhatap oluyor.
Bunun dışında ise yenileme dönemlerinde artan poliçe primleri ile…
Sağlık sigortası görece olarak az sayıda sigorta şirketinin rekabete katkı sağlayacak aktif faaliyet gösterdiği bir branş. Türkiye Sigorta Birliği tarafından yayınlanan raporlardaki 2023 yılsonu rakamlarında göre toplam primin %56,6’sını sadece iki şirket kazanmış. Hasar prim oranı ise %75,8 seviyesinde. Kazanılan prime göre sıralandığında ilk 10 şirketin pazar payı %90,56 seviyesine ulaşıyor. Tüm şirketler dikkate alındığında sektörün toplam hasar prim oranı %72,8.
Faaliyet giderleri ve teknik olmayan bölümden aktarılan yatırım geliri de dağıtıldıktan sonra toplam teknik kâr 11,8 milyar TL seviyesinde. Bu tutar branşı kâr sıralamasında kara araçlarından sonra ikinci sıraya getiriyor ve sektörün toplam kârının %20’den fazlasını oluşturuyor.
2024 yılı Haziran rakamları biraz farklılaşsa da (bu arada sağlık branşının mevsimselliği dikkate alındığında bu çok da beklenmedik bir durum değil) genel görünüm çok değişmiyor: Sağlık sigortaları kârlılık açısından da prim üretimi açısından da istikrarlı bir şekilde yoluna devam ediyor.
Tablo. Hastalık-Sağlık branşı 2023 yılı yılsonu göstergeleri. Kaynak: TSB
Kazanılmış Prim Sırası | Hasar Prim Oranı | Prim Payı |
İlk 2 | 75,8% | 56,61% |
İlk 5 | 75,7% | 76,86% |
İlk 10 | 73,0% | 90,56% |
Toplam | 72,3% | 100,00% |
Branşın kârlılığını korumasındaki başarısı büyük ölçüde prim artışlarına bağlı. Ölçek ekonomisinden faydalanma ihtiyacının da etkisi ile kurumsal sigortalarda var olduğu bilinen rekabet, daha önce çeşitli yazılarda dile getirdiğim yenileme garantisi ve riziko kabul uygulamaları gibi sebeplerle bireysel sigortalara aynı ölçüde yansımıyor. Dolayısı ile birkaç yıldır düzenli olarak %100 civarında ve üzerinde seyreden ortalama prim artış seviyesi bireysel sigortalıları daha da derinden etkiliyor.
Bu durum ilerleyen yaşlardaki (özellikle 65 ve üstü) sigortalılar için yenilemeleri katlanılmaz hale getiriyor. Yıllık primin kişi başı 100.000 TL’yi aştığı örneklerle karşılaşıyoruz. Sigortalıların şirket değiştirmesi halinde tekrar riziko kabul sürecine girmesi riski şirketlere karşı elleri kolları bağlı bir şekilde yenileme kararlarını beklemeleri sonucunu doğuruyor.
2010’lu yılların başlarında sigortalıların aşırı prim artışlarından şikâyet etmesine yol açan, sebepleri farklı da olsa sonuçları açısından benzer bir süreç yaşanmış ve o zamanki düzenleyici otorite Hazine Müsteşarlığı tarafından prim artışlarına ilişkin birçok düzenleme yapılmıştı. Bu düzenlemeler halen yürürlükte olmasına rağmen bu durum yaşanıyor. Buradaki ifade şirketlerin düzenlemeye uymadığı şeklinde algılanmasın. Tam tersine bu düzenlemelere rağmen ülke olarak içinden geçtiğimiz ekonomik süreç böyle bir sonucun doğmasında etkili.
Şirketler açısından durum haklı ve/veya mevzuata uygun da olsa bu gelişmeler uzun vadede sigorta sektörünün itibarına ciddi şekilde zarar verebilir. Özellikle sigortalı portföyün de genel popülasyona paralel olarak giderek yaşlanacağı düşünülürse, ileri yaştaki sigortalılar için üzerinde yeterince düşünülmüş ve tüm sektör paydaşlarının anlaşabileceği alternatif çözümler şimdiden planlanmalı. Örneğin trafik sigortasındaki riskli sigortalılar havuzu muadili sağlık sigortalarında da yaşlı sigortalılar havuzu neden olmasın?