Sigorta sektörünün 2024 ilk yarı yıl teknik ve finansal sonuçlarına göre, sigorta şirketleri toplamda tüm branşlarda 49,5 milyar liralık net kâr elde etti. Bu kârın 34 milyar lirası hayat dışı şirketlerden, 15,5 milyar lirası hayat ve emeklilik şirketlerinden geldi. Ancak hayat dışında geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre bilanço kârlılığı, özkaynak kârlılığı ve aktif kârlılığında düşüş gözlendi. Mali kârlılık ise geçen yılın ilk yarısına göre bir nebze de olsa yüksek kaydedildi.
Hane halkı gelirindeki daralma yangın, zorunlu deprem ve mühendislik branşlarında yılın ilk yarısında poliçe kaybına neden oldu. Bu durum oto branşlarında henüz gözlenmese de varlık fiyatları ve enflasyondaki yükselişten kaynaklanan büyümenin ve yüksek faiz ortamındaki kârlılığın daha ne kadar sürdürülebileceği merak konusu.
-Sigorta Dünyası Özel Haber
Türkiye Sigorta Birliği’nin web sitesinden yayınladığı tablolara göre, 335 milyar liralık üretim yapılan hayat dışında 39,1 milyar lira, 43 milyarlık prim üretilen hayatta 7,6 milyar lira ve emeklilik şirketlerinde 835 milyon lira olmak üzere toplamda 47,5 milyar liralık teknik kâr edildi. Ancak hayat dışındaki teknik kârın içinden 56,8 milyar liralık teknik olmayan bölümden aktarılan yatırım gelirleri çıkarıldığında 18 milyar liraya yaklaşan teknik zarar oluştu. Bu sonuçlarla, sektörün özkaynak kârlılığı geçtiğimiz yılın ilk yarısına göre yüzde 29’dan yüzde 24’e geriledi.
Hayat dışında en çok kâr kaskodan geldi. Bu branşta 15 milyar liraya yakın kâr edilirken, trafik sigortasında ise 10 milyar liralık zarar edildi. Yangın ve doğal afetler 8,8 milyar lira, sağlık branşı 7,3 milyar lira, ferdi kaza ise 4,7 milyar lira ile en çok kâr edilen branşlar oldu.
Bilançonun en altına bakıldığındaysa, sigorta şirketleri toplamda tüm branşlarda 49,5 milyar liralık net kâr elde ettiği görüldü. Bu kârın 34 milyar lirası hayat dışı şirketlerden, 15,5 milyar lirası hayat ve emeklilik şirketlerinden geldi.
“Türkiye” iki branşta da lider
Şirketler bazında hayat dışında en çok kâr eden şirket 6,5 milyar lira ile Türkiye Sigorta oldu. 5,5 milyar lira ile Anadolu Sigorta ve 5,2 milyar lira ile Allianz yarı yıl kârlılık sıralamasında ilk üçe girdi.
Hayatta ise Türkiye Hayat ve Emeklilik 4,6 milyar lira ile lider, Anadolu Hayat Emeklilik 2,1 milyar lirayla ikinci, Garanti Emeklilik ve Hayat ise 1,9 milyar lira ile üçüncü oldu.
Poliçe üretiminde yangın kaynaklı düşüş
Poliçe sayılarına bakıldığında ise hayat dışında artış değil, az da olsa düşüş görülüyor. 38 milyon 124 milyondan 37 milyon 773 bine doğru yaşanan gerilemenin özellikle yangın ve doğal afet ile mühendislik branşlarından kaynaklandığı dikkat çekiyor. Buna göre, 2023’ün ilk yarısında toplam 9 milyon 141 bin poliçe üretilen yangın ve doğal afetler branşında bu yılın ilk yarısında ise 8 milyon 206 bin poliçe üretilmiş. Yani, bir milyona yakın poliçe kaybı yaşanmış. Branş kırılımına bakıldığında, 2023 yılının ilk yarısında yangın branşında 3 milyon 398 bin poliçe üretilirken, bu yılın aynı döneminde bu sayı 2 milyon 916 bine gerileyerek 500 bine yakın kayba denk gelmiş. Zorunlu depremde ise geçtiğimiz yılın ilk yarısında üretilen 5 milyon 742 bin poliçeye karşı bu yılın ilk altı ayındaki üretim 5 milyon 289 binde kalmış. Buradaki kayıp da 450 bin dolayında gerçekleşmiş.
Oto sigortalarında ise hem kasko hem de zorunlu trafikte yüzde 10’a yaklaşan oranlarda poliçe artışı yaşanmış. Sağlıkta da geçen yılın altıncı ayına göre düşüş değil, artış yaşandığı ortamda mühendislik sigortalarına bakıldığında ise buradaki poliçe üretiminin 4 milyon 370 binden 4 milyon 15 bine gerilediği, yani, yine yaklaşık yüzde 10’a varan oranlarda düştüğü görülüyor.
Bu rakamlar karşısında 2022’nin ilk yarısına döndüğümüzde göze ilk çarpan faktör ise mühendislik sigortasında 2 milyon 834 bin poliçe olması. Buradan, 2023 Şubat depreminden sonra ticari segmentte deprem endişesiyle yüzde 50 oranında artan poliçe sayısının, reasürans piyasasının sertleşmesi dolayısıyla 2024’te artan primlerin etkisiyle bir miktar azaldığı anlaşılıyor.
Netice itibariyle sigorta sektörünün yılın ilk yarısındaki büyüme ve kârlılığının poliçe kaynaklı değil; enflasyon, faiz, deprem ve dolayısıyla reasürans fiyatları gibi harici etkenlerin getirdiği fiyat artışlarıyla gerçekleştiği anlaşılıyor.