Ayhan Çalık: Türk Sigortacılığında Birkaç İhlalden Bir Şey Olmaz

Hani kanun var ya: “Sigorta acentesi, acentelik sözleşmesi sona erdiğinde, sigorta ettirenlerle yaptığı veya kısa bir süre içinde yapacağı işlerle ilgili sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği komisyona hak kazanır.” Kazanabilir de! Kazanamayabilir de! İşinize gelirse Türk sigorta sektörü bu! Türk Sigortacılığında birkaç kere illegallikten bir şey olmaz.

-Ayhan Çalık*

Sultan Abdulaziz Fransa İmparatoru III. Napolyon’un resmi davetlisi olarak Fransa’ya gider.  Sultan Abdulaziz’e refakat edenler arasında Keçecizade Fuat Paşa da vardır. Rivayet odur ki III. Napolyon Keçecizade Fuat Paşa’ya şöyle der:

“Süveyş Kanalı açılmalı, Girit Osmanlılardan alınıp Yunanistan’a verilmeli, Kudüs’teki kutsal yerlerden Katoliklere ait olan yerlerin yönetimi Fransızlara bırakılmalı. Zaten bu sorunlar sizin için büyük dert…. Yorgun omuzlarınızdan bu sorunları atıp rahatlayınız.”

Keçecizade Fuat Paşa, “Biz hâlâ güçlüyüz haşmet-meâb, tehditlere boyun eğmeyiz!”

İmparator kahkaha ile karşılık verir:

“Yapmayın, devletinizin ne kadar zayıfladığını bütün dünya biliyor.”

Keçecizade Fuat Paşa ise tarihe not düşülen şu yanıtı veriyor:

“Haşmet-meâb siz bendenize Osmanlı’dan başka bir devlet gösterebilir misiniz ki; üç yüz senedir sizin dışarıdan, bizim içeriden devamlı tahribimize rağmen ayakta kalabilmiş olsun. Evet, üç yüz senedir siz dışarıdan, biz içeriden uğraştık, Osmanlı’yı yıkamadık!”

Keçecizade Fuat Paşa’nın sigorta kelimesi geçen bir anısı daha var ki anlatmadan geçmemek lazım. Aktarayım:

Keçecizade Fuat Paşa, İngiliz Büyükelçisine İstanbul’u gezdirirken, İngiliz Büyükelçisi hemen hemen her kapıda gördüğü birbirinin aynısı olan “Ya Hafız” levhalarını görünce anlamını sorar. Keçecizade Fuat Paşa hazır cevaplılığıyla yanıtlar: “Bunlar Osmanlı Sigorta şirketlerinin levhalarıdır ekselans” der. İngiliz sefiri de cevaben, “Cirosu yüksek bir şirket olsa gerek. Çünkü neredeyse bütün evlerde görüyorum” diyerek cevaplar.

Osmanlı döneminde insanlar için yangın ve zelzele, evlerinin iki büyük düşmanıdır. Yangın ve zelzeleden korunmak için evlerinin dış duvarına, “Yâ Hâfız” yazarak bu ism-i ilahînin himayesine sığınırlardı.

Bir de gazeteci şehidimiz Uğur Mumcu var. Ne demişti hatırlayalım:

“Türk vatandaşı; İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemelerine göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir.”

Toparlayalım:

Türk sigorta sektörü ne İsviçre ne İtalyan ne Alman ne Fransız ne de İngiliz yasalarına uyar; işine geldiğinde vatandaşın hakkını koruyan, işine geldiğinde külü kömbesine çeken bir sistemdir.

Öyle ki yeri geldiğinde kendi yasalarına-kanunlarına bile uymaz. Tek kanunu vardır: Ben Kanunu!

Yani sigorta sektöründe sigorta şirketi, acentesi, bankası, brokeri, özel izinli kurumları “benim için ne karlıysa o kanundur” mottosu ile hareket eder.

Sektörde olanlar zaten biliyor da ola ki sektör dışından okuyup anlamayanlar için yazayım:

Hani kanun der ya sigorta şirketinde acente olamaz, eksper olamaz, broker olamaz. Acente eksper olamaz, broker acente olamaz, broker şirket olamaz. Olmuştur! Olur.

Hani kanun der ya satış herhangi bir sebeple verilen teminat sona ererse poliçe iptal olur. Olabilir de! Olmayabilir de!

Hani kanun der ya iptal edilen poliçelerin iadeleri sigorta ettirene iade edilir. Edilebilir de! Edilmeyebilir de!

Hani bilinir ya, “İşçinin ücretini alın teri kurumadan önce ödeyiniz.” Ödenebilir de! Ödenmeyebilir de!

Hani kanun var ya: “Sigorta acentesi, acentelik sözleşmesi sona erdiğinde, sigorta ettirenlerle yaptığı veya kısa bir süre içinde yapacağı işlerle ilgili sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği komisyona hak kazanır.” Kazanabilir de! Kazanamayabilir de!

İşinize gelirse Türk sigorta sektörü bu! Türk Sigortacılığında birkaç kere illegallikten bir şey olmaz.

Bu bir kültürdür ve ne yazık ki Türkiye’de sigortacılık sadece 150 yıl kadar kısa bir kültürdür. Mutlaka bir gün kanuna, yönetmeliğe, genelgelere uygun yönetilecektir. Onun için sakın ola Türk sigorta sektörüne inanmamazlık yapmayın!

Ama yine de siz siz olun “Ya Hafız” tabelanızı asmayı unutmayın. Yangın ve zelzele için değil. Sigorta sektöründeki illegal işlerin muhatabı olmamak için.

*SAB Derneği Başkanı