“Yapay zekâ, sigorta şirketlerinin ortak ağlarını genişletmesine ve eski sistemlerini geleceğe taşımasına yardımcı olabilir. Hasar verilerindeki anormallikleri tespit etmede ve müşterilerin daha düşük prim veya daha yüksek tazminat ödemesi almak için kullandığı yanlış bilgileri belirlemede, sigortalı adaylarının özel ihtiyaçlarına uygun özelleştirebilecekleri teminatları belirlemede, sigorta okuryazarlığının yaygınlaşmasını da sağlayabilir.”
****
Bizim çocukluğumuzda Jetgiller isimli bir çizgi film vardı. Uçan arabalar, kol saati üzerinden yapılan görüntülü konuşmalar ve işlemler, robot köpekten hizmetçiye kadar destek hizmeti veren insansı yapıları hayal dünyamıza kazımıştık bu çizgi filmi izlerken. Bugün, bu jenerasyonun, özellikle pandemi dönemiyle beraber dijitalleşmenin etkin kullanımına, bilgisayar sistemlerine insansı zekâ ve öğrenme yetenekleri kazandıran teknolojilere yatırım yapıldığına şahit olduğunu görüyoruz. Otonom arabalar, endüstriden sağlık hizmetlerine kadar kullanıma geçen robotlar aslında o çizgi filmin gerçeğe dönüşen dev adımları değil mi? Elbette ki bu gelişim sigortacılığa da yansıyacak ve değişimlere sebep olacaktır. Yapılan araştırmalar, yapay zekâ ve makine öğrenimi sayesinde sigortacılık süreçlerinin yüzde 25’inin yakın zamanda otomatik hale geleceği görüşünü öngörmektedir.
Peki yapay zekâ ve makine öğrenimi ne demektir? Yapay zekâ; “doğa ve doğadaki canlılar gözlemlenerek, incelenerek ve ilham alınarak benzeri akıllı sistemler ve yöntemlerin oluşturulması” olarak açıklanabilir. Makine öğrenimi ise kendilerine sunulan verileri kullanarak öğrenen veya performanslarını iyileştiren sistemlerin oluşturulmasıdır. Bu yapay zekâ alanının bir ileri evresidir. Müşteri davranışlarını anlama ve risk faktörlerini belirleme amacıyla kullanılan en etkili yapay zekâ teknolojilerinden biri, makine öğrenimi olarak bilinir. Makine öğrenimi, geleneksel talimatları kullanmak yerine örneklerden öğrenerek çözümler üretebilir; bu sayede görüntü, resim ve ses tanıma gibi karmaşık problemlere başarıyla yaklaşabilir. Büyük veri setlerinin bilgisayar ortamında depolanması, bu verilerin analizi ve yorumlanması, makine öğrenimi ile mümkündür. Sigorta şirketleri, bu teknolojiyi, rizikonun sanal olarak incelenmesinde, teklif vermeden önce bir aracın güvenlik özelliklerine bakmakta, hasar suiistimalleriyle mücadelede kullanabilirler.
Yapay zekâ, sigorta şirketlerinin ortak ağlarını genişletmesine ve eski sistemlerini geleceğe taşımasına yardımcı olabilir. Hasar verilerindeki anormallikleri tespit etmede ve müşterilerin daha düşük prim veya daha yüksek tazminat ödemesi almak için kullandığı yanlış bilgileri belirlemede, sigortalı adaylarının özel ihtiyaçlarına uygun özelleştirebilecekleri teminatları belirlemede, sigorta okuryazarlığının yaygınlaşmasını da sağlayabilir. Peki bunlar sektörümüzde kullanılan uygulamalar mı? Evet sigorta şirketlerimiz yapay zekâ kullanımına yatırım yapıyor ve sektöre artı değer yaratarak gelişim ve değişmelere kaynak oluyorlar. Çünkü değişime hazır olmak gerekiyor. Otonom araçların piyasaya çıkması, robot taksiler klasik kasko ürünleriyle hizmet verilemeyecek günlerin gelebileceği olasılığını düşündürmüyor mu sizlere de?
Peki robotlar dünyamızda nerede yer alıyor? “Robot”, zorla çalıştırma anlamına gelen Çekçe “robota” kelimesinden gelir. Bugün bu terim, insan işlerini yapabilen insan yapımı makineleri tanımlamak için kullanılmaktadır. Robotlar, hareket edebilme, algılama ve karar verebilme yeteneklerine sahiptir. Yapay zekâ ve otomasyon teknolojileri, robotların daha karmaşık görevleri üstlenmesini sağlamaktadır. Robotlar, sağlık, askeri, eğitim, hizmet, lojistik alanlarında, keşif, savunma ve savaş, endüstriyel otomasyon gibi birçok konuda kullanabilmektedir. Bu yapılar gelecekte daha karmaşık görevleri üstlenecek ve insanlarla daha yakın bir etkileşim kuracaktır. Kişiselleştirilmiş hizmet robotları, insan-robot işbirliği gibi gelişmelerin beklenildiği bir dönemdeyiz.
Robot denince aklıma hemen depremde göçük altında kalanların tespiti ve yıkılmak üzere olan binaların analizi geliyor. Bir de uzun süreli bakım sigortası. Sağlık destek hizmetlerinin verilmesinde kullanılan robotları düşünüyorum. Özellikle yaşlı bakımında Japonya, Amerika, İtalya, Almanya gibi ülkelerde yapay zekâdan faydalanmak üzere birçok geliştirmeler yapılmış ve kullanıma geçilmiştir. Robotlar sayesinde yaşlıların, hareket ettirilmesi, taşınması, banyo yaptırılması, yaşlılara arkadaşlık yapması mümkün hale gelmiştir. Yapay zekânın robotlarla somutlaşan yönü hayatımıza birçok avantajı getirmektedir. Bu avantajlara örnek olarak 7/24 saat hizmet sunabilmesi, ücretli bakıcıya göre daha ucuz olması, bakım hizmetlerini tamamlaması, bakıcının fiziksel olarak karşılaştığı zorlukları (yaşlının kaldırılması, taşınması vb) azaltması verilebilir. Benzer uygulamaların ülkemizde hayata geçmesi ve bu yöne yatırım yapılması sosyal güvenlik kurumunun üzerindeki yükü azaltan uzun süreli bakım hizmetlerinin kalitesini arttıran bir etki yaratacaktır.
Umarım yaşlandığımızda bu gelişmelerle donanmış bir hayat konforuna sahip oluruz. Yaşasın teknoloji!