1982 yılından hazırlanan bir Devlet Planlama Teşkilatı Raporu, sigortacılığın bugünkü belli başlı sorunlarının dün de var olduğunu ve çözülmeye çözülmeye kangren haline geldiğini gösteriyor. Sorunlar sadece sigortacılıkla sınırlı da kalmıyor. Raporda emekli maaşlarının düşüklüğünün hayat sigortasıyla telafi edilebileceğinin belirtilmesi, Türk halkının tarihsel olarak düşük maaşlarla yaşamaya çalıştığını gözler önüne seriyor.
Sigorta Dünyası’nın 1983 yılı Ocak sayısında yayınlanan Devlet Planlama Teşkilatı Raporundaki sigortacılıkla ilgili hususlar günümüzde de geçerliliğini koruyor. Bundan 42 yıl önce de çözülmesi gereken sorunlar banka sigorta muamele vergisi ve yangın sigortası vergisiyken, sigorta bilincinin arttırılması için sigortacılığın müfredata girmesinin gerekli olduğu o gün de belirtiliyor. Sektörün 1981 ile 1982 arasındaki büyümesinin ise poliçe değil, prim artışından kaynaklandığı vurgulanıyor:
Büyüme poliçe değil, prim artışı kaynaklı
“Ticaret Bakanlığı Sigorta Murakabe Kurulunca 1982 yılı içinde yayınlanan sigorta şirketlerinin 1981 yılı istatistiklerine göre, sigorta kesiminde 21 Türk, 15 yabancı olmak üzere 36 sigorta şirketi ile 4 reasürans şirketi faaliyet göstermektedir. Sigorta şirketlerinin direkt prim istihsalleri 1980 yılında 15 milyar lira, 1981 yılında yaklaşık 22,8 milyar liradır. Birer hizmet müessesesi olan ve teminat satan sigorta kesimi ekonomideki olumsuz gelişmelerden doğrudan ve ağır biçimde etkilenmektedir. Üretim ve yatırımlardaki duraklama sigorta kesiminin gerçek iş alanını daraltmaktadır. Günümüzde azalmış olmasına rağmen fiyat artışları ise, bir yandan sigortaya olan talebi düşürürken, öte yandan sigorta şirketlerinin bünyesini tahrip etmektedir. Direkt prim portföyündeki rakam büyümesi iş hacminin genişletilmesinden öte, fiyat artışlarından kaynaklanmaktadır. Sigortacılığın temelini oluşturan ve ekonomide gönüllü tasarruf kaynağı olarak büyük değer taşıyan hayat sigortaları tamamen durma noktasına itilmektedir. Sigorta işlemleri genellikle büyük risk taşıyan konularla, mecburi sigorta dallarında yoğunlaşmaktadır. Böyle bir ortamda akdedilen sigorta mukavelelerine ait primlerin bile tahsili ciddi zorluklarla mümkün olabilmektedir, özellikle günümüzdeki sıkı para politikası ve kredi maliyetlerindeki yükseklik bu zorluğu arttırmaktadır.”
Bir türlü gelişmeyen bilinç ve müfredata giremeyen sigorta
Raporda sigorta bilincinin eksikliği, hatta yokluğu özelikle vurgulanıyor. İlkokullarda sigortanın okutularak bu eksikliğin giderilebileceği, bugün olduğu gibi o gün de söyleniyor: “İlkokullardan itibaren ders programlarına sigortanın tanıtımı ve yararlarıyla ilgili eklemelerin yapılması, ekonominin bu temel dalında gençlerin bilgi sahibi olmalarını sağlayacaktır.”
Bir başka husus ise serbest tarife. O yıllarda tüm branşlarda tarife usulü hakimken, öncelikle kaskoda serbest tarifeye geçilmesinin gerekli olduğu Raporda vurgulanıyor. Banka Sigorta Muamele Vergisi ile Yangın Sigortası Vergisi de bugün olduğu gibi 42 yıl önce de sigorta sektörünün düzeltilmesi gerektiğini ısrarla belirttiği hatalı uygulamalar arasında yer alıyor: “Sigorta sisteminin teşviki ile sigorta yaptıranlardan vergi alması ve dolayısıyla sigorta yaptırmayanların otomatikman bu vergiden muaf tutulması ters bir uygulamalıdır. Aynı şekilde, Belediye Vergisinin, itfaiye teşkilatının idamesi gerekçesi ile sigortalılardan alınması ileriyi düşünüp kendi rızası ile sigorta yaptıranları cezalandırmaktadır. Sigortalı olsun veya olmasın itfaiyenin çalıştığı bölgedeki bütün mülk sahipleri itfaiye hizmetlerinden yararlanmaktadır.”
Düşük maaşa hayat sigortası çözümü
Emekli maaşlarının düşüklüğünün Türkiye’nin tarihsel bir gerçeği olduğu da Rapordan anlaşılıyor. Bugün nasıl BES’in emeklilik için rahatlatıcı bir sistem olduğu vurgulanıyorsa, o zaman bu misyon hayat sigortasına verilmiş: “Özellikle emekliliğin sağladığı imkânların kısıtlı olması, emekli maaşlarının devamlı ayarlamalara rağmen yeterli düzeye ulaştırılamaması karşısında kamu ve özel sektör işyerlerinde grup sigortaları çerçevesinde çalışanların gönüllü sigorta kapsamına alınması sigortalılara sağlanacak olumlu sonuçlar yanında, hayat sigortaları dalının da gelişmesine imkân verecektir.”