-Platform poliçe yapmaya değil, fiyat vermeye yönelik.
-Sistemde fiyat veren yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılıyor.
-Acente, şirketlerin otomatik acentesi olmuyor. Platform üzerinden acentelik istediğinde şirket reddederse yaptırımı yok.
-Her acentenin her şirketin zoraki acentesi olması doğru mu, o da düşünülmemiş. Kendi siteminden poliçe kesmeyen şirketin platformdan fiyat verdiğinde poliçeyi keseceği zannedilmiş.
-Poliçe kesmeyen sigorta şirketini kendi acente ispiyon edecek. Eğer sigorta şirketi acenteyi feshederse acenteyi koruyacak düzenleme de yok.
-Acentenin başvurusu onaylanırsa tescil masrafları acenteye yüklenmiş ama acentenin bundan haberi yok. Hatta platformdan acentelik talep edenlerin bile bu tescil yükümlülüğünden haberi yok.
-Ayhan Çalık
Değerli okurlar bir önceki yazımızda “Aracılar Teklif Platformu acentelere ödül mü yoksa acenteler tarafından sektöre kurban verilen yeni bir “sarı öküz” mü?” deyip, konuyu bu yazımızda irdeleyelim diye virgül koymuştuk.
Tek kelimeyle ifade etmek gerekirse, “Görücü usul evliliğin ticari versiyonu Sigorta Acenteleri Teklif Platformu ölü doğmuştur.”
Ya da acente meslektaşlarımızın deyimiyle “dağ fare doğurdu”.
Acaba gerçekten ortada bir “dağ” var mıydı, önce bunu irdelememiz gerekir. Trafik poliçesinde bir arz problemi var. Ortada kamu otoritesi tarafından özel teşebbüse ödev verilmiş bir zarar varsa ve zararı tazmin edecek bir başka argüman da özel sektöre verilmiyorsa, sadece “zararı kazandığın diğer alanlardan karşıla” denildiğinde serbest piyasa ekonomisinde özel teşebbüs bu ödevi yüklenmemek için elinden geleni yapar. Hatta serbest piyasa ekonomisini domine etmesi için birleştirilen üç şirketin oluşturduğu devlet kurumu dahi zararı yüklenmez ki yüklenmiyor da.
Aslında trafik sigortasında sorunun nereden kaynaklandığını 18 bin acente de bilir, acentelerin bağlı olduğu SAİK de bilir, şirketlerin bağlı olduğu TSB de bilir, bu kurumları düzenleyen ve denetleyen SEDDK da bilir. Peki platform bu soruna çare midir? Değildir.
Platformu ilk kez 2018’de duyduk. Çözüm aranılan sorun o zaman çok konuşulan ekran paylaşımı (ki hâlâ da öyle). O gün şöyle düşünülüyor: Acente e-devlet şifresiyle SBM sistemine girecek. E-devlet şifresinin önemli ve değerli bir alan olması hasebiyle ekran verecek acente e-devlet şifresini paylaşamaya cesaret edemeyecek, dolayısıyla ekran paylaşımı duracak.
Konumuza geri dönelim… Poliçe kesilmesi için serbest tarife lazım. Ama sunulan öneriye göre SBM üzerinden sisteme girip fiyat alınacak, fiyat veren tüm şirketler acentesi olmasa dahi platformdaki tüm acentelere poliçe kesecek, komisyonunu direkt gönderecek. Acente kamuoyuna konu böyle pazarlanınca da acenteler “Oh, platform açılacak, sorun bitecek” diye beklemeye başladı. Ama gömlek ilk düğmeden yanlış iliklenince çözüm olmadı.
Yanlış iliklenen ilk düğme ne mi? Acentesine “Konut kes, yangın kes, yoksa trafik kesemezsin” diyen şirketler, platformda, “Sen limitsiz/sınırsız trafik kesebilirsin. Sen kes, ben zarar ederim” diyerek kendi acentesi olmayan diğer tüm acentelere acentelik verecek.” Sizce olur mu?
Şimdi burada Platformun neden çözüm olamayacağının onlarca sebebini sayarım ama her bir sebep için ayrı bir sayfa yazmak gerekir. Siz değerli okurlar birçoğunu biliyorsunuz zaten ve bildiğinizi aktarmak için değerli vaktinizi almak, fazladan kâğıt israfı yapmak doğru değil. Kâğıt israfı deyince aklıma yine geçmiş geldi. Yıl 2019, yine sorunumuz var. Şirketler poliçe kâğıdı vermiyor. Çözüm olarak acente e-devlet’ten SBM sistemine giriş yapacak, e-poliçeyi sigortalısına e-devlet üzerinden gönderecekti ve kâğıt israfı bitecekti.
Ha, bir de 9 Mayıs Yönetmeliği vardı. Yayınlanmadan önce övülen, yayınlanınca kendilerini üç saat alkışlattıran, üç saat sonra yönetmelikte acentelerin aleyhine pek çok maddeyi görünce de, “Biz kamu otoritesinden bunu talep etmedik, acenteler dijitalleşsin diye talepte bulunmuştuk. Yanlış anlamışlar” denen 9 Mayıs Yönetmeliği. Allah’tan, talep edenlerle derneklerimiz mahkeme açtı da Yönetmelik iptal oldu.
Allah sektörümüze uzgörüsü yüksek yöneticiler versin. Sağlıkla kalın.