15 Ekim Küresel El Yıkama Günü, elleri düzenli olarak su ve sabunla yıkamanın önemini savunurken bu konuda toplumu bilinçlendirmeye odaklanıyor.
El hijyeni konusunda yaptığı araştırmalar ve bu alanda geliştirdiği ürünlerle fark yaratan Dyson, 15 Ekim Küresel El Yıkama Günü’nün temsil ettiği fikirlerin büyük savunucusu olarak bu özel güne destek veriyor. El hijyeni sürecinde çok önemli bir rol oynayan ancak çok az bilinen bir adıma ışık tutarak el kurutma hakkında önemli bilgiler paylaşıyor.
Etkili el kurutma, ellerin temiz kalmasını sağlamanın anahtarıyken, bu gerçekleşmezse hijyen riskleri ortaya çıkıyor. Islak ellerin kuru olanlara göre daha fazla bakteri toplayabildiği biliniyor. Dahası, nemli eller kuru ellere kıyasla 1.000 kata kadar daha fazla bakteri taşıyabiliyor, elleri giysilere silmek ise giysiler temiz değilse yıkanmış ellere bakteri bulaştırabiliyor. İnsanların ellerini düzgün bir şekilde yıkayabilmelerini ve kurutabilmelerini sağlamak bu nedenle çok önemli.
Bakteriler çıplak gözle görülemez. Örneğin, bir elinizin nemli ve bir elinizin kuru olduğunu hayal edin, her iki elinizi de simin içine koyuyorsunuz ve sizce ne oluyor? Islak eliniz simle kaplanırken kuru eliniz daha az sim toplayacaktır. Bu süreç, mikroplar ve bakterilerle etkileşime giren ıslak ve kuru eller arasındaki farkı size anlatabilir, onlar aslında vardır ama biz sadece bunu çıplak gözle göremeyiz.
Ancak asıl sorun, tuvaletlerde el kurutma seçeneklerinin sunulmaması değil, sunulan seçeneklerin aslında hijyen sorunlarına, çevresel zorluklara ve maliyet endişelerine neden olabilmesidir.
Geleneksel çözümler büyük sorunlara yol açıyor
Birçok halka açık tuvalette el kurutma makinesi veya kağıt havlu seçeneğinden biri bulunurken bazı tuvaletlerde ise iki seçeneği bir arada görebiliyoruz.
Fiziksel düğmeler, uzun kuruma süreleri ve diğer teknolojik sınırlamalar gibi sıcak hava veren el kurutma makinelerinin tasarımından kaynaklabilecek hijyen sorunlarının yanı sıra bu makinelerdeki hava filtreleme eksikliği, yaygın bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Bu problemler hijyen koşullarını etkilerken kullanıcılar için büyük bir endişe kaynağı oluyor.
2021’de Dyson tarafından yapılan Küresel Hijyen Araştırmasına göre, umumi tuvaletlerde yer alan geleneksel ve kirli hava yayan el kurutma makinelerini kullanmaya çekinen Türk katılımcılar, geleneksel teknolojiler yerine temassız el kurutması sağlayan ve temiz hava filtresine sahip son teknoloji cihazları tercih ediyor.
Öte yandan, kağıt havlular genel olarak hijyen sorunlarına neden olmamakla birlikte, günümüz dünyasında göz ardı edilemeyecek çevresel sorunları da beraberinde getirebiliyor. Bunları büyük ölçekte üretmek, taşımak ve imha etmek, daha yüksek CO2 (Karbondioksit) emisyonlu süreçler gerektiriyor.
Toplumun, çevre sorunları ve kullandıkları ürünlerin sürdürülebilirliği konusunda giderek daha bilinçli hale gelmesiyle birlikte, bu sorunları ele alan el kurutma çözümleri oluşturulması bir gereklilik haline geliyor.
İşletmelerin sürdürülebilirliği temellerine yerleştirdikleri ve ilerleme konusundaki çalışmalarını gösterebilmeleri için Kurumsal Sosyal Sorumluluk ekiplerini oluşturdukları bir dönemde, öne çıkmak ve halka açık tuvaletleri bir farklılaşma noktası haline getirmek için önemli fırsatlar bulunuyor.