Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde ziyaret ettiğimiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah Uçkun, Eskişehir’le İstanbul arasındaki mesafe bariyerinin aşılması konusunda umutsuz değil: “Gelişen teknoloji ve ulaşım imkânlarımızla İstanbul’a her geçen gün daha da yaklaşıyoruz. Bugün sektörün bir parçası olan sizler buradaysanız demek ki bu bariyer aşılamayacak kadar yüksek değil. O zaman sektörle daha sık bir araya gelmemiz gerekiyor. Bunun adını bir panel, bir çalıştay veya sempozyum koyabiliriz. Hepsi de sektör akademi sinerjisine hizmet edecektir.”
Sigorta Dünyası’nın geçtiğimiz ay ziyaret ettiği Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah Uçkun, sigorta sektörü ve akademi ilişkilerine dair açıklamalarda bulundu. Özellikle İşletme ve dahası muhasebe ve finansman bilim dalında yürütülen çalışmalarda sayısal veriler olmadan bilimsel çıktı üretmenin zor olduğuna değinen Uçkun, “Bu noktada sigortacılık alanında bir çalışma yürütebilmemiz için kesintisiz istatistiksel verilere ihtiyaç duyuyoruz. Fakat Türkiye’de sigortacılık söz konusuysa maalesef bahsettiğim verilere ulaşmamız pek mümkün olamıyor” dedi. Bunun en önemli nedenlerinden birinin sigortacılığın Türkiye’de çok geç kurumsallaşması olduğunu belirten Uçkun sözlerine şöyle devam etti:
TSB veri konusunda can simidi
“Cumhuriyet öncesi Osmanlı Devleti’nin son yıllarına ilişkin sigortacılıkla ilgili kayıtların dahi önemli bir kısmına erişimimiz yok veya çok kısıtlı. Bu konuda sektörün de yapabileceği pek bir şey yok aslında. Çalışma alanımızı sigorta şirketleri özeline odaklarsak bu noktada birtakım iyileştirmelerin yapılabileceğini düşünebiliriz. Örneğin finansal kayıtların daha şeffaf ve ayrıntılı yayımlanması önemli. TSB bu konuda bizim için can simidi rolünü üstleniyor. Onlar sayesinde ulaşabildiğimiz veri çeşitliliği ve derinliği her geçen gün artıyor. Ama hala uluslararası literatürde yer alan çalışmalardaki veri zenginliğine sahip değiliz. Bu durum, sigortacılık alanında akademinin en ileri düzeyi olan doktora çalışmalarının sınırlı sayıda olmasını da açıklıyor. Özetle, bilhassa istatistiksel veri konusunun sektörün en önemli bir gündemlerinden biri olması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Sigorta bilinci üniversitelerle yükselir
Prof. Dr. Uçkun, sektör/akademi ortak çalışmaları konusunda ise şunları söyledi: “Bir işletme bölümü olarak finansal sistemimizin bankacılıktan sonra ikinci taşıyıcı sütunu olan sigortacılık sektörüne nasıl ilgisiz kalabiliriz? Tabi ki, kalamayız… Eskişehir’in her ne kadar sosyoekonomik düzeyi Türkiye ortalaması üzerinde olsa da coğrafi konumunun dezavantajlarını yaşayabiliyor. Eğer söz konusu akademi sigortacılık sektörü işbirliği ise… İstanbul’dan matematiksel konum olarak uzak olmamız, sektörle aramızda önemli bir bariyer olarak duruyor. Fakat gelişen teknoloji ve ulaşım imkânlarımızla İstanbul’a her geçen gün daha da yaklaşıyoruz. Örneğin, bugün sektörün bir parçası olan sizler buradaysanız demek ki bu bariyer aşılamayacak kadar yüksek değil. O zaman sektörle daha sık bir araya gelmemiz gerekiyor. Bunun adını bir panel, bir çalıştay veya sempozyum koyabiliriz. Hepsi de sektör akademi sinerjisine hizmet edecektir. Ben bunu stratejik bir konu olarak değerlendiriyorum. Üniversite öğrencileri Türkiye’nin geleceği. Aynı zamanda sigorta bilincinin uyandırılabileceği en entelektüel arenada üniversitelerdir.”
Bu yıl “Temel Sigortacılık” gibi seçmeli dersleri gündeme aldıkları bilgisini de veren Prof. Dr. Nurullah Uçkun, böylece potansiyeli yüksek öğrencilerin ilgisini sigortacılık sektörüne de çekmek istediklerini belirtti. Uçkun sözlerini şöyle noktaladı: “Hizmet sektöründe faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin en değerli varlıkları beşerî sermayeleri olduğuna göre, bu konu onların da dikkatini çekecektir. Son olarak bu ziyaretiniz bizim için çok kıymetli. Sizin aracılığınızla sektörle temas kurma fırsatımız oldu. Çok teşekkür ederiz. Aman, gözden ırak olsak da gönülden ırak olmayalım derim. Sizin aracılığınızla sektörü üniversitemize bir kez daha davet edelim.”