2017 yılında 6 milyon 895 bin 385 kişi olan 65 yaş ve üzeri nüfus, son 5 yılda yüzde 22,6 artarak 2022 yılında 8 milyon 451 bin 669 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı 2017’de yüzde 8,5 iken, 2021’de yüzde 9,9’a çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu, 2022 yılına ilişkin “İstatistiklerle Yaşlılar” çalışmasının sonuçlarını açıkladı. Buna göre, 2022’de yaşlı nüfusun yüzde 44,4’ünü erkekler, yüzde 55,6’sını kadınlar oluşturdu. Nüfus projeksiyonlarında yaşlı nüfus oranının 2030’da yüzde 12,9, 2040’ta yüzde 16,3, 2060’ta yüzde 22,6 ve 2080’de yüzde 25,6 olacağı öngörüldü.
Yaşlı nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2017’de bu kesimin yüzde 61,6’sının 65-74 yaş grubunda, yüzde 29,7’sinin 75-84 yaş grubunda ve yüzde 8,6’sının 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2022’de yüzde 64,5’inin 65-74 yaş grubunda, yüzde 27,7’sinin 75-84 yaş grubunda ve yüzde 7,9’unun 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı belirlendi. Yaşlı nüfusun yüzde 0,1’ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı 2022’de 5 bin 344 oldu.
Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10’u geçmesi nüfusun yaşlanmasının bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Türkiye’de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfusa göre daha yüksek bir hızla artış gösterdi.
Küresel yaşlanma süreci olarak adlandırılan “demografik dönüşüm” sürecinde olan Türkiye’de, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalmayla birlikte sağlık alanında kaydedilen gelişmeler, yaşam standardının, refah düzeyinin ve doğuşta beklenen yaşam süresinin artmasıyla nüfusun yaş yapısı şekil değiştirdi. Çocuk ve gençlerin toplam nüfus içindeki oranı azalırken yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artış gösterdi. Türkiye, oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazla.
Nüfusun yaşlanmasıyla ilgili bilgi veren göstergelerden biri olan ortanca yaş da 2017’de 31,7 iken 2022’de 33,5 oldu. Ortanca yaş 2022’de erkeklerde 33,5, kadınlarda 34,2 olarak hesaplandı. Nüfus projeksiyonlarında ortanca yaşın 2030’da 35,6, 2040’ta 38,5, 2060’ta 42,3 ve 2080’de 45 olacağı tahmin edildi. Çalışma çağındaki yüz kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı 2017’de yüzde 12,6 iken 2022’de yüzde 14,5’e çıktı.
Türkiye, yaşlı nüfusunda 184 ülke arasında 66. sırada
Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı bağımlılık oranının 2030’da yüzde 19,6, 2040’ta yüzde 25,3, 2060’ta yüzde 37,5 ve 2080’de yüzde 43,6 olacağı öngörüldü.
Nüfus tahminlerine göre, 2022’de dünya nüfusu 7 milyar 975 milyon 105 bin 156 kişi, yaşlı nüfus ise 782 milyon 998 bin 642 kişi oldu. Buna göre, dünya nüfusunun yüzde 9,8’ini yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke, yüzde 29,9 ile Japonya, yüzde 24,1 ile İtalya ve yüzde 23,3 ile Finlandiya oldu. Türkiye bu açıdan 184 ülke arasında 66. sırada yer aldı. Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il, 2022’de yüzde 20,1 ile Sinop olarak belirlendi. Bu ili yüzde 19,3 ile Kastamonu, yüzde 18 ile Giresun izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu il ise yüzde 3,5 ile Şırnak oldu. Bu ili yüzde 4 ile Hakkari, yüzde 4,1 ile Şanlıurfa izledi. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10 ve üzerinde olduğu il sayısı 2022’de 52 oldu.
Yaklaşık her 4 haneden birinde en az bir yaşlı fert var
Türkiye’de 2022’de toplam 26 milyon 75 bin 365 haneden 6 milyon 276 bin 433’ünde yaşlı nüfus olarak tanımlanan 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu belirlendi. Diğer bir ifadeyle, hanelerin yüzde 24,1’inde en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü.
En az bir yaşlı fert bulunan 6 milyon 276 bin 433 haneden 1 milyon 632 bin 874’ünde tek başına yaşlı fertler yaşıyor. Bu hanelerin yüzde 74,7’sinde yaşlı kadınlar, yüzde 25,3’ünde yaşlı erkekler bulunuyor.En az bir yaşlı fert bulunan haneler içinde tek kişilik yaşlı hanehalkı oranının en yüksek olduğu il, 2022 yılında yüzde 35,5 ile Burdur oldu. Bu ili yüzde 35 ile Balıkesir, yüzde 34,5 ile Çanakkale izledi. Bu oranın en düşük olduğu il ise yüzde 7,8 ile Hakkari oldu. Bu ili yüzde 13,5 ile Batman, yüzde 14,7 Şırnak ile izledi.
En az bir yaşlı fert bulunan hanelerin yüzde 57,2’sinin 3 ve daha fazla kata sahip binalarda ikamet ettiği görüldü. Söz konusu hanelerin yüzde 60,1’inin asansör bulunmayan, yüzde 39,9’unun ise asansörü bulunan binalarda yaşadığı belirlendi.