Yaşanan felaketin etkisiyle sigortalanma bilincinin arttığını belirten Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, “Geçtiğimiz yıla oranla özellikle Doğu, Akdeniz Bölgesi ve İstanbul’da DASK ve konut sigortalarında 4 kata varan talep artışıyla karşı karşıyayız. Deprem bölgesinde yaşayan bir toplum olarak, bu bilinç düzeyinin yalnızca felaketler sonrasında değil, her zaman devam etmesi gerekiyor’’ dedi.
Kahramanmaraş merkezli olarak yaşanan ve toplamda 11 ilde yıkıcı etkileri görülen deprem felaketlerinin üzerinden 1 ay geçti. Yaşanan depremleri sigortacılık perspektifinde değerlendiren Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, “Çok büyük bir felaket yaşadık. Ancak bu bölge sigortacılık açısından penetrasyonun düşük olduğu bir bölge değil. Özellikle sınai ve endüstri alanlarında sigortalılık oldukça yüksek, yüzde 80-90’lara seviyesinde bir orana sahip. Bireysel sigortalanma ise elbette biraz daha düşük; Türkiye ortalamasında olduğunu söyleyebilirim. 5 milyonun üzerinde poliçe var. Bunların 3,5-4 milyonunun hayat sigortalarından geldiğini biliyoruz. DASK ürünündeki penetrasyon %50’ler, konut sigortası ise %20’ler civarında. Kaskoda da 500 bine yakın poliçe var, Türkiye’nin yüzde 7-8’ini oluşturuyor. Depremler, GSYİH’nin yüzde 10’una tekabül eden bir bölgede gerçekleşti. Ekonominin yüzde 10’u diyebilirim. Sanayinin oldukça geliştiği Gaziantep, Kahramanmaraş ve kobilerin yoğunlukta olduğu Hatay’ı etkiledi. Şu ana kadar ulaşan ihbarlarla yaklaşık olarak 90 milyar TL’lik bir hasar olduğunu biliyoruz. Bu hasarın neredeyse tamamı reasüre edildi. Sigorta sektörü olarak oldukça iyi bir sınav verdik. Hem müşterilerimizi hem acentelerimizi koruduk. Hasar ödemelerini hızlıca gerçekleştirdik ve bu hasarları önceliklendirerek ödemeye devam edeceğiz. Şu anda bizi bir nebze de olsa sevindiren gelişme ise, yaşanması olası bir başka deprem felaketine karşı toplumumuzun sigorta bilincine eriştiğini görmek’’ dedi.
Poliçelerde yaşanan bu artışı Aksigorta özelinde değerlendirdiklerini belirten Uğur Gülen, “Doğu bölgelerinde DASK üretimi kapalı olmasına rağmen yazılan üretimin geçen senenin şubat ayına göre 2-3 katına çıktığını görmekteyiz. Beklenen İstanbul depremi göz önüne alındığında ise bu bölgede geçtiğimiz yıla oranla 4 kat artış yaşandığını söyleyebilirim. Yine yaşanan Kahramanmaraş depreminin etkisiyle Akdeniz bölgesinde de DASK ve konut sigortalarında da 4 kata varan talep artışı gerçekleşti. Toplam üretimin ise %63 gibi ciddi bir oranı yeni poliçelerden gelmekte. Bu da toplum olarak depreme karşı kendini güvence altına alma farkındalığının bir önceki yıllara oranla 3-4 kat arttığını gösteriyor’’ diye konuştu.
Konut sigortası DASK’a ek güvence
DASK sigortasının gerekli olduğunu ancak bu güvencenin belli bir tutarda olduğunun altını çizen Gülen, şöyle konuştu: “DASK poliçesine ek olarak, konut sigortalarında yaşanan artış sigorta bilincinin arttığını gösteren en önemli etkenlerden biri. Afetlere yönelik tam güvence sağlanabilmesi için konut sigortası edinilmesi oldukça önemli. Bu poliçe, DASK’a ek bir teminat olmasının yanı sıra kiracıların da eşyalarını korumak için tercih ettiği bir ürün. Yaşanan afet sonrası elbette toplumsal bir endişe duyuyoruz. Bunun bir sonucu olarak da konut ve DASK sigortalarına oldukça yoğun bir talep olduğunu söylemek mümkün. Deprem bölgesinde yaşayan bir toplum olarak, edinilen bu bilinç düzeyinin yalnızca felaketler sonrasında değil, her zaman devam etmesi gerekiyor’’ dedi.