Depremden önce hazırladığımız yangın sigortasında reasürans kapasitesine dair dosya konumuz için görüşlerini aktaran Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren, kurumsal ve bireysel aktörlerin sigortalanamama sebeplerinin anlaşılması ve sigortalama faaliyetlerinin tüm inceliklerinin doğru bir iletişimle son müşteriye ulaştırılması gerektiğini söyledi. Selva Eren, “Ayrıca, sigortalının ve sigorta şirketlerinin doğru risk yönetimi pratikleriyle geliştirildiği bir dünyada, reasürans şirketlerinin de kapasite sağlamada etkin bir rol oynamaya hevesli olmaları kaçınılmazdır” dedi.
Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren, sigorta sektörünün küresel çapta zorlu sınavlar atlattığı bir sürecin deneyimlendiğini söyleyerek, Covid-19’un sektörde yarattığı dalgalanmalar henüz etkisini yitirmemişken ortaya çıkan Rusya-Ukrayna krizi ve beraberinde getirdiği etkilerin sektörü de olumsuz anlamda etkilediğini ifade etti. Ayrıca büyük kayıplara sebep olan Ian Kasırgası ve ülkemizde artan orman yangınları örneklerine bakarak iklimde yaşanan değişimin korkutucu boyutlara ulaştığını da vurgulayan Eren sözlerine şöyle devam etti: “Artan kuraklık ve şiddetli yağışların sebep olduğu ani ve aşırı doğal afetler, sigorta sektörünü belirsiz riskler ve çok yüksek hasar oranları ile yüz yüze getirmekte. Tüm bunların sonucunda global çapta artan faizleri, yükselen enflasyonu ve daralan sermayeleri gözlemlemekteyiz. Risklerin artan seviyesi ve belirsizliği sebebiyle dünyanın önde gelen reasürans şirketlerinin dahi teminatlarında kısıtlamalara gittiğini, bazı durumlarda faaliyetlerini durdurduğunu izlemekteyiz. Zorlu geçen 2022 yılının ardından primlerdeki yükselmeler ve küresel reasürans marketindeki daralmalara rağmen sektörün geleceğine umutla bakmamız gerektiğini düşünüyorum.”
Globalde sigorta alanında yaşanan bu daralmanın yansımalarının ülkemizde de görülmesinin oldukça doğal olduğunu vurgulayan Eren, “Ancak Türk Reasürans olarak bu zorlu dönemde, kuruluş amacımıza paralel olacak şekilde, Türk sigorta sektörüne destek olmak niyetiyle pozisyon almış durumdayız. Yıl boyunca 26 sigorta şirketi ve 5 kuruma hizmet verirken, yerel sigorta şirketlerimize de kapasite desteği sağladık. Yurt içinde %40’lık pazar payına ulaşmanın gururuyla, globalde 61 ülkeye güvence ihraç etmekte ve konumumuzu gün geçtikçe kuvvetlendirmekteyiz. Lider reasürörlüğünü ve plasman yönetimini üstlendiğimiz Tarım Sigortaları Havuzu’nun (Tarsim) bu seneki reasürans yenilemelerinde kuraklık, dolu ve iklim değişiklikleri sebebiyle oluşan diğer felaketler yabancı reasürörlerin kapasite sağlama hususunda imtinalı davranmalarına neden oldu. Türk Reasürans olarak tarım sektörüne maksimum desteği vererek çözümde üzerimize düşen rolü üstlendik” dedi.
Daralan kapasiteye çözüm
Dünyada daralan reasürans sermayesini göz önünde bulundurarak Türk Reasürans’ta yapılandırılmış reasürans çözümleri alanında da uzman bir ekip kurduklarını bildiren Eren, “Geçtiğimiz yenilemelerde reasürans plasmanlarında yer verdiğimiz finansal reasürans çözümlerini geliştirmek amacıyla hız kesmeden çalışmalara devam ediyoruz. Bu projenin çıktılarını ilerleyen dönemlerde sektöre sunacağız” şeklinde bilgi verdi.
‘Sigortalanamama sebepleri anlaşılmalı’
Kurumsal ve bireysel aktörlerin sigortalanamama sebeplerinin anlaşılması ve sigortalama faaliyetlerinin tüm inceliklerinin doğru bir iletişimle son müşteriye ulaştırılması gerektiğini düşünen Selva Eren, “Ayrıca, sigortalının ve sigorta şirketlerinin doğru risk yönetimi pratikleriyle geliştirildiği bir dünyada reasürans şirketlerinin de kapasite sağlamada etkin bir rol oynamaya hevesli olmaları kaçınılmazdır. Türk Reasürans olarak teknik işleticiliğini yaptığımız Özel Riskler Yönetim Merkezi’nin üstlendiği en önemli görevlerden biri de hiç şüphesiz sigortalanamayan riskler için geliştirdiği kurumsal çözümlerdir. Yine doğru risk yönetimi ile oluşturulan çözümler sayesinde sigortalanmasında güçlük yaşanan faaliyet kollarında da yakın zamanda sonuca yönelik projeler sunacağız” diye konuştu.