Covid-19 salgınıyla başlayan süreçte arz-talep dengesinin bozulması, tedarik zincirinin kırılması ve akabinde Rusya-Ukrayna savaşı ve ardından özellikle petrol ve doğalgazda arza yönelik endişelere, dolayısıyla fiyatlarda yüksek dalgalanmalara yol açtı. Geldiğimiz noktada kişi ve kurumların varlıklarını korumaları için daha fazla çaba sarf etmeleri ve risk yönetimine daha fazla önem göstermeleri gerektiğinin altını çizen Howden RE Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Uludağ, “Risk yönetiminin en önemli unsurlarından bir tanesi devredilebilen riskler için sigorta seçeneğidir. Ülkemizde enerji sektörü sigortalılık oranının en yüksek olduğu sektörlerin başında gelir.” dedi.
Covid-19 salgınıyla başlayan kriz ve ardından gelen Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan enerjide hem yükselen fiyatlar hem de tedarik sıkıntılarına çözüm arayışı devam ediyor. Brent petrolün varil fiyatı 2022 yılına 76 dolardan başlamıştı. Rusya’nın şubat ayında Ukrayna’yı işgal girişiminin başlamasıyla petrol arzına yönelik endişelerle fiyatlar mart ayında 140 dolara kadar yükseldi. Ekonominin yavaşlayacağına dair korkular arzdaki darlığa ağır basarken 4 Temmuz Pazartesi günü petrolde düşüş yaşandı. Brent petrol 111,66 dolara gerilerken, WTI ise 108,42 dolara kadar indi.
Kısıtlı üretime karşılık gittikçe artan tüketim nedeniyle petrolün son yüzyıl boyunca fiyat dalgalanmalarının ekonomiyi en fazla etkileyen emtiaların başında geldiğini belirten Howden RE Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Uludağ, özellikle enerjideki bu dalgalanmada kişi ve kurumların varlıklarını korumaları için daha fazla çaba sarf etmeleri ve risk yönetimine daha fazla önem göstermeleri gerektiğini belirtti
”Bu süreç bir süre daha devam edecek”
Uludağ, “Son olarak Covid-19 salgınının yarattığı ekonomik dengesizliğin ardından gelen Rusya-Ukrayna savaşı ile dünya kendini global bir krizin ortasında buldu. Artçı şok olarak da; dünyanın her yerinde önce enflasyon, ardından resesyon beklentisi ortaya çıktı. Türkiye’de kendine has ekonomik ve jeostratejik sıkıntıların üstüne yaşanan bu global süreçten en fazla etkilenen ülkelerin başında gelmektedir. Anlaşıldığı kadarıyla da bu süreç, bir süre daha böyle devam edecek gibi görünmektedir.” dedi.
Türkiye’de enerji sektörü sigortalılık oranının en yüksek olduğu sektörlerden biri
Enerji krizinden dolayı, yeşil mutabakat konusunda başı çeken Almanya’nın, halka yansıyan enerji maliyetlerini dengelemek için kömürden elektrik üreten santrallerin bir kısmını tekrar açma durumunda kaldığını söyleyen Cemal Uludağ, “Geldiğimiz noktada kişi ve kurumların varlıklarını korumaları için daha fazla çaba sarf etmeleri ve risk yönetimine daha fazla önem göstermeleri gerekmektedir. Risk yönetimi, oldukça derin ve çok parametreli bir kavram. Risk yönetiminin en önemli unsurlarından bir tanesi devredilebilen riskler için sigorta seçeneğidir. Ülkemizde enerji sektörü sigortalılık oranının en yüksek olduğu sektörlerin başında gelir. Yani esasen enerji sektörü için risk yönetiminin ilk ve en önemli adımı atılmış diyebiliriz. Ama birçok konunun olduğu gibi sigorta da, özellikle de son dönemde oldukça dinamik olup, sahip olunan teminatların iyi değerlendirilmesi ve takip edilmesi gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
”Doğru sigorta bedelleri göz ardı edilmemeli”
Risklere karşılık optimum sigorta teminatı ve global enflasyonun da göz önüne alınarak belirlenmiş doğru sigorta bedellerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Cemal Uludağ, “Enerji sektöründe finansman yapısının gerekliliği ve kurumsal müşteri yapısının tercihleri doğrultusunda, satın alınan poliçelerin tamamına yakını döviz cinsindendir. Bu sebeple yıllardır aynı sigorta bedelleri ile poliçelerin yenilenmesinde sorun görülmemiştir, ancak son dönemde yaşadığımız maliyet sebepli global enflasyon, döviz cinsinden de bedellerin tekrar gözden geçirilmesi ve artırılmasını gerektirmektedir. Ayrıca özellikle petrokimya özelinde stoklardaki dalgalanma da ayrıca poliçelerdeki stok teminatına konu bedellerin daha aktif takip edilmesi ve bu dalgalanmaya karşı koruyucu teminat yapısının göz önüne alınmasını şart haline getirmiştir. Dikkate alınması gereken bir diğer önemli teminat ise kâr kaybı olup, enerji fiyat ve maliyetlerindeki dalgalanma bu sektörde göz önüne alınan kâr kaybı bedellerini de önceki dönemlere göre sabit kıymet bedelleri ile kıyaslandığında çok daha fazla etkilemektedir.” dedi.
Tüm parametrelerin gözden kaçmadan, sigorta programlarının yönetilmesinin uzmanlık gerektirdiğinin altını çizen Uludağ, işletmelerin risklerinin doğru ve kapsamlı yönetilmesi için uzmanlarla çalışmasının da gerekliliğini vurguladı. Cemal Uludağ, Howden olarak yurt içi ve global uzman ekipler ile bu ihtiyaç ve hassasiyetleri dikkate aldıklarını ve müşteri programlarını sürekli güncel tuttuklarını ifade etti.
Türkiye’deki en büyük sanayi kuruluşlarının seçimi Howden
Son yıllarda ivmelenen ve özelleşmeye başlayan enerji sektörünün sıfırdan özel yatırımların teşvik edilmesi ile bir anda sigortacılığın en önemli alanlarından biri haline geldiğini vurgulayan Howden RE Sigorta ve Reasürans Brokerliği Genel Müdürü Vedat Basan; “Howden olarak reel sektörü, enerji dünyasındaki gelişmeleri, raporları ve çalışmaları yakından takip ediyoruz. Takip ettiğimiz güncel gelişmeler üzerinden hareket ederek de bir sigorta ihtiyacını ortaya koyuyoruz. Büyük termik santrallerde pozisyonumuzu muhafaza etmekle birlikte yenilenebilir enerji alanına da odaklanıyoruz. Bu doğrultuda Türkiye’deki en büyük sanayi kuruluşlarına hizmet vermekten ötürü büyük gurur duyuyoruz.” dedi.