Yapay zeka ve öğrenen makineler/yapay öğrenme (machine learning) günümüzde finans dünyasının en trend kavramları arasına girmiş olsa da, bundan 10-15 yıl önce bile pek kimse bu kavramlardan söz etmiyordu. Hal böyle olunca, henüz bilgisayarın bile hayatımıza yeni yeni girmeye başladığı 1979 yılında dergimizde bu kavramların ele alınmış olduğunu okurlarımızla paylaşmak istedik.
Yapay zeka, özellikle son yıllarda dünyada ve ülkemizde iş hayatında önemli bir yer tutuyor. Biz de Sigorta Dünyası’nda sigortacılıkla yapay zeka ilişkisini sık sık ele almaya çalışıyoruz.
Bu konunun “Arşivden” sayfamızda yer almasının sebebi ise 1979 yılının şubat sayısında yapay zekanın yayınımızda işlenmesi. Bundan 43 yıl önce, yani şu anda sektörde çalışanların ciddi bir kısmı hayatta değilken, Murat Kayı tarafından konu ele alınmış. Kayı, yazısına o yıllar için yeni bir aygıt olan bilgisayarla ilgili şu ifadeleri kullanarak başlıyor: “… Çeşitli yerlerde ve çeşitli şekillerde karşımıza çıkan, çoğunlukla çok zor, hatta imkansız gibi görünen işleri başaran bilgisayar gerçekten de görüldüğü gibi akıllı mıdır?”
Kayı sonraki satırlarda, “Bu sorunun cevabını kısa bir süre sonra teknoloji verecek” demiş. Bugünden baktığımız zaman biz bu sorunun cevabını biliyoruz: Akıllı, hem de çok akıllı! Artık sadece bilgisayarlar değil, telefonlar, saatler, evler, arabalar… Yapay zekayla birlikte her şey akıllı…
Yazının devamında, bilgisayarın kendi başına bir iş yapamayacağı, ancak bir program sayesinde iş yapabildiği vurgulanmış. Ancak hızı, hafızası, hata yapmaması ve unutkan olmamasının hiç de küçümsenmeyecek özellikler olduğunun altı çizilmiş. Devamında, bu özellikleri sayesinde bilgisayarı akıllıca davranacak şekilde programlamanın mümkün olabildiği ve bununla ilgili bilim dalına da “yapay akıl – artificial intelligence” dendiği belirtilmiş.
“Machine learning”in ayak sesleri…
Tavla örneğinden hareketle, bilgisayarın, programı yazan kişinin verdiği kriterlere göre stratejisini belirleyerek en iyi oyunu bulduğu söylenmiş ve bir oyuncu 10 hamle düşünürken, bilgisayarın tüm hamleleri çok daha kısa zamanda düşünebildiği vurgulanmış. Daha da ilginci, yapay zekayla birlikte hayatımızda son birkaç yıldır duymaya başladığımız öğrenen makineler ya da makine öğrenmesi kavramından 1979 yılında bahsedilmesi: “Öğrenen programlama (Learning program) denilen bir yöntemle, bilgisayarın geçmiş oyunlarında yaptığı hataları kaydedip, ileride aynı hataları yapmaması, dolayısıyla tecrübe kazanması ve programcının verdiği değişkenleri kendisinin değiştirerek, devamlı iyiye giden bir oyun oynaması sağlanabiliyor…”
Son yıllarda duymaya başladığımız kavramların bundan 43 yıl önce Sigorta Dünyası dergisinde yazılıyor olmasında haber değeri görüp sayfalarımıza taşıdık. Umarız okurlarımızın da ilgisini çekmeyi başarmışızdır.