Sigorta Dünyası arşivinde serbest tarife tartışmaları

Sigortacılıkta bundan 31 yıl önce serbest tarifeye geçilirken, dergimiz sayfalarında Sigorta Tatbikatçıları Derneğinin konuyla ilgili düzenlediği panel haber konusu olmuş ve habere bizim yukarıda attığımız başlık atılmış. Bugünden o yıllara bakıldığında serbest tarifeye geçilmesiyle sektörün batmadığı ama “çıkamadığı” da söylenebilir.  

 Sigortacılık tarihinin en kritik duraklarından biri 1990 yılında gelen serbestiyetti. Konuyla ilgili 1990 yılının Mart ayında düzenlenen bir konferans, o dönemde serbestiyetin nasıl hararetli bir tartışma konusu olduğunu gösteriyor.  

O yıllarda da bugünkü gibi aktif bir dernek olan Sigorta Tatbikatçıları Derneği (STD) tarafından düzenlenen açık oturumda sektörün yakından tanıdığı isimler yer almış. STD Başkanı ve halen Sigorta Dünyası Dergisi’ne yazılarıyla katkıda bulunan Cengiz Akatlı’nın yönettiği panelin konuşmacıları Batı Sigorta Genel Müdürü Faruk Ömrüuzak ve Commercial Union Sigorta Genel Müdürü Cemal Ererdi, iki farklı tarafı temsil etmiş.  

Serbestiyet karşıtı görüş 

Serbestiyet karşıtı olarak değerlendirilen Faruk Ömrüuzak, sektörde gelirlerin giderleri henüz karşılayamadığını söylerken, “Her rekabet fiyatların biraz daha inmesi sonucunu getirir. Zaten son derece düşük olan prim üretimi üzerinden şirketlerin çok büyük bilanço kârlarına ulaşmadıkları ise açıkça görülüyor” diyor. Serbestiyetten anlaşılanın sabah gelen müşteriye başka fiyat, akşam gelene başka fiyat mı olduğu konusunda belirsizliklerin olduğunu söyleyen Ömrüuzak, fiyatların düşmesinin reasürörlerle ilişkiler bakımından da ters sonuçlar doğurabileceğini belirtti ve “Türk piyasası bugün Avrupa’da teknik kâr vermesi nedeniyle itibar görmektedir” dedi.  

“Sigortalı tarifeye uyduruluyor” 

Karşıt görüşün temsilcisi konumundaki Cemal Ererdi ise o günkü tarifenin gerçekçi olmadığını söyleyerek, sigortalılara uygulanan tarifenin onların ihtiyaçlarına dönük değil, sigortalının tarifeye uydurulmasına dönük olduğunu ifade etti. Tarife sistemi nedeniyle şirketlerde underwriting kavramının da gelişmediğini vurgulayan Ererdi sözlerini şöyle sürdürüyor: “Hasar azaltıcı önlemler de tarifeyi büyük ölçüde etkilememektedir. Denetim sistemi iyi kurulmadığından tarife sisteminde haksız rekabet vardır. Bu haksızlık fiyat konusunda olabildiği gibi, uzun vadeler konusunda da yapılabilmektedir. Serbest tarifede vade farkı da fiyata yansıtılabileceğinden sistem aksamayacaktır.” 

“Karar siyasi” 

Konuşmacılardan sonra sektörün o dönemki önde gelen isimlerinden İlham Saner, Prof. Haydar Arseven, Ergin Gediz, Mehmet Seven, Ömer Yalnızoğlu, Mert Yücesan ve Ali Neyzi de görüşleriyle oturuma katkıda bulunmuşlar. Sigorta Dünyası dergisi geçtiğimiz aylarda aramızdan ayrılan Ergin Gediz’den daha sonra özel görüş de almış ve kendisinden şu satırları okurlarla paylaşmış: “Ekonominin hizmet sektöründe yer alan bir branşı böylesine yönlendiren bir kararın ekonomik realitelerden uzak olması halinde, bunun genel liberal siyasi doktrinin bir parçası olduğunu kabul etmekten başka çare yok. Bizim görevimizin sektör olarak bu siyasi nitelikli karara karşı çıkmak olduğu inancındayım. Birlik… tebliğde öngörülen amaçlar doğrultusunda sektörün ilerlemesini sağlayabilecek bir mali altyapı oluşturulmadan tarifelerin kaldırılması halinde, fiyat rekabetinin menfi etkisi altında sektörün daha da kötü durumlara düşebileceğini, orada söz konusu edilen amaçların hiçbir surette gerçekleşmeyeceğini düşünmektedir. Bu düşüncesini dile getirmek gerekir.