Pandeminin insan sağlığına olan uzun vadeli etkilerini ele alan AXA, insanlığın gelişimi adına insanlık için önemli olanı koruma amacıyla yürüttüğü çalışmalar kapsamında “Şok dalgası: COVID-19’un Uzun Vadeli Sağlık Etkileri” adlı raporunu yayınladı.
AXA, insanlığın gelişimi adına insanlık için önemli olanı koruma amacıyla yürüttüğü çalışmalar kapsamında “Şok dalgası: COVID-19’un Uzun Vadeli Sağlık Etkileri” adlı raporunu yayınladı. Pandeminin insan sağlığına olan uzun vadeli etkilerinin incelendiği raporda; COVID-19’un bireylerde yarattığı endişe ve stres nedeniyle ortaya çıkan sağlık problemleri, doktora gitme eğilimlerinde yaşanan değişikliklere yer veriliyor. Rapor AXA’nın Ipsos ile ortaklaşa olarak yürüttüğü anket kapsamında dünyanın çeşitli bölgelerinden 14 ülkede farklı sosyoekonomik kesimlerden 14 bin kişi ile yapılan görüşmelerden elde edilen verilere dayanıyor.
Dünya çapında insanların üçte birinden fazlasının (%34) COVID-19 ile sağlıklarının kötüye gittiğini belirten raporun öne çıkardığı bulgular şu şekilde:
– Dünya ölçeğinde COVID-19 vakaları haftada 5,25 milyonu aşıyor.
– İnsanların üçte birinden fazlası (%34) sağlıklarının COVID-19 ile kötüleştiğini söylüyor. Pandeminin kadınları, erkeklere göre daha çok etkilendiği belirtiliyor. Katılımcılar özellikle evden çalışma sırasında iş-yaşam dengesini sağlayamamanın stresini yaşıyor.
– Pandemide yaşanan yorgunluk, stres ve uyku problemleri uzun vadede kişilerin sağlığı için tehlike teşkil ediyor. Stres ve endişe nedeniyle ortaya çıkan kas problemleri, nörolojik hastalıklar, sindirim sistemi hastalıkları, eklem ve diş hastalıkları gibi hastalıklarda ise gözle görülür bir artış söz konusu.
– %45’lik bir kesim ise pandemiyle birlikte zindelik düzeyinin bozulduğunu dile getiriyor. Aynı zamanda, pandemi sonrası uyku problemleri (%38), diş sorunları (%21), baş ağrısı gibi nörolojik hastalıklar (%20), göz sorunları (%16) ve işitme sorunları (%10) yaşadıklarını ifade ediyor.
– Katılımcıların %62’si koronavirüse yakalanma korkusu nedeniyle hastanede tedavi olmaktan kaçınıyor.
– Katılımcıların %19’u pandemiden öncesine nazaran kendi başlarına daha fazla ilaç kullandığını belirtiyor.
– Meditasyon, homeopati, gevşeme terapisi gibi uygulamalara eğilim ciddi ölçüde artış gösterdi. Katılımcıların %21 ilaç kullanmak yerine bu tür alternatif uygulamaları tercih ediyor.