Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Şencan, pandeminin başlangıç dönemlerinde uygulanan sokağa çıkma yasakları nedeniyle hasar frekanslarının azalmasının teknik sonuçlara olumlu yansıdığını hatırlattı. Öte yandan, bu durumun sektörde fiyat rekabetini hızlandırdığını ve ortalama primlerde düşüşü beraberinde getirdiğini söyleyen Şencan, “Ancak, normalleşmeyle birlikte hasar frekanslarının eski seviyelerine ulaştığını, özellikle döviz kuru artışlarının etkisiyle hasar maliyetlerinin de önemli ölçüde yükseldiğini görüyoruz. Ayrıca yedek parçada özellikle Ekim ve Kasım aylarında görülen yüksek fiyat artışlarının 2021 yılının son çeyreği ile 2022 yılı sonuçlarını baskılayacağını tahmin ediyoruz. Yüksek asgari ücret artış beklentisi ise özellikle sorumluluk sigortaları için önümüzdeki yılın sonuçlarını baskılayacak bir diğer unsur olarak ortaya çıkıyor” dedi.
Bu çerçevede, sektörde ortalama primlerde artış görülmesinin kaçınılmaz olduğunu söyleyen Şencan, “Sektörün doğru ürün sunmaya, doğru fiyatlama yapmaya ve hasar maliyetlerini düşürecek yenilikçi çözümlere odaklanması gerek. Müşterilerinse ihtiyaçlarına uygun ürün ve teminatları tercih etmesinin önemli olacağı bir döneme giriyoruz” şeklinde konuştu.
Trafik sigortalarındaki yoğun rekabetin zaman zaman sürdürülebilir büyüme bakış açısından uzaklaşmaya neden olduğunu da söyleyen Mehmet Şencan, “Ancak son dönemde SEDDK tarafından yapılan; kara araçları sorumluluk ve kara araçları yazım riski katsayılarının yükseltilmesi, kâr dağıtımına sınırlama getirilmesi gibi düzenlemeler bu durumun kamu otoritesi tarafından da görüldüğünü ve yakından izlendiğini gösteriyor. Sektördeki şirketlerin güçlü sermaye yapısı oluşturmaları için teşvik edilmelerinin orta ve uzun vadede olumlu yansımaları görülecektir” dedi. Ayrıca, yeni genel şartların yayımlanması ve asgari ücret artış oranının açıklanmasıyla bazı önemli belirsizliklerin ortadan kalkmasını da beklediklerini de dile getiren Şencan, “Ancak, tüm bu düzenlemelerin sektöre yaratacağı maliyetler de göz önünde bulundurularak, sürdürülebilir bir büyüme sağlanabilmesi ve şirketlerin mali bünyelerinin korunması adına trafik sigortalarında azami primlerin daha yüksek oranda artırılmasının faydalı olacağı kanaatindeyim” şeklinde görüş bildirdi.
Sağlık sigortalarından da bahseden Şencan, ekonomik göstergelerdeki yukarı yönlü hareketin, sağlık alanında maliyet artışlarını beraberinde getirdiğini söyledi. Şencan, bu durumun önümüzdeki dönemde alınacak kararların ertelenmesi motivasyonunu da artırabileceğini belirterek “Ancak Covid-19 ile gördük ki sağlık güvence altına almamız gereken öncelikli varlığımız ve sağlık ekosisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak çok önemli. Dolayısıyla, sağlık alanındaki tüm finansal kararların, müşterilerimizin ve bu ekosistemdeki tüm paydaşların dahil edilerek hassas şekilde alınmasını önemli buluyorum” dedi.
Sağlıkta ekonomik tercihler öne çıkar
Bireylerin daha kaliteli ve konforlu sağlık hizmeti talebi ve ayrıca Covid-19 etkisinin son yıllarda özel sağlık sigortacılığında gelişimi desteklediğini söyleyen Şencan, sağlık sigortaları içindeki payı her geçen gün artan tamamlayıcı sağlığın geçen seneye oranla yaklaşık %60 büyüme kaydettiğinin altını çizdi. Ancak ülkemizde, gelir durumuna göre özel sağlık sigortası yaptırma potansiyeli olan kesime bakıldığında, özel sağlık sigortacılığının sağlık finansmanı içindeki payının hala düşük olduğunu savunan Şencan sözlerini şöyle noktaladı: “Bu açıdan sektörün büyüme yönlü potansiyeli yüksek. Fakat, hizmet bedellerinde ve buna bağlı ürün fiyatlarında yukarı yönlü hareketlenme olursa, sigortalıların, satın alma kararlarını olumsuz sonuçlandırması veya ekonomik paketleri tercihi muhtemeldir. Özellikle TSS için vergi ve zorunluluk gibi yasal düzenlemelerin hayata geçirilebileceği göz önünde bulundurulduğunda, TSS’deki artış seyrinin gelecek yıl da devam edeceğini düşünüyorum.