Covid-19’un bir grip türü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökçen Orhan, “Hepimiz grip geçiririz ancak bu kadar ağır seyretmeyebilir. Bu hastalıkta vücut virüse ciddi bir reaksiyon gösteriyor ve adeta çıldırıyor. Covid’e karşı savunma sistemi çıldırdığında, virüsü yok etmek için organizmamız normalin çok üzerinde tepki gösteriyor. Bu tepkiyle damarların içinde pıhtılar oluşuyor. Organlara giden en uç damarlarımız bu pıhtılarla tıkandığında organlarımız beslenemiyor, fonksiyonları bozuluyor” dedi. Orhan, Covid nedenli pıhtıların sonucu oluşabilecek KTEPH hastalığının tedavi yöntemleriyle ilgili de bilgi verdi.
Şimdiye kadar dünya çapında 4,5 milyondan fazla can alan Covid-19salgınıyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Gökçen Orhan, Covid-19’un zannedildiğinin ötesinde, yalnızca akciğerleri tutan bir enfeksiyon olmadığını söyledi. Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Eğitim Görevlisi Prof. Dr. Orhan, virüsün enfeksiyonunun yanında damar içinde pıhtıların oluşumuyla seyreden bir damar hastalığı olduğuna dikkat çekerek, “Covid-19 bir grip türüdür. Hepimiz grip geçiririz ancak bu kadar ağır seyretmeyebilir. Covid hastalığında, genetik veya başka nedenlerden dolayı vücut bu hastalığın etkeni olan virüse çok ciddi bir reaksiyon gösteriyor. Adeta vücut çıldırıyor. Covid etkenine karşı vücut savunma sistemi çıldırdığında, -sitokin fırtınası ya da hiperimmün yanıt- virüsü yok etmek için organizmamız normalin çok üzerinde tepki gösteriyor. Bu tepkiyle, damar cidarı bozularak, damarların içinde pıhtılar oluşuyor. Organlara giden en uç damarlarımız pıhtılarla tıkandığında organlarımız beslenemiyor, fonksiyonları bozuluyor” dedi.
Hızlı pıhtılaşma can kaybını arttırıyor
Orhan, pıhtıların en sık akciğer, karaciğer, böbrek, sonra da kalp damarında oluştuğunu belirterek, yaygın pıhtılaşmanın çok hızlı seyretmesinden dolayı Covid’in tedaviye rağmen can kaybına yol açtığını aktardı. Bu yüzden pıhtı oluşumu ve pıhtıyla savaşmanın tedavide çok önemli olduğunu vurgulayan Orhan, “Covid tedavisinde verilen steroid, bu çılgın savunma yanıtını baskılamak, kan sulandırıcılar ise pıhtı oluşumunu engellemek ve tedavi etmek için kullanılıyor” şeklinde bilgi verdi.
Genellikle bacaktaki bir toplardamarda oluşan pıhtının kan dolaşımıyla akciğere ulaşarak akciğer embolisine neden olduğunu aktaran Orhan, “Nadir de olsa akciğer damarlarında spontan pıhtılar oluşabilir. Covid geçirenlerin yaklaşık yüzde 20’sinde bu pıhtılar görülür. Yaşlılar, aşırı kilolular, hareket kısıtlılığı olanlar, sigara içenler, daha önce pıhtı nedenli hastalık geçirenler, şeker, böbrek hastaları, kanser hastaları, kalp veya akciğer yetmezliğinde olanlar riskli gruplardır” dedi.
“Covid enfeksiyonunda ya da sonrasında ani başlayan nefes darlığı, batıcı karakterde göğüs ağrısı veya kanlı balgama neden olan öksürük gibi şikayetlerde acil servise başvurulmalı.”
Akciğer embolisi tedaviyle tam iyileşme
Prof. Dr. Orhan, akciğer embolisi hızla tanı konulup tedavi edilmezse yeterli oksijen alamayan diğer organlarda oluşan zararın hayatı tehdit ettiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Akciğer embolisi tedavi edilmezse ölüm oranı yüzde 30’lardadır. Tedavi ile bu rakam yüzde 2’lere iner. İyileşme haftalar veya aylar sürebilir. Çoğunlukla tedaviyle tam iyileşme sağlanır. Covid enfeksiyonunda ya da sonrasında ani başlayan nefes darlığı, batıcı karakterde göğüs ağrısı veya kanlı balgama neden olan öksürük gibi şikayetlerde acil servise başvurulmalıdır.”
Her 25 akciğer embolisi geçiren hastadan birinde akciğer damarlarının içindeki pıhtıların erimeyip kronikleşerek akciğere giden damarlarda tıkanıklığa yol açabildiğini kaydeden Orhan, “Artan farkındalık ve pandemi süreciyle beraber tıkanma ile oluşan kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon (KTEPH) hastalığının önümüzdeki yıllarda artabileceği öngörülmektedir. Halk arasında pıhtıya bağlı akciğer tansiyonu olarak da bilinen KTEPH’te tıkanıklık sonucu akciğer hipertansiyonu gelişen bu hastalarda akciğer yetmezliği ve sağ kalp yetmezliği oluşur. KTEPH hayatı tehdit eden ölümcül bir hastalıktır” şeklinde konuştu.
KTEPH doğru tanı ve zamanında tedaviyle ölümcül olmayabilir
Covid sonrası akciğer embolisi geçiren ilerleyen nefes darlığı olan hastaların KTEPH yönünden incelenmek için doktora başvurması gerektiği uyarısında bulunan Orhan, “Hastaların çok geç olmadan doğru tanı alması ve erken zamanda tedavi yapılan merkezlere ulaşması hayat kurtarıcıdır. KTEPH öldürebilen ancak erken tanıyla tedavi edilebilen bir hastalıktır” dedi.
KTEPH tanısı alan hastanın hayatını sağlıklı geçirebilmesi için tek ve etkin tedavi pulmonerendarterektomi ameliyatı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gökçen Orhan yaptığı açıklamada, “Bu ameliyat sonrası hastaların yüzde 90’ı akciğer yüksek tansiyonundan tamamen kurtulur. Kalp yetmezliği hızla geriler. İlaç ve balon tedavisi, ameliyat yapılamayan ya da ameliyat sonrası tekrarlayan hastalarda tamamlayıcı tedaviler olarak ülkemizde mevcuttur. Teknik olarak zor ve uzun bir ameliyat olan Pulmoner Endarterektomi bu konuda uzmanlaşmış kalp ve damar cerrahları tarafından yapılmalıdır” dedi.
Ameliyat yetkisi kalp damar/cerrahlarında
Ameliyatın, hastaların kalp-akciğer cihazına bağlanması ve vücut ısılarının 20 dereceye kadar soğutularak dolaşımın tamamen durdurulmasıyla sağlandığını aktaran Prof. Dr. Orhan sözlerini şöyle tamamladı: “Böylece kansız ortamda akciğer damarlarındaki kronikleşmiş pıhtıların temizlenmesi için uygun koşullar sağlanır. Türkiye sağlık sistemindeki yasa ve yönetmeliklere göre kalp akciğer makinası kullanımı ve hastanın soğutularak dolaşımının durdurulması ile ameliyat yapma yetkisi kalp ve damar cerrahlarına aittir. Ameliyat öncesi ve sonrası hastanın takibi ilgili branşlardaki hekimlerden oluşan uzman ekiplerce yönetilmelidir. İlgili tüm hekimlerin özellikle kardiyolog ve göğüs hastalıkları uzmanlarının ilerleyici nefes darlığı olan hastalarda KTEPH’ten şüphelenmeleri, doğru ve erken tanı için hastaları KTEPH merkezlerine yönlendirmesi önemlidir.”