İstinye Üniversitesi (İSÜ), Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aliye Özenoğlu, ergenlerde sağlıksız beslenmenin okullardaki zorbalık riskini arttırabileceğine dikkat çekiyor. Beslenmenin fiziksel olduğu kadar ruhsal sağlığın üzerinde de etkileri olduğunu hatırlatan Özenoğlu, abur-cubur besinlerin çocuk ve ergenlerde psikiyatrik sıkıntı ve şiddet davranışlarını artırabileceği konusunda aileleri uyarıyor.
Çocuklarının sağlıklı beslenmesi her ebeveynin hayali. Ancak, sonuç her zaman istenildiği gibi olamayabiliyor. Çocuklar ve ergenler sağlıklı yiyeceklerin yanı sıra abur-cubur ve fast food yiyeceklere yönelebiliyor. Araştırmacılar, beslenmenin fiziksel olduğu kadar ruh sağlığı üzerinde de etkileri olduğunu söylüyor. İstinye Üniversitesi (İSÜ), Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aliye Özenoğlu, özellikle ergenlerde sağlıksız beslenmenin okullardaki zorbalık riskini arttırabileceğine dikkat çekiyor. “Araştırmalar ergenlerin beslenme tarzının akran zorbalığı ve öfke kontrolleri üzerinde önemli bir etkisi olduğunu gösteriyor” diyen Özenoğlu, abur-cubur besinlerin çocuk ve ergenlerde psikiyatrik sıkıntı ve şiddet davranışlarını artırabileceği konusunda aileleri uyarıyor.
Öfke gerekli bir duygudur
Öfkenin gerekli bir duygu olduğunu belirten Prof. Dr. Özenoğlu, şunları söylüyor:
“Ergenlik dönemi, fiziksel değişim kadar duygusal anlamda da hızlı değişimlerin yaşandığı bir gelişim evresidir. Ergenlerin bedenindeki ve çevresindeki değişimleri kendi iç dünyasında algılaması, yorumlaması ve tepkileri farklılık gösteriyor. Her yaş grubunda olduğu gibi ergenlerin de duygusal tepkilerini ifade etme yollarından birisi öfkedir. Öfke, çeşitli durumlara tepki olarak ortaya çıkan normal, sağlıklı ve yaşamın sürdürülmesi için gerekli bir duygudur. Ergenin öfke ifade tarzını belirleyen faktörler arasında sağlık durumu, cinsiyet, okul başarısı, aile ve arkadaş ilişkileri sayılabilir. Öfkenin uygun yollarla ifade edilememesi, ergende şiddet davranışlarına ve bunun sonucunda fiziksel, psikolojik ve sosyal sorunlara neden olabilir. Bunun yanında, tüketilen besinlerin vücut için metabolik yakıt sağlamakla birlikte zihin ve bilişin de dâhil olduğu birçok beyin fonksiyonlarını etkilediğini biliyoruz. Besinler hem fiziksel hem de duygusal iyilik haline katkıda bulunabilir. Çalışmalar, şeker ilaveli içecekler, tatlılar, çikolata, tuzlu atıştırmalıklar ve fast food gibi sağlıksız yiyeceklerin aşırı tüketiminin mental sağlık ve davranışsal sorunlar yönünden yüksek risk ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Bundan başka, çay, kahve, çikolata, kola ve bazı gazlı içeceklerde bulunan kafeinin, merkezi sinir sistemini üzerine uyarıcı bir etkiye sahip olduğu biliniyor. Kafeinin fazla miktarlarda tüketilmesinin uyku bozukluğu, sinirlilik, endişe, panik atak ve kaygıya neden olduğu, aşırı dozlarda ise istemsiz kasılmaların görülebileceği belirtiliyor.”
Okullarda zorbalık giderek artıyor
Okullarda zorbalığın giderek arttığını belirten Özenoğlu, şöyle devam ediyor:
“Çalışmalar, son 25-30 yıldır zorbalık ve zorbalığa kurban olmanın okullarda giderek artış gösteren önemli bir sorun olduğunu ortaya koyuyor. Zorbalık mağdurları genellikle saldırganlığa tepki göstermezler, öz güvenleri düşük ve reddedilme korkusu yaşarlar. Zorbalar ise, grup lideri olma eğilimindedirler, genellikle okuldan hoşnutsuzdur, sınıf arkadaşlarına karşı negatif ve kışkırtıcıdırlar. Lise ve dengi okullarda okuyan öğrencilerle yaptığımız bir araştırma beslenme ve zorbalık arasında bir bağlantı olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, şekerleme-pastane ürünleri gibi abur-cubur besinlerin tüketimi ile şiddet davranışları (fiziksel saldırı, zorbalık, kurban olma) arasında da anlamlı ilişkiler saptandı. Çalışmamız bulguları, diğer çalışmalarla birlikte yorumlandığında sağlıksız besinlerin tüketimindeki artışın akıl sağlığı sorunları görülme olasılığında da artışla ilişkili olduğu sonucuna varıldı.”
Kahvaltının atlanmamasına dikkat edin
“Beslenme alışkanlığının sağlıklı yönde değiştirilmesi, akıl sağlığı sorunlarının önlenmesinde etkili bir yaklaşım olabilir” diyen Özenoğlu, kahvaltı konusunun da önemine değinerek şunları söylüyor:
“Kahvaltı atlama fiziksel ve psikolojik olumsuz sonuçları iyi bilinen bir sağlık sorunudur. Kahvaltı atlama çocuklar ve ergenler arasında giderek yaygın hale geldi. Birçok araştırma ergenlerde kahvaltı atlamanın sigara kullanımı, sık alkol tüketimi, esrar kullanımı, seyrek egzersiz ve davranış bozuklukları gibi çeşitli riskli sağlık davranışları ile ilişkili olduğunu gösterdi. Diğer taraftan, kahvaltının atlanması okulda zorbalığa maruz kalmanın olası bir işareti olabilir. Ailelere bu konuda farkındalık kazandırılması, kahvaltıyı atlayan çocuklarının daha yakından izlenmesine ve yardım edilmesine olanak sağlayabilir. Depresyon ve kahvaltının atlanması bazı çocuklarda zorbalık mağduriyetinden daha ciddi yeme davranışı bozukluklarının gelişmesine neden olabilir. Diğer taraftan düzenli ve besleyici bir kahvaltı ergenin okuldaki akademik başarısında da önemli bir unsurdur.”