Uzun süreli bakım sigortası gelişmiş ülkelerde çok önemli bir büyüklüğe sahip olan, ülkemizde ise son dönemde çokça konuşulan ve tartışılan bir sigorta türü.
Aşkın Düşündere, bu önemli sigorta ürününün detaylı analizini Sigorta Strateji için yazdı.
Sigorta yoğunluğu olarak adlandırılan kişi başına sigorta prim üretimi dünya ortalaması 2019 yılı itibarıyla 818.- ABD doları (hayat sigortalarında 379 ABD doları, hayat-dışı sigortalarda 439 ABD doları ) iken, Türkiye’de sadece 131.- (hayat sigortalarında 20, hayat-dışı sigortalarda 111) ABD dolarıdır. Toplam sigorta primlerinin Gayri Safi Yurt İçi Hasılaya (GSYİH) oranını gösteren sigorta nüfuz oranı veya bir başka deyişle sigorta penetrasyonu ise 2019 yılı itibarıyla dünya ortalaması %7,23 iken Türkiye’de %1,45’tir. 2019 yılı itibarıyla hayat sigortası penetrasyonu dünya ortalaması %3,35 iken Türkiye’de ancak %0,22’dir.
Türkiye’de sigorta yoğunluğunu ve sigorta nüfuz oranını artırmaya ve sigorta piyasasını geliştirmeye yönelik olarak çalışmalar son yıllarda yeniden ivmelenmiş bulunmaktadır. Bu kapsamda Türkiye’deki sigorta piyasasında henüz mevcut olmayan uzun süreli bakım sigortası (long-term care insurance) gibi göreceli olarak yenilikçi sigorta ürünlerinin bazı sigorta şirketleri tarafından geliştirilerek piyasaya sunulacağına yönelik haberler son zamanlarda medyada yer almaktadır. Ben de naçizane bu yazımda uzun süreli bakım sigortaları ile ilgili tespit, değerlendirme ve görüşlerimi kısaca sizlerle paylaşmak istedim.
TÜİK verilerine göre yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus sayısı Türkiye’de 2020yılında 7.953.555 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2020 yılında %9,5’e yükseldi. Çalışma çağındaki her 100 kişiye düşen yaşlı sayısını ifade eden yaşlı bağımlılık oranı 2015 yılında %12,2 iken 2020 yılında %14,1’e yükselmiştir.
Yaşlı ve bir başkasının bakımına muhtaç bağımlı nüfus için devletin sağladığı sosyal güvenlik teminatlarının yapısı ve kapsamının, özel sigorta şirketleri tarafından sağlanan ‘‘Uzun Süreli Bakım Sigortası’’ piyasası üzerinde belirleyici bir rolü vardır. Devletin sosyal güvenlik sistemi ile kapsamlı bir şekilde evde sağlık hizmetleri ve evde bakım hizmetleri verdiği ülkelerde (Örneğin; İskandinav ülkelerinde) özel sigorta şirketleri tarafından sunulan uzun süreli bakım sigortası piyasaları gelişmemiştir. Türkiye’de evde sağlık hizmetleri ikinci basamakta yer alan T.C. Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler tarafından verilmektedir.
Evde bakım hizmetleri için ise; T.C. Sağlık Bakanlığı’nca belirlenen yetkili hastanelerden alınacak engelli sağlık kurulu raporunda engel oranı en az %50 ve “ağır engelli” ibaresi “evet” olarak işaretlenmiş olan engellilere; (her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirler toplamı esas alınmak suretiyle, hane içinde kişi başına düşen ortalama aylık gelir tutarı, asgarî ücretin aylık net tutarının üçte ikisinden daha az olan bakıma ihtiyacı olan engellilere) engellinin bakımına destek amacıyla engelli bireyin bakımını üstlenen akrabası, vasisi gibi kişilere ‘‘evde bakım aylığı’’ adı altında, Aile, Çalışma ve sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından (2021 yılı için 1.658 ₺) sosyal yardım yapılmaktadır.
Uzun süreli bakım sigortasına sadece yaşlıların ihtiyacı bulunmamaktadır. Her türlü kazalar veya tıbbi rahatsızlık ve hastalıklar sonucu bazen orta yaşlı veya daha genç yaştaki insanlar da uzun süreli bakım sigortasına ihtiyaç duyabilmektedirler.
Bununla birlikte uzun süreli bakım hizmetleri oldukça maliyetlidir. Örneğin Fransa’da kişi başına uzun süreli bakım hizmetlerinin ortalama yıllık maliyeti yaklaşık olarak 35.000 avrodur ve devlet söz konusu uzun süreli bakım masrafları için azami 12.000 avro ödeme yapmaktadır. ABD’de özel bir sağlık merkezi veya bakımevinde (nursing home) uzun süreli sağlık ve bakım hizmetlerinin kişi başına ortalama yıllık maliyeti eyaletten eyalete değişmekle birlikte 40.000 ABD doları ile 70.000 ABD doları arasında değişmektedir.
Genellikle evde bakım hizmetlerinin yıllık maliyeti (home care cost) 12.000 ila 15.000 ABD doları arasında değişmektedir. Yine ABD’de uzun süreli bakım hizmetleri için bir sağlık merkezi veya bakımevinde ortalama yatış süresi bir iki yıl olmakta ve bakıma muhtaç kişilerin dörtte birinden fazlası 3 yıldan daha uzun bir süre (yaklaşık %10’u 5 yıldan daha uzun bir süre) ilgili sağlık merkezi veya bakımevinde kalmaktadır.
Bu nedenle gelişmiş ülkelerin sosyal güvenlik sistemleri için dahi uzun süreli bakım masraflarının finansman yükü ağır olduğu için gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülke kendi vatandaşlarının özel sigorta şirketlerinden satın alacakları belli özelliklere sahip (tax qualified) uzun süreli bakım sigortası poliçelerini vergi teşvikleriyle desteklemektedirler.
Uzun süreli bakım sigortası özel sigorta şirketleri tarafından dünyada ilk defa 1970li yıllarda ABD’de yapılmaya başlanmıştır. ABD’deki özel sigorta şirketleri uzun süreli bakım sigortası teminatlarını başlangıçta; sigorta poliçesinde tanımlanan risk gerçekleştiğinde, yine sigorta poliçesinde tanımlanan azami teminat tutarına kadar, sigortalının vasıflı bir bakımevinde kendisinin ödemek zorunda kaldığı masrafları karşılama esasına (the reimbursement method) göre bir çeşit özel sağlık sigortası teminatı şeklinde vermeye başlamışlardır. Daha sonra hem ABD’de hem Fransa ve diğer başka bazı Avrupa ülkelerinde ve Japonya’da uzun süreli bakım sigortası teminatları, sigorta poliçesinde tanımlanan risk gerçekleştiğinde yine sigorta poliçesinde tanımlanan nakdi sigorta teminatının sigortalıya ödenmesi esasına göre (cash benefits model) özel sigorta şirketleri tarafından verilmeye başlanmış ve genel eğilim (trend) bu şekilde gelişmiştir.
Risk gerçekleştiğinde nakdi sigorta teminatının sigortalıya tazminat olarak ödenmesi esasına dayalı bir uzun süreli bakım sigortası poliçesi (the cash benefit policy) nakden ve bir çeşit düzenli gelir (annüite) ödemesi şeklinde yapılan ödeme tutarının, sigortalı tarafından nereye harcanacağına veya ne için kullanılacağına karışmaz. Bu özelliği nedeniyle bu tür bir uzun süreli bakım sigortası, sigortalıya seçim özgürlüğü verdiğinden, daha kolay anlaşılır ve daha esnek olduğundan daha çok tercih edilmektedir.
Uzun süreli bakım sigortası teminatı tek başına bir ‘‘uzun süreli bakım sigorta poliçesi’’ şeklinde (stand-alone policy) satın alınabileceği gibi bir birikim unsurlu hayat sigortası poliçesine veya bir irat ödemeli hayat sigorta poliçesi ile birlikte (ek ödemeli veya ön ödemeli) ‘‘ek teminat’’ şeklinde de satın alınabilir. Uzun süreli bakım sigortası poliçeleri hayat, ferdi kaza ve sağlık sigortalarında olduğu gibi ‘‘bireysel sigorta poliçesi’’ olarak veya ‘‘grup sigorta poliçesi’’ şeklinde satın alınabilir.
Tipik bir uzun süreli bakım sigortası poliçesi, sigortalının bir kaza, hastalık veya yaşlılıktan kaynaklı bir arıklık nedeniyle aşağıda belirtilen 5 veya 6 (sigorta şirketine ve sigorta poliçesinin özel şartlarına göre değişiklik gösterebilir) günlük yaşam aktivitelerinden (activities of daily life) en az 2 tanesini kendi başına gerçekleştirememesi durumunda poliçe özel şatlarında belirtilen koşullarda sigorta tazminatı ödenmesini sağlar:
• Yemek yemek
• Banyo yapmak
• Giyinmek,
• Tuvaletini yapmak
• Abdestini veya idrarını tutmak
• Taşınmak (Örneğin; yataktan koltuğa)
Elbette bazı bireyler fiziksel olarak tüm günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirebilseler de yine de kendi başlarına yalnız bırakılamaz. Uzun süreli bakım sigortası poliçelerinin özel şartlarında, günlük yaşam aktivitelerini güvenli bir şekilde gerçekleştiremeyecek duruma gelmiş kişilere (Alzheimer, demans vb. hastalıklar nedeniyle) tazminat ödenmesini sağlayacak şekilde bir ‘‘Bilişsel Bozukluk Klozu’’ yer alır.
Tipik bir uzun süreli bakım sigortası poliçesinin özel şartlarında aşağıda belirtilen hususlardakilere benzer açıklamalar ve düzenlemeler yer alır:
Sigortaya giriş yaşı: Sigortalının sigortaya giriş tarihindeki yaşı (Örneğin; 18-79 yaş grubundaki veya 40-75 yaşları arasındaki sağlıklı kişiler vb.)
Bekleme süresi: Poliçe tanzim tarihinden sonra, sigorta teminatı başlamadan önce geçmesi gereken süre (Örneğin; dejeneratif beyin rahatsızlıklarında 3 ay, diğer durumlarda 6 ay kazalarda hiç)
Tenzili muafiyet: Sigortalının risk gerçekleştikten sonraki örneğin ilk 30, 90, veya 180 gün içinde tazminata hak kazanmaması durumu.
Risk derecelendirme sınıfları: Sigortacılık riskleri değerlendirmesinin, tercihli, standart ve ağırlaşmış (substandard) risk sınıflarına göre yapılması.
Sigortacılık riskleri değerlendirme (underwriting) şartları: Sigorta şirketinin risk algısına, risk iştahına ve risk değerlendirme politikasına bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Sigortacılık kariyerine 1988 yılında Türkiye Genel Sigorta‘da başladı. Sırasıyla Mapfre Genel Sigorta, Mapfre Genel Yaşam Sigorta, Garanti Emeklilik ve Cigna Finans Emeklilik şirketlerinde hayat ve sağlık sigortalarından sorumlu yönetici / üst düzey yönetici olarak çalıştı. Halen SHAW International şirketinin yönetici ortaklarından biridir.