10. Sigorta Haftası oturumunda ‘Kovid ve Sonrası Sigortacılıkta Global Trendler ve Türkiye Perspektifi konulu panele TSB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Şencan, Bupa Acıbadem Sigorta Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Gürcan ve İç Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu katıldı.
Mehmet Şencan panelde yaptığı konuşmada, “Geçirmekte olduğumuz Covid-19 salgını süreci, herkese birinci önceliğin sağlık olduğunu yeniden hatırlattı. Dolayısıyla, sağlık sigortalarına yönelik ilgi arttı. Diğer yandan, özel sağlık sigortası ve tamamlayıcı sağlık sigortası poliçeleri kapsamında Covid-19 tedavisinin karşılanması konusunda sektör birlik gösterdi.” dedi.
Sektör olarak, sigortalılarına çalışanlarına ve tüm paydaşlarına pandemi sürecin olumsuz etkilerinden koruyarak ve risklerini etkin bir şekilde yönetmek için çalıştıklarının altını çizen Mehmet Şencan sözlerini şöyle sürdürdü: “Devletimiz, pandeminin başından bu yana, Türkiye Sigorta Birliği ve sigorta şirketleriyle birlikte yerinde ve hızlı önlemler aldı. Sigorta sektörü için pandemi bir istisnaydı, buna rağmen sağlık sigortalarına COVID-19 teminatının eklenmesi için sektör olarak birlikte hareket ettik ve tedavi giderlerinin karşılanmasını sağlık sigortalarının kapsamına aldık.Bu gelişmeler doğrultusunda sektör verileri pandemi sürecinin yanı sıra pandemi sonrasında da sağlık branşının öne çıkacağına işaret ediyor. Ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen pandemi koşulları aynı zamanda sürdürülebilir iş modelini, dijitalleşmeyi, tüketicinin ihtiyacına deva olmanın önemini bir kez daha hatırlattı.”
Pandemi döneminden sağlık algısı ve farkındalığı artmış bir toplum olarak çıkacağız
Ülkemizdeki toplam sağlık harcamasının %78’ini kamunun, sadece %5’inin sigorta sektörü tarafından üstlenildiğine dikkat çeken Şencan şöyle konuştu: “Cepten harcama oranı ise %17. Bu rakamlar sağlık sigortalarında ne kadar büyük bir potansiyel olduğuna işaret ediyor. Ancak birçok kişinin herhangi bir sağlık sorunu ile karşılaştıktan sonra sağlık sigortası aklına geliyor, bu durumda da hastalığın tedavisi sigorta kapsamına alınmakta geç kalınmış olabiliyor. Vatandaşlarımız önemli miktarda maddi birikimlerini sağlık sorunlarını gidermek için harcamak durumunda kalabiliyorlar. Pandemi sürecinde yaşananlar; sağlık konusunda bazı ezberleri bozdu ve bize sağlık sorunlarına karşı vakitlice hazırlık yapılmasının gerekliliğini öğretti. Dolayısıyla, pandemi döneminden sağlık algısı ve farkındalığı artmış bir toplum olarak çıkacağız. Bilinç seviyesinin yükseldiği bir ortamda, sağlık sigortası sistemine dahil olacak vatandaş sayısındaki artış beklentisi sektör için önemli bir fırsat.
Bu bağlamda, gerek daha fazla vatandaşımızın olası sağlık sorunlarına bağlı ani ve beklenmeyen harcamalarının finanse edilmesi, gerekse kamu üzerindeki finansman yükünün bir kısmının sigorta sektörüne transfer edilerek ülke ekonomisini güçlendirmesi mümkün.Covid sonrası dönemde, ertelenmiş tedavilerin ve hastane hekim ziyaretlerin artmasını bekliyoruz. Bu beklenti çerçevesinde de sektörün önde gelen şirketlerinin değişen miktarlarda fon ayırdığını da söyleyebiliriz. Öte yandan enflasyona bağlı olarak tüm mal ve hizmetlerde olduğu gibi; sağlık sigortalarında da birim tedavi maliyetlerimizde daha şimdiden ciddi bir artış var. Covid sonrası en kritik unsur, medikal enflasyonun kontrol edilmesi olacak. Sigortalıların, sektörün ve paydaş kurumların arasındaki dengenin korunabilmesi için, maliyetlerin yükseltilmemesi ve her kesimin bu zor dönemde gücü yettiğince elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum.”