Geçtiğimiz aylarda Tesla’nın kurucusu Elon Musk’ın bir tiviti epey gündem oldu. Söz konusu mesajda
Tesla Sigorta için “devrimci” aktüerler arandığı ifade ediliyordu. Tesla Sigorta şu anda Kaliforniya
bölgesinde hizmet veren ve müşterilerine çeşitli sigorta şirketlerinin ürünlerini sunan bir aracı.
Bilindiği üzere sigortacılıkta riski oluşturan bireysel özelliklerin tespiti etkin fiyat modellerinin
oluşturulması ve prim seviyelerinin hakkaniyetli bir şekilde belirlenebilmesinde önemli bir yer tutuyor.
Araç takip sistemleri ile başlayan, cep telefonu ile artan, giyilebilir ekipmanlar ile zirveye ulaşan bireysel veriler uzun süredir tüm sigortacıların ilgisini çekiyor. Telematikler ve cep telefonlarına yüklenen aplikasyonlar ile oto sigortalarında da bu detaylı verilerden yararlanan çeşitli uygulamalar deneniyor.
Kaza halinde sorumluluk kimde?
Diğer taraftan otonom sürüş teknolojilerindeki gelişmeler sorumluluğun kimde olduğu tartışmalarının da büyüyerek devam etmesine neden oluyor: Otonom sürüş halindeki bir aracın karıştığı kazada sorumluluk aracın sahibinde mi, sürücüsünde mi, otonom sistemi tasarlayanda mı, yoksa uygulamasını yapanda mıdır? Burada şu ana kadar görüntü büyük ölçüde mevcut sorumluluk yapısının devam etmesi yönünde olmakla birlikte ilerleyen dönemde sadece otonom araçların kullandığı yollar ortaya çıktığı zaman değişim kaçınılmaz.
Oto sigortalarını tehdit eden faktörler
Tesla’nın donanım kadar yazılımı da ön plana çıkaran özellikleri ve dolayısı ile –her ne kadar şu anda bu
amaçlarla kullanılmadığı ifade edilse de- sahip olduğu kullanıcı verisi her aktüerin iştahını kabartıyor.
Akıllarda bu konular varken Tesla’nın “devrimci“ aktüer arayışı pandeminin uzaktan çalışma gibi
konularda yıllar sonra olması beklenen gelişmeleri birkaç ay içinde yaşamamıza sebep olması gibi
sigortacılıkta ani ve hızlı bir dönüşüm yaşanıp yaşanamayacağı sorusunu doğurdu.
Oto sigortalarını tehdit eden tek unsur böyle bir dönüşüm değil. Yoğun şehir hayatı ve insanların
metropollerde toplanmaya devam etmesi sonucu artan trafik yoğunluğu ile birlikte – covid-19 salgını ile birlikte ciddi şekilde sekteye uğramış olsa da- gelişmiş bir şehir hayatının göstergelerinden kabul edilen toplu taşımaya olan ilginin artması ile en az bunun kadar önem arz eden, bireysel ulaşım alternatiflerinin çoğalması (bisiklet yollarının her yerde gündeme gelmesine sebep olan bisiklet kullanımındaki artış, scooterler, e-scooterlar vb) belirsizliği arttırıyor.
Gelecekte sürücü ehliyetine gerek olacak mı?
Oto sigortalarının nakit akışı açısından önemi ve dünya sigortacılığındaki yüksek payı tartışılmaz. Bu
değişimlerin ne kadar hızlı olacağını kestirmek de kolay değil. Ancak, şu anda ilkokula giden çocukların
ehliyet almasına gerek olup olmayacağını tartışabileceğimiz bir ortamda bu risklerin göz ardı edilmemesi gerek. Jetgiller ile büyümüş bir neslin muhtemelen kendi ömrü sürecinde bireysel uçan araçlarla seyahat edebileceği düşünüldüğünde bu dönüşümlere ayak uyduramayan şirketlerin orta vadede ayakta kalması mümkün görünmüyor.
Şirketlerin şimdiden 10 yıl ve daha uzun vadeli stratejilerini oluşturmaya başlaması gerekiyor. Bunun için de aktüerya fonksiyonlarına bu konularda çalışacak kaynakların sağlanması sürdürülebilirlik için her zamankinden çok daha önemli hale gelmiş durumda.