VHV Reasürans Yönetim Kurulu Üyesi ve Teknik Genel Müdür Yardımcısı Fatih Ağacık, “İklim değişikliği konusundaki tartışma şeklimizi acilen değiştirmeliyiz ve iklim değişikliğinden kaynaklanan risklerin uyarlanması ve azaltılmasına odaklanmalıyız. Bu konuda da başta devletler olmak üzere, bilim dünyası, finans ve ekonomi dünyası, STK’lar, şirketler vs.nin bir araya geldiği bir iklim değişikliği kurulu oluşturulmalı ve hızla aksiyona geçilmeli” açıklamalarında bulundu.
“İklim değişikliği artık önümüzdeki en önemli gerçek risk. Birçok araştırma da bunu destekler nitelikte” diyen VHV Reasürans Yönetim Kurulu Üyesi ve Teknik Genel Müdür Yardımcısı Fatih Ağacık, iklim değişikliğinin etkilerini ve alınması gereken önlemleri şöyle anlattı: “Geçmişte yılın belli dönemlerinde ve belli bölgelerde doğal afetlerin olduğundan bahsederken artık yılın her döneminde ve daha önce bu olayların yaşanmadığı yerlerde de görülebilmektedir. Sel, dolu, şiddetli rüzgarlar, yoğun kar yağışları vs. birçok doğa olayı yaşanmaz denilen bölgelerde de artık can ve mal kayıplarına yol açıyor. Bunlar gerçekten çok üzücü. Son yıllarda doğal felaketlerin yaşam ve üretim yerlerinde de yaşanmaya başlamasıyla doğal afet kaynaklı ekonomik kayıplar da katlanarak büyüyor. Bu nedenle iklim değişikliği konusundaki tartışma şeklimizi acilen değiştirmeliyiz ve iklim değişikliğinden kaynaklanan risklerin uyarlanması ve azaltılmasına odaklanmalıyız. Bu konuda da başta devletler olmak üzere, bilim dünyası, finans ve ekonomi dünyası, STK’lar, şirketler vs.nin bir araya geldiği bir İklim Değişikliği Kurulu oluşturulmalı ve hızla aksiyona geçilmeli.
“Sigortacılığa olan güven hızla artıyor”
Ağacık, “Ülkemiz özelinde baktığımızda ve 2020 yılında Karadeniz Bölgesi’nde, Akdeniz Bölgesi’nde ve son dönemde Ege Bölgesi’nde yaşanan sellerin yarattığı ekonomik kayıplar büyük rakamlara ulaştı. Sigorta sektörü tüm paydaşlarıyla birlikte yaşanan her türlü olumsuzluk karşısında hızla aksiyon alarak sigortalıların yanında olduğunu gösteriyor. Bunun en güzel örneğini son İzmir sellerinde gördük. Hasar tespit çalışmaları sürerken, sigorta sektörü acentesi, eksperi ve tüm paydaşlarıyla hasar tespitlerini ve ardından da tazminat ödemelerini yapıyor. Bu da sigortacılığa olan güveni hızla artırıyor” dedi. Ağacık, “İklim değişikliğinin sigorta sektörü üzerindeki en önemli etkisi, sigortalı hanehalkları, çiftçiler, enerji sağlayıcılar vb. grupların karşılaştıkları finansal kayıpların tazmin edilmesinde sektörün sahip olduğu kilit konum nedeniyle hasar ödemelerinde artış meydana gelmesidir. İklim değişikliğinin mühendislik, yangın ve kâr kaybı sigortalarındaki hasarlar üzerinde doğrudan etkisi olmakla birlikte, sigorta sektörünün kârlılığını ve iş modelini tehdit edecek dolaylı etkisi de olmaktadır. İklim değişikliği önümüzdeki on yıllarda sigorta sektöründe bir paradigma değişikliğine de neden olacak; sektör finansal işlemlerini (fonlama, risk azaltıcı teknikler), işleyişe ilişkin yöntemlerini (sigorta ve hasar) ve genel faaliyetlerini düzenleyici gelişmelerle piyasadaki gelişmelerin yarattığı zorluklarla başa çıkabilecek şekilde değiştirmek zorunda kalacaktır” şeklinde konuştu.
“Sigortaya yönelik talep artacak”
“İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin daha belirgin hale gelmesi ile birlikte hava olayları ile bağlantılı afetler sonucu meydana gelen maliyetleri karşılamak üzere sigortaya yönelik talebin artması beklenmekte” öngörüsünde bulunan Ağacık, “Sahil kesiminde konumlanan rizikolar, yükselen deniz seviyesi ve güçlü rüzgâr riski ile karşı karşıyadır. Nehirlere yakın mesafede bulunan konut, ticari ve endüstriyel tesislerin de yükselen su seviyesi sonucu daha sık ve güçlü sel riskine maruz kalması beklenmektedir” dedi.
Ağacık, iklim değişikliğinin doğuracağı sonuçlar hakkında şunları söyledi, “İklim değişikliği sonucu meydana gelecek sağlıkla ilgili etkilerin toplum içerisinde en savunmasız gruplar tarafından hissedileceği öngörülmektedir. Buna bağlı olarak iş gücündeki olası azalmanın/aksaklıkların iş durması/kâr kaybı olarak sigorta sektörüne etkileri olabileceği öngörülmektedir. Uzun süren kuraklığın yangın hadiselerinde bir artışı da beraberinde getirmesi beklenmektedir. Yaz aylarında kötü hava ve beklenmeyen meteorolojik koşullar nedeniyle hasar istatistiklerinin ve mevsimsel dağılımının geçmiş yıllara göre değişkenlik gösterdiği de görülmektedir. Dolu yağışı riskinin mal sigortaları hasarlarındaki etkisi artmaktadır. Artan kaza ve hata sıklığı sonucunda sorumluluk hasarlarının da artması beklenmektedir. Bazı durumlarda aşırı hava koşulları, ciro ve işletme sonuçlarını etkileyecek iş durmasına da neden olabilmektedir. Bilindiği üzere sigorta risk paylaşımında en önemli araç konumunda. Söz konusu faaliyet, iş devamlılığını tehdit edecek riskleri karşılamak üzere ileriye dönük kesin plan yapılmasına olanak vermesi nedeniyle ekonomi için büyük önem taşımaktadır. Buna karşın sigortanın rolü risk paylaşımının ötesine geçmektedir. Zira sigorta, riskin tanımlanmasından transfer ve bertaraf edilmesine kadar devam eden risk yönetimi döngüsünün ayrılmaz bir parçasıdır. Sigorta ayrıca sigortalıların iklim değişikliğine uyum sağlamasına da yardımcı olmaktadır.”
Ağacık, afetlere karşı sigorta önleminin alınmasını sağlamak için yapılabilecekleri şöyle sıraladı: “Sigorta sektörü, kapsamlı araştırma ve deneyimler sonucu elde ettiği uzmanlığa dayalı olarak, risk farkındalığının artırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Sektör, bugüne kadar risklerin azaltılmasına dair iklim dostu bir yaklaşımı teşvik eden birçok girişim gerçekleştirmiştir. Sigorta ve reasürans şirketleri risk farkındalığının artırılmasına poliçeleri (riske dayalı sigorta primleri, ilave prim ve/veya indirimler, gerekli afet önleme tedbirleri, koşul ve şartları) aracılığıyla da katkı sağlayabilir. Avrupa sigorta sektöründe yapılan ileri düzeyde risk haritaları gibi risk farkındalığının artırılması yönlü destekler, Türkiye’deki sigorta ve reasürans şirketlerimiz aracılığıyla da yapılabilir.”