Bir görme siniri hastalığı olan Glokom, görme sinirini oluşturan hücrelerin azalması ile gelişir. Kalıcı bir hasar oluşturabilmesi nedeniyle en önemli körlük nedenlerinden birisidir. Tedavisi esas olarak göz içi basıncını azaltmaya dayalı olduğu ve en önemli risk faktörlerinden birisinin yüksek göz içi sıvı basıncı olması nedeniyle halk arasında ‘Göz Tansiyonu’ hastalığı olarak da anılan hastalığın sebeplerini ve tedavi yöntemini Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak’tan aldık.
“Dünya Sağlık Örgütü’nün ilk kez 2019’da yayınladığı “Dünya Görme Raporu”na göre dünyada 76 milyon civarında glokom hastası olduğu tahmin edilmektedir” açıklamasında bulunan Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak sözlerine şöyle devam etti: “Önlenebilir görme kaybı olan hastalarda glokom en sık 4. kayıp nedenidir. Bu nedenler sırasıyla; yaşa bağlı yakını görememe, düzeltilmemiş görme kusurları (miyop, hipermetrop, astigmatizma) ve katarakttır. Glokom hastalığının farklı çeşitleri bulunur, ayrıca farklı yaşlarda da görülebilir. Erişkinlerde en sık görülen türüne ‘Açık Açılı glokom’ adı verilir. Bu glokom çeşidi maalesef en sessiz seyreden ve en geç bulgu verenlerdir. Bu hastalarda görmenin kenar (perifer) kısımlarında lekeli görmeler oluşur. Hastalık ilerlerse hastalar önce tünel gibi görürler, en sonunda da tüm görmelerini yitirebilirler. Daha nadir görülen ‘Kapalı açılı glokom’ türünde ise gözde kızarıklık ve ağrı, bulanık görme gibi bulguları olur. Ancak glokom hastalığı tanısı büyük oranda muayene sırasında tesadüfen fark edilir ve fark edildiğinde de görme sinirinde ilerlemiş hasar olabilir.”
Glokom bebeklerde de görülebilir
Glokom hastalığının görülme sıklığının 40 yaşından sonra giderek arttığını aktaran Prof. Dr. Uğur Emrah Altıparmak, 40 yaşından sonra yılda bir düzenli göz muayenesi olunması gerektiğini aktardı. “Glokom hastalığı nadiren yeni doğan bebeklerde veya çocuklarda da görülebilir” diyen Altıparmak sözlerine şöyle devam etti: “Bunların erken yakalanabilmesi ve tedavi edilebilmesi için rutin göz muayeneleri son derece önemlidir. Bugün için Sağlık Bakanlığı’nın önerileriyle tüm bebeklere 3. ve 12. ayda rutin göz muayenesi yapılmaktadır.
Erken tanı önem taşıyor
Glokom hastalığının tedavi yönlerini de anlatan Emrah Altıparmak “Hastalığın ilerlemesini durdurmak, yani görme sinirindeki hücre kaybını engellemek amaçlanır. Kaybedilmiş olan sinir hücrelerinin telafisi bugün için mümkün değildir. Tedavinin bel kemiği, göz içi basıncını düşüren göz damlalarıdır. Günümüzde seyrek dozlama ile etkili olan pek çok göz damlası mevcuttur. Damlalarla tedavisi mümkün olmayan Glokom türlerinde cerrahi seçenekler de uygulanmaktadır” dedi.
Pandemi, glokom tedavisini geciktiriyor
Glokomun bugün başarı ile tedavi edilebilen bir hastalık olduğunun altını çizen Altıparmak “Ancak birçok hastalıkta olduğu gibi erken tanı ile hastalık daha erken kontrol altına alınabilmekte ve ilerlemiş görme kayıplarının önüne geçilebilmektedir. Covid-19 salgını nedeniyle göz kontrollerini aksatan glokom hastaları bizler için endişe kaynağı olmaktadırlar. Glokom hastalarının gerekli hijyen önlemlerini alarak göz muayenelerine düzenli gitmelerini önemle vurgulamak istiyorum. Birçok kronik hastalıkta ifade edilen veciz söz: “Hastalıktan değil, geç kalmaktan kork” glokom için de son derece gerçekçi ve geçerlidir” diyerek sözlerini noktaladı.