Aon, işverenlerin sağlık yardımı maliyetleri 2021’de küresel enflasyonun 3 katından fazla artacağını, Türkiye’de ise 2021 yılında medikal enflasyon oranının yüzde 19’a çıkacağı öngörüsünde bulundu.
Risk, emeklilik ve sağlık konularında profesyonel hizmetler sunan Aon’un 2021 Küresel Medikal Trendler Raporu açıklandı. Her biri bir ülkeyi temsil eden 107 Aon ofisi arasında yapılan anketler sonucunda hazırlanan rapora göre 2021 yılında tüm dünyada işverenlerin sunduğu sağlık yardımı maliyetlerinin, genel enflasyonun yüzde 5 puan üzerinde seyrederek, yüzde 7,2 oranında artacağı tahmin ediliyor. Raporda, genişleyen yardımlar, medikal servisler için artan birim maliyetleri ve genel enflasyon oranında düşüş beklentisi söz konusu artışın sebepleri arasında gösteriliyor. 2020 yılında medikal enflasyon oranının yüzde 13,8 olarak ölçüldüğü Türkiye’deyse, 2021 yılında medikal enflasyon oranının yüzde 19 çıkacağı öngörülüyor.
COVID-19’un ertelenen tedaviler ve uzun vadeli sağlık hizmetleri üzerindeki etkisi konusunda halen ciddi oranda belirsizliğin hakim olduğunu belirten Aon Türkiye Sağlık ve Emeklilik Çözümlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sinem Yalçın, “Her ne kadar ülkeler halihazırda salgının farklı aşamalarını yaşıyor olsalar da genel beklenti, 2021’de medikal servislerin yeniden pazara açılmasıyla birlikte medikal plandan yararlanma oranlarının da normal seviyelerine geleceği yönünde” diye konuştu.
2021 Küresel Medikal Trendler Raporu’nda tahmini medikal enflasyon oranlarının bölgelere göre ciddi farklılıklar taşıdığı görülüyor. Maliyetlerde en yüksek artışın yaşanacağı tahmin edilen bölgeler, tahmini yüzde 12 medikal enflasyon oranı ile Ortadoğu ve Afrika olurken, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa’da medikal enflasyonun ortalama bir düzeyle, yüzde 5 artması bekleniyor.
2020’den 2021’e Tahmini Sağlık Yardımı Maliyetleri Artışı
2020 | 2021 | |
Küresel | %8,0 | %7,2 |
Kuzey Amerika | %6,4 | %7,0 |
Latin Amerika ve Karayipler | %13,1 | %8,8 |
Asya Pasifik | %8,7 | %8,0 |
Avrupa | %5,7 | %5,5 |
Ortadoğu/Afrika | %12,2 | %12,0 |
Aon’un raporunun bulgularında COVID-19 salgınının ağırlığı üzerinde de rol oynayan bulaşıcı olmayan hastalıkların, küresel çapta sağlık hizmetleri maliyetleri üzerindeki artış etkisine dikkat çekiliyor. Sağlık hizmetleri talepleri üzerinde en çok etkili olacak rahatsızlıklar arasında kardiyovasküler hastalıklar, kanser, yüksek tansiyon ve diyabet yer alıyor. Rapor ayrıca yüksek tansiyon, fiziksel hareketsizlik, kötü stres yönetimi, yüksek kolesterol ve kötü beslenme gibi sağlıksız kişisel alışkanlıklardan kaynaklanan risk faktörlerinin artan yaygınlığını ortaya koyuyor.
Hastalık ve risk sıralaması dünya genelinde önemli ölçüde farklılık gösteriyor. Türkiye’nin de yer aldığı Avrupa bölgesinde, rapor için yapılan anket çalışmasına katılanlar arasında medikal planlar üzerinde en çok maliyet etkisine sahip olması beklenen hastalıklar kardiyovasküler (katılan ülkelerin yüzde 77’si), kanser (katılan ülkelerin yüzde 74’ü), yüksek tansiyon (katılan ülkelerin yüzde 55’i) olarak sıralanıyor. Avrupa’daki risk faktörleri arasında en çok öne çıkanlar ise yüksek tansiyon (katılan ülkelerin yüzde 80’i), kötü stres yönetimi (katılan ülkelerin yüzde 70’i) ve fiziksel hareketsizlik (katılan ülkelerin yüzde 60’ı) olarak sıralanıyor.
Rapora göre kronik rahatsızlıkları azaltmak için aralarında fiziksel check-up, tarama, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite teşviki gibi önleyici stratejilere sahip sağlık programlarına eğilen işveren sayısının arttığı görülüyor. İşverenler ayrıca gereksiz plan kullanımını kontrol etme, plan tasarımlarını düzenleme, ağları daraltma ve genel fayda maliyetlerini sınırlamak için esnek fayda planları ekleme gibi geleneksel stratejileri kullanmaya devam ediyor.
COVID-19’un medikal programların yönetimi kapsamında daha iyi bir küresel yönetişim ihtiyacını ortaya koyduğunu belirten Aon Türkiye Sağlık ve Emeklilik Çözümlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sinem Yalçın “Çok uluslu işverenler halen salgını ve etkilerini yönetmeyi öğrenme sürecinde ve bu deneyimi çalışanların sağlık ve refah ihtiyaçlarını daha iyi anlamak ve ele almak için kullanıyorlar. 2021’de bu yıla nazaran yüksek bir medikal enflasyon oranı beklenmekte ve bununla birlikte tıbbi ürünler ve hizmetler üzerindeki baskılar da giderek artmaktadır. Bu nedenle hem hükümetlerin hem de sağlık sistemlerinin COVID-19’un sosyal ve ekonomik etkilerine hazırlanması gerekiyor” diye ekledi.