Sigorta sektörünün önde gelen uluslararası düşünce kuruluşu olan Cenevre Derneği (The Geneva Association) tarafından yapılan yeni araştırmada COVID-19’a benzer pandemiler için yaşam ve sağlık risklerinin sigortalanabilir olduğu belirtilirken, ancak mülkiyet ve zayiat (P&C) risklerinde ise tablo hiç iç açıcı değil.
Cenevre Derneği, COVID-19’un derin finansal sonuçlarının nasıl ele alınacağına dair St.Gallen Üniversitesi ile işbirliği içinde geniş çaplı bir kamuoyu araştırması yaptu. Kanıta dayalı yapılan araştırmada sigortacıların pandemilerle ilgili risk alma kapasitelerini incelendi.
Raporun ana bulguları arasında, cesaret verici bir şekilde, COVID-19’a benzeyen bir pandemi için sağlık ve yaşam risklerinin temel bir sigortalanabilirlik sorunu oluşturmazken, bununla birlikte, P&C sigortacıları, 2020 için 4 trilyon ABD Dolarını aşan öngörülen küresel çıktı zararlarını karşılamak için gereken kapasiteye sahip değiller.
Cenevre Derneği Genel Müdürü Jad Ariss şunları söyledi: “COVID-19 çarptığında, sigortacılar – örneğin daha düşük primler yoluyla – müşterilerine rahatlık sağlamak için çabucak hareket ettiler – çalışanlarını güvence altına aldılar ve hükümetlerle ilişki kurdular. Pandemi riskinin kapsandığı tüm meşru hasarları anında ödediler. Ancak araştırmamızın gösterdiği gibi, salgın iş sürekliliği riski alanında büyük bir koruma açığını ortaya çıkardı. Ödeme gücünü ve uygulanabilirliğini korurken sektörün potansiyel katkılarından faydalanan sürdürülebilir çözümler bulmamız gerekiyor. ” dedi.
Cenevre Derneği Araştırma ve Öngörü Başkanı ve raporun önde gelen yazarı Kai-Uwe Schanz ise: “Sigortacılar, COVID-19 sırasında sağlık ve yaşam alanlarında insanlara anlamlı destek sağlıyor. Ancak pandeminin neden olduğu iş kayıpları, sigortalanabilirlik için yaygın olarak kabul edilen temel kriterlere meydan okuyor. Pandemi, doğal afetler gibi risklerin aksine, küresel ölçekte ortaya çıkarlar ve çeşitlendirilemezler. Hükümetler ve sigortacılar, pandemi gibi aşırı risklere hazırlanmak ve bunlara yanıt vermek için acilen doğru ortaklık modellerini bulmaya ihtiyaç duyuyor. Cenevre Derneği’nin araştırması ise bu çabayı destekleyecektir.” diye konuştu.