Dünyada 2017 yılında fon robotları tarafından yönetilen varlık toplamı 298 milyar dolar iken, 2024 yılında bu rakamın yaklaşık 2,5 trilyon dolara ulaşacağının tahmin edildiğini söyleyen Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk, “Bazı öngörülere göre, bu yılın sonunda tüm dünyadaki yatırımın yüzde 10’unu bu robotlar yönetecek” dedi.
Türkiye’de ilk kez, piyasa koşullarına göre BES müşterisi adına otomatik fon değişikliği yapan Anadolu Hayat Emeklilik’in Fonmatik ROBO hizmetinin 40 bini aşkın müşteri tarafından kullanıldığını açıklayan Ertürk, 1,6 milyar liralık fonun Fonmatik ROBO tarafından yönetildiğini bildirdi. Yılmaz Ertürk, “Rakamlar bize, bireysel emeklilikte fon yönetimi konusunda Türkiye’de bir ilki mümkün hale getirerek mevcut bir ihtiyaca cevap verdiğimizi gösteriyor.” dedi.
Yılmaz Ertürk, Sigorta Dünyası’nın Ekim sayısı Konuk köşesinde Birant Yıldız’ın sorularını yanıtladı.
*****
Yılmaz Bey, geçtiğimiz yıla göre bu yıl hayat sigortası üretim rakamının ciddi oranda yükseldiğini görüyoruz. Siz, Sigorta Dünyası’nın Temmuz sayısında söz konusu artışın kredi bağlantılı hayat sigortalarından kaynaklandığını belirtmiştiniz. Yılın ikinci döneminde pandemiye ve ekonominin gidişine göre bu branşta nasıl bir büyüme senaryosu kaleme alınabilir?
Hayat sigortası prim üretimine ilişkin açıklanan ağustos ayı güncel verilerine göre geçen seneye kıyasla artış trendi devam ediyor. Yılın ilk 8 ayında prim üretimi 10,2 milyar TL olarak gerçekleşti ve geçen yıla göre yüzde 64 oranında büyüdü.
Hayat sigortası sektöründeki yüksek büyüme kredi hayat ve işsizlik sigortalarındaki artıştan kaynaklanıyor. Bu minvalde buradaki büyüme senaryosu kredi piyasası ile doğrudan ilişkili olacak. Yılın kalan döneminde ekonomide toparlanma eğilimi beklense de dünya genelinde vaka sayısının artması gelecek döneme dair belirsizlik yaratıyor. Yapılan öngörüler, olağan dışı bir durum yaşanmadığı takdirde yılın kalan döneminde kredi büyümesi beklenmediği yönünde. Dolayısıyla kredi hayat sigortaları için bizleri kredi piyasasına bağlı bir seyir bekliyor. Ancak belirsizliklere rağmen geçen seneye göre büyüme trendinin azalarak da olsa süreceğini düşünüyorum. Bağımsız hayat ve birikimli hayat sigortaları tarafında ise kişilerin geleceğe dair belirsizliklere karşı kendilerini ve sevdiklerini koruma ihtiyacının artarak devam etmesini bekliyorum.
Dijital ve mobilden satışların arttığını, yine temmuz sayımızdaki dosya konusunda dile getirmiştiniz. Bu trend sizce uzun vadede devam eder mi? Tetikleyici unsur yine pandeminin getirdiği kısıtlamalar mı olur, yoksa dijital okur yazarlığın da bu büyümede katkısı göz önünde bulundurulmalı mı?
Bugüne kadar genç müşteri gruplarının rağbet ettiği internet ve mobil kanalları, pandemi döneminde daha önce bu kanalları tercih etmeyen belli yaşın üstündeki kişileri de kendine çekti ve artık yaş bağımsız olarak herkes, kolaylıklarını deneyimledikleri dijital dünyanın bir parçası oldu. Müşterilerin değişen ve normalleşme döneminde de devam eden bu davranışına bağlı olarak, bu kanallardan düzenlenen kredi hayat ve işsizlik sigortası prim üretimi de güncel verilere göre yıllık bazda %136 oranında büyüdü. Bu ürünler yine yoğunluklu olarak dijitalden kullandırılan kredi ile birlikte satılıyor. Dolayısıyla kredi hayat ve işsizlik ürünlerinin satın alımında dijital kanal kullanımının kalıcı olacağını düşünüyorum. Yapısal olarak nispeten daha karmaşık olan ürünlerde, örneğin birikimli hayat sigortalarında müşteri adaylarının aracı desteğine olan ihtiyacı devam edecek gibi görünüyor.
İlaveten; dijitalin vazgeçilmez olduğu, eğitimin bile buraya taşındığı bir çağda, internetteki bilgiyi bulma, anlama ve analiz etme becerilerini ifade eden ve hayatımıza son dönemlerde giren dijital okuryazarlık terimi de varlığını iyice hissettirdi. Dijital okuryazar olan ve bu becerisini kullanarak internet ve mobil kanallarından hayat sigortası satın alan kişilerin prim üretimindeki büyümede tabii ki etkisi var. Bununla birlikte henüz çok erken bir evrede olan dijital okuryazarlığın önümüzdeki dönemde giderek toplumun geniş kesimlerine yayılacağını ve sektör büyümesine yönelik daha fazla katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Ülkemizde ekonominin darboğaza girdiği dönemlerde kamuoyu nezdinde bireysel emekliliğe duyulan güvenle ilgili soru işaretleri oluşabiliyor. Yapılan bazı açıklamaların yanlış yankı bulması sonucu geçtiğimiz günlerde yine böyle bir hava oluştuğunu gözlemledik. Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü olarak, 17 yılda ciddi büyüklüğe ulaşan sistemin güvenilirliği konusunda neler söylemek istersiniz?
Faaliyete başladığı günden bugüne şeffaflığı ilke edinen BES’in tüm unsurları son derece sağlam bir mekanizma ile denetim altında. Bireysel Emeklilik Sistemi’nin güvenli ve etkin biçimde işletilmesini sağlamak ve sistem dahilinde tasarruf yapan kişilerin hak ve menfaatlerini korumak amacıyla şirketlerin faaliyetleri Hazine ve Maliye Bakanlığı ile bağımsız dış denetim firmalarının denetimine tabi. Kişilerin bireysel emeklilik hesaplarındaki birikimi, emeklilik şirketlerinin mali bünyesinden bağımsız olarak Takasbank nezdinde saklanıyor. Açıklanan güncel sektör verilerine göre; gönüllü BES’te katılımcı sayısı 6,9 milyon kişi, fon büyüklüğü ise 148 milyar TL seviyesinde.
“İhtiyaç sebebiyle ayrılanlar tekrar girmek istiyor”
Ben sisteme henüz dahil olmamış herkese, geleceği için tasarruf yapmaya gönül rahatlığıyla başlamasını tavsiye ediyorum. Kafasında soru işaretleri olan kişilere de bu yönde bilgilendirme yaptığımızda sistemle ilgili herhangi bir tereddütleri kalmıyor. BES’ten emekli olan 130 bin adedin üzerinde müşteri var. Bu kişiler iyi ki zamanında dahil olmuşum diyorlar. İhtiyaç sebebiyle ayrılmak durumunda kalanlara bakın, mutlaka yine gireceğim diyorlar.
Bireysel emekliliğe gelirsek, yılbaşından bu yana 27 milyar liralık ciddi bir büyüme sergilemiş. Katılımcı sayısı ise yavaş ilerliyor gibi görünüyor, sadece 4500 kişi artmış. Bu artışlar hususundaki değerlendirmenizi alabilir miyiz?
Bireysel Emeklilik Sistemi’ni bir bütün olarak, yani gönüllü BES ve otomatik katılımı birlikte değerlendirmenin daha doğru olacağını düşünüyorum. 18 Eylül itibarıyla sektörümüzdeki katılımcı sayısı yaklaşık 435 bin artarak 13,3 milyona, fon büyüklüğü ise 31,5 milyar TL artarak 160 milyar TL’ye ulaştı. Koronavirüs mart ayında ortaya çıkarak müşteri adaylarına satış ve müşterileri tutundurma faaliyetleri anlamında sektörü etkilemeye başladı. Az da olsa etkileri hâlâ devam ediyor. Müşterilere fiziken ulaşılamaması nedeniyle yeni satışlar yavaşladı. Katılımcı sayısı ve fon büyüklüğündeki artışları bu kapsamda olumlu olarak değerlendiriyorum. İlaveten, sistemde yürürlükte olan sözleşmelerin bir sonraki ay hangi oranda devam ettiğini gösteren aylık devamlılık oranı, Ağustos ayında yüzde 99,5 oranıyla tarihindeki en yüksek seviyeye ulaştı. Bunun da kişilerin sisteme olan güveninin anlaşılması adına çok önemli bir gösterge olduğunu düşünüyorum.
Otomatik katılıma baktığımızda, katılımcı sayısının gerilediğini görüyoruz. Büyük beklentilerle hayata geçirilen ve devletin ciddiyetle üstünde durduğu bu sistem sizce neden yeterli başarıyı gösteremedi? Tamamlayıcı emeklilik gibi gündemde olan hamlelerle, erken duraklama dönemine giren sistem hareketlendirilebilir mi?
Otomatik katılımda devlet katkısı dahil fon büyüklüğünü incelersek, tutarın yıl başına göre yaklaşık 2,5 milyar TL artarak 10,7 milyar TL’ye ulaştığını görebiliriz. Yine güncel verilere göre, otomatik katılımda tasarruf yapan çalışan sayısı 6,5 milyon kişi civarında, yani yıl başına göre yaklaşık 440 bin kişi artmış. Geçen sene bu dönemde ise 5,7 milyon seviyesindeymiş. Bu anlamda fon büyüklüğü gibi çalışan sayısının da artış trendinde olduğunu söyleyebiliriz.
Emeklilik sektörü, yurt içi tasarruf açığının azaltılmasına katkı sağlıyor.
Belirttiğiniz gibi iş yeri bazlı emeklilik sistemi olarak hayata geçen otomatik katılımın yeniden yapılandırılması ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne (TES) dönüştürülmesi sektörün gündeminde olan bir konu. TES’in devreye alınması planının tasarrufları artırma yönünde banka dışı finansal sektörün gelişimini ciddi anlamda destekleyen otoritenin bireysel emeklilik sektörüne yüksek önem atfettiğini kanıtlar nitelikte olduğunu düşünüyorum. TES’in, gelişim trendini koruyan sektörümüzün daha da sağlıklı bir şekilde büyümesine ve yurt içi tasarruf açığının azaltılmasına önemli katkı sağlayacağına inanıyorum.
Diğer taraftan, erken duraklama ifadesinin otomatik katılım için doğru bir sözcük olmadığı kanaatindeyim. Sisteme katılım otomatik olduğu için tabi ki ilk fazlarda toplu girişlerle çalışan sayısı çok yüksek adetlere ulaştı. Akabinde toplu girişler planlandığı tarihte tamamlandı ve sonra da ayrılma adetleri BES’te de olduğu gibi normal seyrine döndü. Buradaki ayrılma sebeplerinden bir tanesi de ödeme güçlüğü. Diğer taraftan otomatik katılıma giriş anında gönüllü BES’i olan kişilerin OKS’ye devam oranı yüzde 32 seviyesindeyken, olmayanlar için bu oran yüzde 48’e yükseliyor.
Fon değişikliği BES katılımcısının genelde kullanmadığı bir hak gibi görünüyor. Pandemiden sonra bu konuda daha fazla değişiklik gözlemleniyor mu, yoksa katılımcılar halen fonlarını değiştirme ihtiyacı duymuyorlar mı?
İfade ettiğiniz gibi, kişilerin 1 yıl içerisinde 6 kez fon değiştirme hakkı var, ancak çok büyük bir çoğunluğu bu hakkı kullanmıyor. Fon dağılım değişikliğine ilişkin yayımlanan sektörel bir istatistik bulunmuyor. Bu anlamda şirketimiz müşterileri açısından yanıt vermek isterim. Pandemi ve sonraki normalleşme döneminde dönemsel piyasa hareketlerine reaksiyon veren müşterilerimiz olduğunu ve bu zamanlarda fon dağılımlarını değiştirme yönünde talepte bulunan müşteri sayımızın diğer aylara nazaran bir miktar arttığını söyleyebilirim. Tabi, bireysel emeklilik uzun vadeli bir birikim aracı olduğu için fon değişikliğinde anlık iniş çıkışlara göre hareket edilmesi sistemin yapısı ile uyumlu olmuyor. Bunun yerine biz tüm müşterilerimize fon dağılımlarını piyasadaki dalgalanmalara göre değil, esas olarak yatırımcı karakterine ve risk getiri beklentilerine göre belirlemelerini öneriyoruz.
Bir de tabii, Anadolu Hayat Emeklilik’in öncüsü olduğu Fonmatik ROBO var. Bu konuda da son gelişmeleri alabilir miyiz sizden?
Finans sektöründe ilk kez global finansal krizden sonra kendine yer bulan fon robotu teknolojisi, son dönemde çoğu köklü finans şirketinin bu konuya yatırım yapması ve kendi sistemlerini oluşturmasının ardından iyice popüler bir hale geldi. Yapılan projeksiyonlara göre, dünyada 2017 yılında fon robotları tarafından yönetilen varlık toplamı 298 milyar dolarken, 2024 yılında bu rakamın yaklaşık 2,5 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Dünyada, Amerika bu konudaki öncü pazar olarak karşımıza çıkıyor. Amerika’ya ilaveten Avrupa ülkeleri ve hatta gelişmekte olan ekonomiler kendi fon robotlarını oluşturuyor. Bu robotların önümüzdeki yıllarda tüm ülkelerde kendini göstermesi ve popüler bir hale gelmesi bekleniyor. Hatta bazı öngörülere göre, bu yılın sonunda tüm dünyadaki yatırımın %10’unu bu robotların yöneteceklerine dair beklentiler mevcut (Kaynak: World Bank Group, Robo-Advisors: Investing through Machines). İçinden geçtiğimiz bu dönemin bu oranın artışına katkı sağlayacağını düşünüyorum.
Hangi fonu seçeceğim endişesini fon robotlarıyla bitiyor
Kişiselleştirilmiş teknolojik çözümlerle kişiye özel akıllı fon yönetimi sunan fon robotu teknolojileri sayesinde katılımcılar minimum düzeyde efor harcarken, emeklilik birikimleri portföy yönetimi konusunda uzman şirketler tarafından aktif olarak yönetiliyor. Müşterilerin hayatını kolaylaştıran, zaman kazandıran ve yatırımlarının profesyonel bir yaklaşımla değerlendirilmesine imkân veren bu tip uygulamalar, dünyada olduğu gibi ülkemizde de kullanıcılar tarafından ilgiyle karşılanıyor. Bu anlamda dijital süreçlerin bireysel emeklilikte fon yönetimine entegre edilmesinin müşteriler açısından oldukça yararlı sonuçlar göstereceğine inanıyorum. Bu alanda sektördeki ilk girişimi gerçekleştiren şirket olduğumuz için de memnunum.
Piyasadaki dönemsel hareketleri takip etmek için zamanı olmayan ya da takip etseler bile gelişmeler sonucunda harekete geçme konusunda çekinceleri olan müşterilerimize, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek sunduğumuz bireysel emeklilik fon robotu Fonmatik ROBO hizmetine bir an önce dahil olmalarını tavsiye edebilirim. Fon dağılım değişiklik hakkını portföy yönetim şirketine devrettikten sonra, müşterilerimizin ilave bir aksiyon almasına gerek kalmıyor. Bireysel emeklilik birikimlerini yatırımcı karakterlerine en uygun fonlarda değerlendiren ve piyasa koşullarına göre fonlarını otomatik değiştiren bu hizmetimizi müşterilerimize ücretsiz olarak ve İş Portföy uzmanlığıyla sunuyoruz.
Kişiselleştirilmiş fon danışmanlığı hizmetimiz Fonmatik ROBO ile, müşterilerimize girişten çıkışa ve sonrasındaki raporlama süreçlerine kadar uçtan uca, tamamıyla dijital bir deneyim sunmaya devam ediyoruz. Güncel verilere göre, yaklaşık 40 bini aşkın müşterimiz hizmetimizi kullanıyor ve Fonmatik ROBO’ya emanet edilen fon tutarı da 1,6 milyar TL seviyesinde. Rakamlar bize, bireysel emeklilikte fon yönetimi konusunda Türkiye’de bir ilki mümkün hale getirerek mevcut bir ihtiyaca cevap verdiğimizi gösteriyor.
Anadolu Hayat Emeklilik’in BES ve hayatta yıl sonu büyüme hedeflerinden ve orta vadeli stratejilerinden bahseder misiniz?
Öncelikle, BES’te planlanan yasal düzenlemeler hayata geçtiğinde sistemin daha da ivme kazanacağını belirtmeliyim. Gündemdeki 18 yaş altının BES kapsamına alınması ve yurt dışında yerleşik Türk vatandaşlarına yönelik dövizli BES gibi devam eden çalışmalar, sistemin giderek daha da güçlü bir hale geleceğine olan inancımızı artırıyor. Şirket olarak yılın kalan döneminde bu konulara ve yeni satış kadar önemli olan müşteri tutundurma faaliyetlerine odaklanacağız. Hayat sigortası tarafında ise, sektör gelişimine paralel olarak, prim üretimimizi artırmayı hedefliyoruz.
İlaveten, stratejik hedeflerimizden dijitalleşmeye ve müşteri deneyimini mükemmelleştirmeye de devam edeceğiz. Artan müşteri sayımız paralelinde müşterilerimizin ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt verebilmek adına dijital alandaki çalışmalarımızı tüm altyapımızı kapsayacak şekilde sürdüreceğiz. Müşterilerimizin işlemlerini hızlı ve pratik bir şekilde gerçekleştirebildikleri yenilikçi ve kullanıcı dostu altyapımız ile operasyonel süreçlerde de kolaylık ve hız sağlamaya devam edeceğiz. Teknolojik çözümlerimiz arasına blok zinciri teknolojisi ile robotik süreç otomasyonunu eklemek de planlarımız arasında yer alıyor. Bu alandaki yatırımlarımızı müşteri deneyiminin mükemmelleştirilmesi ve operasyonel süreç yönetimimizin yeni teknolojilerle harmanlanarak daha da iyileştirilmesine yönelik gerçekleştireceğiz.
Koronavirüs sonrası özellikle hayat sigortası branşında yeni teknolojileri takip ederek ön plana çıkan ürünleri müşterilerimizle buluşturmayı ve onların hem finansal koruma sağlama hem de teminat altında olma beklentilerini karşılamayı hedefliyoruz.
Son olarak, klasik ama önemli bir soru: BES’ten sonra yeterli büyümeyi gösteremeyen ama tüm dünyada önemli bir branş olan hayat sigortalarının kredi dışındaki üretimi nasıl arttırılabilir sizce?
Güncel verilere göre, birikimli ve yaşam teminatlı hayat sigortaları prim üretimi 1,6 milyar TL olarak gerçekleşti ve geçen yılın aynı dönemine göre %63 oranında büyüme gösterdi. Pandemi hayat sigortası ürünlerine yönelik bir farkındalık oluşturdu ve sigortaya yönelik talebin kendiliğinden artmasını mümkün kıldı. En avantajlı ve güvenilir birikim araçları arasında yer alan birikimli hayat sigortaları artık hem kişilerin hem de ailelerinin temel ihtiyaçları arasında kendine yer buldu. Bu ürünlerdeki vergi avantajı da kişilere çok cazip geliyor. Birikim priminin alındığı hayat sigortalarında kişiler kendisi, eşi ve küçük çocuğu için ödedikleri prim tutarının yarısını; sadece yaşam kaybı, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik ve yaşam teminatı içeren hayat sigortalarında ise ödedikleri primin tamamını ödeme yaptıkları ayda elde ettikleri ücretin %15’ini ve brüt asgari ücretin yıllık tutarını geçmemek koşuluyla, gelir vergisi matrahından indirebiliyor. Birikimli hayat sigortası için yakalanan bu ivmenin önümüzdeki dönemde de korunacağını ve bu ürünlerin toplam üretim içerisindeki payını artıracağını düşünüyorum.
“Salgın bağımsız hayat sigortası ürünlerini büyütecek”
Salgında geleceğe dair belirsizliklerin çoğalması, kişilerin güvence altında olma isteklerini de artırdı. Böylelikle yaşam kaybı, sakatlık ve işsizlik gibi birçok farklı teminatı sağlayan sigorta ürünlerine yönelik ihtiyaç daha net fark edildi. Kişilerde artan bu bilincin devam edeceğini ve bağımsız hayat sigortası ürünlerinin de bu şekilde büyüyeceğini öngörüyorum.
Kişilerin yanı sıra şirketlerin de çalışanları için sağladıkları yan haklar kapsamına grup hayat sigortalarını eklemeyi daha çok tercih edecektir diye düşünüyorum. Bu sıra dışı dönemde işverenler, çalışanlarının hayatlarını doğrudan etkileyen bu tip beklenmedik durumların işletmeler açısından kritik görülen birçok konunun önüne geçebildiğini net bir şekilde fark ettiler. Sektörde faaliyet gösteren şirketlerin salgın sonrası müşteri ihtiyaç ve beklentilerini doğru bir şekilde analiz ederek satış ve pazarlama faaliyetlerini bu yönde kurgulamaları sektörde kredi bağlantılı sunulan ürünlerin dışındaki hayat sigortalarının da büyümesine olanak sağlayacaktır.
“Ben sisteme henüz dahil olmamış herkese, geleceği için tasarruf yapmaya gönül rahatlığıyla başlamasını tavsiye ediyorum. Kafasında soru işaretleri olan kişilere de bu yönde bilgilendirme yaptığımızda sistemle ilgili herhangi bir tereddütleri kalmıyor. BES’ten emekli olan 130 bin adedin üzerinde müşteri var. Bu kişiler iyi ki zamanında dahil olmuşum diyorlar.”
“Gündemdeki 18 yaş altının BES kapsamına alınması ve yurt dışında yerleşik Türk vatandaşlarına yönelik dövizli BES gibi devam eden çalışmalar, sistemin giderek daha da güçlü bir hale geleceğine olan inancımızı artıyor.”