Tüm dünyayı etkisi altına Koronavirüs ile mücadele hız kesmeden devam ederken, evlerde daha çok vakit geçirdiğimiz bu süreçte kişilerin hareketsiz kalma oranı da arttı. Uzmanlar ise bu durumunun sağlık sorunlarına neden olabileceğini vurguluyor. Hayata hareket katmanın özellikle bu dönemde daha çok önemli olduğunu belirten Romatem Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Serap Latif Raif, pandemi bitse bile kalıcı sorunların bizle kalabileceğinin altını çizdi. Raif, hareketsizliğin vücudumuza etkilerini sizler için sıraladı.
Kas kaybı başlıyor
Vücut, hareketsizlikten dolayı ihtiyacı olan maddeleri kasları yıkarak alır. Bu durum kas kaybını meydana getirir. Kas inşa etmek aylar alabilir fakat kaybetmek için sadece bir hafta yeterli olabilir. Bu durum , zaman içinde yeniden kilo alımı, güç kaybı, organların yıpranması, kan değerlerinin değişmesi , derinin sarkması ya da gevşemesi sonuçlarını ortaya çıkarabilir. Kaslar vücudu taşıdığı için hareket etmek eklem sağlığı açısından önem taşıyor.
Kalbimiz ve ciğerlerimiz de etkileniyor
Kalbin en büyük dostlarından biri de egzersizlerdir. Çünkü fiziksel aktivite gerçekleştirdiğimizde kasların oksijen ihtiyacı arttığından kalp atış hızımız yükselir. Kan basıncımız artar. Düzenli yapılan aktivitede ise kalp damarlarımız bile kalınlaşır güçlenir. Egzersiz olmaz ise kalp atış hızınızı yükseltmiyorsunuz bu da kalbinizi güçsüz hale getiriyor.
Akciğer sağlığı kötü olan insanlar, solunum yolu hastalığı olduğu için zaten koronavirüs daha duyarlı hale geliyor. Fakat şöyle bir durum var virüsün bulaş riskinden korunmak için hareket etmiyorsak akciğerlerinde kan akışı artmıyor ve bu durum ciğerleri güçsüz yapabilir. Egzersiz ile birlikte göğüs bölgemizdeki kaslarımızda hızla çalışmaya başlar, bu durum oksijen kullanımını da arttırdığı için ciğerlerinde dayanıklı hale gelmesini sağlar.
Kilo alıyoruz yağlanıyoruz
Evde kaldığımız sürece gün boyunca yediğimizden daha fazla yemek yiyoruz. Bu duruma bağlı olarak kilo alımı da bu dönemde artış gösterdi. Hareketsizlik ve enerji harcamadaki azalma ile birlikte bölgesel yağlamalar da meydana geldi. Böylece vücudunuz insüline direnmeye başlayabilir ve metabolik hastalık veya diyabet gibi kronik sağlık sorunları gelişebilir.
Duruşumuz bozuldu
Yanlış durduğumuzun farkında değiliz. Devamlı öne eğilerek iş yaptığımız için kamburlaşıyoruz bu da boyumuzun bile kısalmasına neden oluyor. Oysaki doğru duruş, bel, boyun ve sırt sorunlarını engellerken kişilerin fiziksel ve ruhsal olarak daha rahat olmasını sağlıyor. Bu sorun çağın problemi olarak da adlandırılıyor .Omurganın en büyük düşmanı olan bu durum sırt, bel, boyun ağrısının en büyük nedenleri arasında yer alırken birçok sağlık sorunun da davetiyecisi konumunda yer alıyor.
Beynimiz de mi etkileniyor?
Geçtiğimiz günlerde bu konu ile ilgili bir araştırma yayınlanmıştı. İsveç’ten bilim insanları, egzersiz ile öğrenme yetileri arasındaki bağlantıyı araştırdı. Araştırmanın sonunda en az iki dakika egzersiz yapmanın bile öğrenme ve hafıza yeteneklerini iyileştirdiği sonucuna ulaşıldı. Kan akışını arttıran egzersizler ile birlikte beyinde kandaki toksinleri parçalayan bazı kimyasallar üretiliyor. Hareketsizlik ise bu durumun tam dersini yaratıyor hatta beyni yavaşlatıyor.