Hamburg merkezli çok uluslu yatırım bankası Berenberg’deki analistler, enflasyonla ilgili son verileri ve bunun hayat ve hayat dışı sigortalarda kar marjları üzerindeki potansiyel etkisini incelediler.
COVID-19 krizi zayıf ve düşen GSYİH ile ve enflasyondan ziyade deflasyonla ilişkilendirilirken, analistler korelasyonun nasıl tersine işlediğine dikkat çekiyor. Analistler deflasyon, hayat sigortacıları için bir risk ve hayat dışı sigortacılar için de olumlu ifadelerine yer verdi.
Berenberg, önümüzdeki iki ila üç yıl boyunca Avrupa’da ve ABD’de iyi huylu enflasyon tahmin ediyor ve bunun hayat dışı sigortacıları çok desteklediğini söylüyor.
Aynı zamanda, karşılık gelen düşük faiz oranlı ortamın, hayat sigortacılarının sermaye-hafif ürünlere geçişini ve sermaye-yoğun arka defterleri boşaltmasını sürdürmesi bekleniyor.
Analistlerin genel sonucu, enflasyonun hayat dışı sigortacılar için kötü ve hayat sigortacıları için iyi olduğu. Esasen hayat sigortacılarının yükümlülükleri nominal olarak belirlenir ve enflasyon yükselirse, varsayılan faiz oranları da artar; dolayısıyla borçların iskonto edilmiş değeri düşer, bu da hissedarlar için iyi olarak yorumlanıyor.
Analistler, faiz oranları düştüğünde tersinin doğru olduğunu belirtiyor. Alman hayat şirketleri gibi çok uzun vadeli garantileri olan hayat sigortacıları, deflasyona ve yatırım getirilerindeki düşüş nedeniyle düşen yatırım getirilerine yüksek oranda maruz kalmakta. Bu da bazı tasarruf politikalarındaki garantilerin karşılanmasının daha zor olduğu anlamına geliyor.
Ancak deflasyonun ikinci dereceden etkisi hayat sigortacıları için olumlu. Analistler, hayat sigortacılarının, iş modellerini yaygın yatırım marjları olan geleneksel yaşam politikalarından uzaklaştırarak, sigortalıların yatırım riskini üstlendiği koruma (yani ölüm ve sakatlık) sözleşmelerine ve birim bağlantılı tasarruf politikalarına doğru değiştirdiklerinin altını çiziyorlar.