Zorunlu trafik sigortasını ilgilendiren Karayolları Trafik Kanunu’nun bazı maddelerinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla yapılan taleplerle ilgili Anayasa Mahkemesi kararı bugünkü (9 Ekim 2010) Resmi Gazete’de yayınlandı. Buna göre beş talepten üçünde değişiklik olmazken, iki madde iptal oldu. Böylece özellikle destekten yoksun kalma hesaplamalarında farklı metotların uygulanması tekrar gündeme gelirken, bu durumun tazminat hesaplamalarında belirsizliğe yol açacağı tahmin ediliyor.
Kanunun 92’nci maddesinin (İ) bendinin iptal edilmesiyle, Genel Şartlarda hesaplanan tazminatlara itiraz gelebilecek ve neticesinde dolaylı ve mevcut olmayan taleplerden geriye dönük tahmin edilemeyecek zararlar söz konusu olabilecek. Bu durumun trafik sigortasında geçtiğimiz yıllarda yaşanan kaosun tekrarlanabileceğinden endişe ediliyor.
Konuya ilişkin detaylı değerlendirmeyi aşağıda okurlarımızla paylaşıyoruz:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanuna ilişkin iptal talebi olan maddeler aşağıdaki gibidir. İptali istenen kısımlar kırmızı ile işaretlenmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği yerlerin de üstü çizilmiştir. AYM üç hükmü iptal etmiş. Birincisi 90. Maddenin ilk cümlesinde geçen “bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” hükmü; ikincisi yine 90’ıncı maddede yer alan ve genel şartlara atıfta bulunan kısım ve üçüncüsü ise teminat dışı halleri belirleyen 92. Maddenin (i) bendinde yer alan bent.
Maddelere yönelik itirazlara ilişkin detaylı açıklamalara aşağıda ulaşabilirsiniz:
1. 90. Maddesi
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır
A. İlk cümleyi ikiye ayırmış; 1. Bu kanun 2. bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.
“Bu kanun”u reddetmiş, yani uygulamada bırakmış ancak bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlara tabi olduğuna ilişkin itirazı kabul ederek iptal etmiş.
YORUM: Buradaki iptale karşı Anayasa Mahkemesinin savı, zarar Borçlar kanununa göre belirlenirken tazminat genel şartlara göre belirlenirse arada fark oluşabileceğine dayanmaktadır. Ancak dikkat çekmemiz gerekir ki zorunlu sigortanın zararın tamamını giderme zorunluluğunun olmayışıdır. Nitekim bu yönde yurt dışı uygulamaları vardır, hatta muafiyetli poliçe dahi alınabilmektedir. Ayrıca bazı zararlar teminat dışında da bırakılabilmektedir ki bizim mevzuatımızda da bunun örnekleri vardır.
Son olarak dikkat çeken husus Anayasa Mahkemesinin bu kısıtlamayı genel şartlarda uygun görmemesi ancak Trafik Kanunundaki itirazı yerinde görmeyip reddetmesidir. Bu da genel şartlarda kabul görmeyen hükümlerin 2918 sayılı kanuna taşınması halinde kabul göreceğini göstermektedir.
B. Tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak genel şartların Borçlar Kanunun önünde olmasına ilişkin itirazı kabul ederek “ve gene şartlarda” ibaresini iptal etmiş.
1. 92. Maddesi
– Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) (Ek: 14/4/2016-6704/4 md.) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.
g ve h maddelerine ilişkin itirazları mahkeme reddetmiş ancak i bendindeki itirazı kabul etmiştir. Bu itirazı kabul ederken de yargının uyacağı kaideleri belirlemenin yasama tarafından yapılabileceği, bu yetkinin yürütmeye devredilemeyeceğini dikkate almıştır. Bu düzenleme yapıldığında da bu aksaklık çeşitli kesimlerce dile getirilmiş ancak dikkate alınmamıştı. Dolayısıyla büyük bir ihmalle bu maddeye eklenmeyen “dolaylı zararlar”ın ivedilikle kanuna eklenmesi zorunluluk arz etmektedir. Aksi halde yakın bir zamanda birbirinden farklı dolaylı zararlar da bu zorunlu sigortanın kapsamına girecektir.
2. 93’üncü maddenin birinci fıkrası
Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır.
İtirazda yürütmenin düzenleme yetkisinin asli değil ikincil nitelikte olduğu, bu nedenle bu düzenlemelere ilişkin temel ilkelerin yasama tarafından çizilmesi gerektiği öne sürülmektedir.
Doğal olarak mahkeme bunu reddetmiş, kanunda genel esaslara yer verilerek ayrıntıların yürütmeye bırakılması genel geçer bir uygulamadır denilmiş.
3. 97’nci maddenin birinci cümlesi
Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir.
İtirazda bu hükmün mağdurun alacağına daha geç kavuşmasına neden olduğu belirtilmekte, zaten arabulucu şartı olan bu davalarda bir de sigorta şirketine yazılı başvuru şartı getirmenin anlamsız ve anayasaya aykırı bir yük getirdiği belirtilmekte ve hükmün iptali istenmektedir.
Anayasa Mahkemesi ise sigorta şirketine başvuru şartının mağdurun alacağını erken tahsil etmesine imkan sağladığını ve yargıda yığılmanın önüne geçtiği sonucuna varmıştır. Ayrıca anayasaya aykırılık itirazının yargıya başvuru hakkının kişinin elinden alınması halinde söz konusu olabileceği, bu hükümde böyle bir engellenmenin olmadığı; kamu ve mağdur lehine bir sınırlandırma olduğundan hareketle itiraz reddedilmiştir.
4. 99’uncu maddenin birinci fıkrası
Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
İtirazda hak sahibinin mağduriyetini ortaya koyacağı belgelerin sınırlandırılamayacağı ileri sürülerek teslim edilecek belgelerin genel şartlarda belirlenmesine karşı çıkmakta ve hükmün iptalini istemektedir.
Mahkeme burada çok güzel bir yorum yapmış ve talebi reddetmiştir. AYM kısaca trafik kazalarında ortaya çıkan bedeni veya maddi zararın tespitinde belgelerin söz konusu olduğu, belgelerin belirlenmesinden daha doğal bir şey olamayacağını belirtmiştir. Bu belgelerin kanuna koyulamayacağını, teknolojiye bağlı olarak belgelerin tür ve çeşitlerinin değişebileceğini, ikincil düzenlemelerin de bu tür değişikliklere hızlı cevap vermesi nedeniyle kullanılmasının doğal olduğunu kararına işlemiştir. Son olarak son derece yerinde ve tüketiciyi koruyan bir vizyonla, bu belgelerin teslim tarihinden itibaren 8 iş günlük süre sonunda tazminatın ödenmesi şartının da mağdurları koruduğunu belirtmiş ve talebi reddetmiştir.