Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan, “Önümüzdeki dönemde sektörde ve dünyada sağlık ve sigortacılık kavramlarının artarak gündeme gelmeye devam edeceğini öngörüyoruz. Koruyucu sağlık hizmetleri çok önemli bir kavram olacak ve hem sigorta hem de sağlık sektörlerinde ürün ve hizmetlere entegre edilir hale gelecek. Özellikle hastaların dijital platformlar üzerinden destek aldığı “telesağlık” uygulamaları daha da önem kazanacak.” dedi.
****
Sigorta sektörünün 2019’u beklenenden iyi kapatarak, 2020’ye iyi bir başlangıç yaptığını söyleyerek sözlerine başlayan Allianz Türkiye CEO’su Tolga Gürkan, bu kapsamda sigorta şirketlerinin geçtiğimiz yıl toplam 69,2 milyar liralık prim üreterek, bir önceki seneye oranla yüzde 26,7 büyüme gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Büyümede Akkuyu Santrali etkisi
Bu sene hayat dışının ilk çeyrek yüzde 17 büyürken, Covid-19 salgını nedeniyle ikinci çeyrekte büyümenin yavaşladığını ve yılın ilk yarısında yaklaşık yüzde 15’lik büyüme kaydettiğini belirten Gürkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu büyüme rakamının yüzde 2,6’lık bölümü, ilk kez bu yıl üretilen Akkuyu nükleer santral poliçesinden kaynaklanıyor. Müşteri odaklı bir yaklaşımla sektör genelinde Covid-19 vakalarının tedavi masraflarının poliçe kapsamına dahil edilmesinin ve salgın nedeniyle müşterilerimizde artan bilinç ve ilginin de etkisiyle sağlık sigortaları da aynı dönemde yüzde 22 büyüdü ve hayat dışı branşının büyümesine katkı sağladı. Özellikle oto ve oto dışındaki ertelenmiş talep ile normalleşme sürecinin sonucu olarak hayat dışı branşının yılın ikinci yarısında da büyümeye devam edeceğini öngörüyoruz. Hayat branşında ise Nisan-Mayıs aylarındaki yavaşlamaya rağmen, düşen faiz oranlarının katkısıyla, yılın ilk yarısında yüzde 60’a yakın büyüme gördük. Bu yüksek büyüme temposunun üçüncü çeyrekte de devam edeceğini, daha sonra normal seviyelerine ineceğini düşünüyoruz.”
Sigorta sektörünün ülkemizdeki ilk koronavirüs vakasının tespitiyle birlikte, hızlı şekilde yeni süreçlere adapte olduğunun altını çizerek sözlerine devam eden Gürkan, “Sektör bir yandan sosyal izolasyon şartlarına uyum sağlarken, diğer yandan da yükümlülüklerini yerine getirebilmek üzere iş sürekliliğini sağlamaya odaklandı. Bu noktada da başarılı bir süreç yönetimi gerçekleştirdi, müşterilerin bu döneme özel doğabilecek farklı sigorta branşlarındaki gereksinimlerine çözüm üretti, ihtiyaç duyabileceği iyileştirmelere odaklandı ve birçok aksiyonu devreye aldı. Hayat dışı branşının pandemiye rağmen yıl başındaki tahminlerimize yakın büyüyerek yılı kapatacağını düşünüyoruz. Hayat branşının da ilk 6 aydaki yüksek büyüme performansının da katkısıyla en az yüzde 40 büyüyerek yılı kapatacağını öngörüyoruz. Allianz Türkiye olarak 2020 yılında hayat dışındaki sektör liderliğini, hayat tarafında ise pazar payını korumayı hedefliyoruz” dedi.
Koruyucu sağlık hizmetleri
Tolga Gürkan, koronavirüsle mücadele sürecinin getirdiği değişim ortamında; toplumda sağlık bilincinin ve sağlık sigortası ile ilgili farkındalığın arttığını da vurgulayarak, “Sigortacılık hizmetlerinin öneminin de yine toplum tarafından anlaşılması açısından dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Bundan sonraki süreçte, ekonomik daralmalar nedeniyle temel sigortalarda satın alma davranışları bir miktar etkilenecektir. Hatta bunun yansımalarını görmeye başladığımızı söylemek de mümkün. Ancak önümüzdeki dönemde sektörde ve dünyada sağlık ve sigortacılık kavramlarının artarak gündeme gelmeye devam edeceğini öngörüyoruz. Koruyucu sağlık hizmetleri çok önemli bir kavram olacak ve hem sigorta hem de sağlık sektörlerinde ürün ve hizmetlere entegre edilir hale gelecek. Şirketler altyapılarını artık yeni düzene göre entegre etmeye çalışacaklar, her şey daha dijital ve daha uzaktan erişilebilir olmaya başlayacak. Özellikle hastaların dijital platformlar üzerinden destek aldığı “telesağlık” uygulamaları daha da önem kazanacak. Evlerde daha fazla zaman geçirmeye özen göstereceğimiz yeni yaşam biçimimizde konut sigortaları öne çıkacak. Hayat ve işsizlik sigortalarına olan talebin de artacağını öngörüyoruz. Hem bireyler hem de şirketler için siber risk sigortaları önem kazanacak. Diğer yandan değişen beklenti ve ihtiyaçlarla bazı alanlarda özel poliçeler üretilebilir. İş dünyasında alacak ya da kar kaybı gibi sigorta ürünleriyle sorumluluk sigortalarına da talebin artacağını söyleyebiliriz. Öte yandan kısıtlanan seyahatler nedeniyle seyahat sigortalarında bir daralma öngörüyoruz. İptal olan organizasyonlardan kaynaklı hasar ödemelerinde de artış beklenebilir” öngörülerinde bulundu.