Katılım Emeklilik ve Hayat Genel Müdür Yardımcısı İsmail Aydemir, “Faizsiz emeklilik fonlarının ağırlığında altın ve dövize endeksli menkul kıymet ürünlerinin konvansiyonele göre yüksek olması, pandemi döneminde faizsiz fonları istikrarlı şekilde büyütmüştür. İlk yedi ayda konvansiyonel BES fon getirisi yüzde 12 civarındayken, faizsiz emeklilik fonlarının ağırlıklı getirisi bu dönemde yüzde 22 düzeyinde gerçekleşmiştir” dedi.
*****
Katılım Emeklilik ve Hayat Genel Müdür Yardımcısı İsmail Aydemir, Gönüllü BES’e yeni giriş sayılarının pandemi döneminde azalırken, ayrılmaların bu dönemde düştüğünü fakat Haziran ayında tekrar artmaya başladığının görüldüğünü söyledi. Özellikle piyasalardaki volatiliteden kaynaklanan çıkış rakamının daha sonra düştüğünü belirten Aydemir, “Çıkışlardaki ana etkenler, sosyal mesafeden dolayı şirketlerin aracılarının satış imkânlarının azalması, bankalara olan erişimin kısıtlanması, insanların evde kalması ve sağlık endişeleridir. Fon büyüklüğü açısından da sektörde özellikle Mart ayının başında 132 Milyar TL olan fon büyüklüğü 20 Mart’ta 126 Milyar TL’ye kadar düşüş göstermiştir, fakat daha sonrasında piyasalardaki toparlanma ile birlikte tekrar artmaya başlayarak 151 Milyar TL büyüklüğe gelerek kayıplarını gidermiştir. Merkez Bankası’nın faiz indirimleri sonucu özellikle kamu bankalarının pandemi sonrası konut kredisi faizlerini düşürmeleri, bir kısım BES katılımcısının iyi getirilere bakmadan fonlarını bozmasına sebebiyet vermiştir. Haziran ayındaki çıkışların bir kısmının bu etkiyle olduğu tahmin edilmektedir” dedi.
25 Milyar TL büyüklüğüne gelen faizsiz emeklilik fon büyüklüğünün pandemi döneminde de iyi bir gelişme gösterdiğini aktaran Aydemir, “Bu dönemde faizsiz emeklilik fonlarının ağırlığında altın ve dövize endeksli menkul kıymet ürünlerinin konvansiyonele göre yüksek olması, pandemi döneminde faizsiz fonları istikrarlı şekilde büyütmüştür. Getiri bakımından bakıldığında, ilk yedi ayda konvansiyonel BES fon getirisi yüzde 12 civarındayken, faizsiz emeklilik fonlarının ağırlıklı getirisi bu dönemde yüzde 22 düzeyinde gerçekleşmiştir” şeklinde konuştu.
Sigortaya güven arttı
Haziran ayındaki ipotekli konut satışlarındaki yüksek artışla birlikte tüketici kredileri ve taşıt kredilerinde de aynı olumlu tablonun görüldüğünü söyleyen İsmail Aydemir şöyle devam etti: “Bu da banka sigortacılığı tarafında aktif çalışan ve kredi hayat sigortası satışı yapan hayat ve emeklilik şirketlerini pozitif şekilde etkilemektedir. Katılım bankaları ve katılım sigortacılığı tarafında da özellikle Haziran ayından itibaren olumlu etkileri görülmeye başlanmıştır. Hayat-dışı katılım sigortacılığına bakıldığında aynı şekilde Nisan ve Mayıs aylarında prim üretimi düşüşü görülse de Haziran ayı ile birlikte prim üretiminde toparlanma başlamıştır. Özellikle vefat teminatlı hayat sigortalarında bulaşıcı hastalık sonucu oluşacak ölümlerin kapsam altında olması, ağırlıklı kredi hayat sigortası olan sektörde bankalar için önemli olmuştur. Bu dönemde Covid-19 nedeniyle yaşanacak kayıplar durumunda kullandırılan banka kredileri eğer hayat sigortası güvencesi altındaysa sigortalının kaybı durumunda kredi borç tutarı bankaya ödenmektedir.
Böyle bir dönemde hem hayat hem de sağlık sigorta şirketlerinin aldığı hızlı aksiyonlar ve tedbirlerle sigortaya olan güven de artmıştır. Sigorta ürün tercihleri konusunda da özellikle önümüzdeki dönemde hayat ve sağlık sigortalarının daha çok tercih edilecek, bununla birlikte emeklilik dönemine yönelik tasarruf ürünlerinin önemi de daha çok artacaktır.”
Şirketlerin başarılı uygulamaları
İsmail Aydemir sözlerini şöyle tamamladı: “Pandemi döneminde sosyal mesafe uygulamalarından dolayı şirketler dijital satış kanallarını daha çok kullanmaya başladılar. Şirketler, müşteri işlemlerini bu kanallar aracılığı ile yapılması, tahsilatsızlık nedeniyle poliçe iptallerine ara verilmesi, kredi yapılandırmaları kaynaklı hayat sigorta teminatlarında esneklikler sağlanması, hastaneye gidemeyen sigortalıları için online doktor veya psikolog destekleri gibi konularda yeni çalışmalar yapmışlardır. Emeklilik ürünleri açısından bakıldığında da bu tür dönemlerde erken ayrılma gibi konularda şirketlerin proaktif davranarak müşterileriyle etkileşime geçmeleri ve müşterilerini bilgilendirmeleri çıkışları düşürücü etki sağlamıştır.”