Geçen yılın ilk yarısına göre prim üretiminde % 21 artış gösteren sigorta sektörü, toplam 40 milyar 219 milyon lira prim üretti ve reel olarak % 7 oranında büyüdü. Swiss Re’nin Sigma Raporunda sigortacılığın küresel anlamda 2020 yılını daralmayla kapatacağı tahmin edilirken, Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Atilla Benli, Türk sigorta sektörünün yarı yıldaki reel büyümesini yıl sonunda da tekrarlayacağı öngörüsünde bulundu. Sigorta Dünyası’na görüş bildiren diğer şirket yöneticileri de yıl sonu için olumlu konuştu.
*****
Sektör 2018’deki kur artışının etkilerini bu yılın ilk çeyreğine kadar iyi atlatıp kârlı birkaç dönem geçirdi, ancak hemen sonrasında koronavirüs pandemisi sektörün performansını düşürebilecek bir başka tehdit olarak belirdi. En son açıklanan üretim rakamları ise sektörün bu krizden de büyüyerek çıktığını gösterdi. Hayat sektörü yüzde 60’a varan büyüme sergilerken, hayat dışı geçtiğimiz yılın yarısına göre prim üretimini yüzde 15 arttırdı. Böylece sektör yılın ilk yarısında %21 oranında büyüme kaydetti.
Yarı yıldaki 40 milyar liralık toplam prim üretiminin 32 milyar 897 milyon lirası hayat dışı tarafından, 7 milyar 321 milyon lirası ise hayat tarafından geldi. Branş bazında bakıldığında 2020’nin ilk yarısında en çok prim üretimi yapılan branş 9 milyar 466 milyon lira ile kara araçları sorumluluk branşı oldu. Bu branşı 5 milyar lira ile hastalık-sağlık branşı izledi. Yangın ve doğal afetler branşında 4 milyar 927 milyon lira prim üretilirken, genel zararlar branşındaki toplam prim üretimi 4 milyar 702 milyon lira, kasko da ise 4 milyar 628 milyon lira olarak gerçekleşti.
Katılım sigortacılığında büyüme %14
TSB 2020 yılı Haziran sonu katılım sigortacılığı toplam prim üretim verilerini de paylaştı. Geçen yılın aynı dönemine göre %14.4 oranında artış yaşanan toplam prim üretimi 2020’nin ilk yarısında 2 milyar 54 milyon lira oldu. Toplam primin 1 milyar 927 milyon lirası hayat dışından gelirken, 127 milyon lirası ise hayat tarafında yazıldı.
Pandeminin krizin yanı sıra fırsatları yaratacağından da söz edilirken, TSB Başkanı Atilla Benli, salgının pandemi haline dönüşmesi sonucu, bazı ülkelerde salgınla mücadelede sağlık altyapısının yetersiz kaldığını belirtti. Benli, “Bu nedenle, sigortalılardan pandemilerin de teminat kapsamına alınmasına veya bu tip durumlara yönelik özel poliçeler üretilmesine yönelik taleplerin artacağını düşünüyorum. Bu talep sadece sağlık harcamalarına değil, salgından kaynaklı diğer kayıpları da kapsayacaktır. İş durması sigortalarında istisnalar tartışılacaktır. Örneğin, dünyada iş durması sigortalarında genel eğilim, ancak firmanın varlıklarına veya operasyonlarına fiziksel zararlardan kaynaklı iş durmalarının ödenmesi, salgın kaynaklı taleplerin karşılanmaması yönündedir. Ancak önümüzdeki dönemde bu tip ürünlerin ve bu tip istisnaların daha fazla tartışılır hale geleceğini öngörüyorum” dedi.
Tele sağlık trendi
Sağlık sigortası sektörüne ise birçok olumlu etkisi olacağını düşünen Atilla Benli sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada salgın hastalıkların yol açtığı risklere yönelik talep tarafında ciddi bir hareketlenme var. Ülkemizde ise özellikle fiyatı uygun olan tamamlayıcı sağlık sigortası konusunda ciddi bir farkındalık oluştu. Salgın bittikten sonra biz sektör olarak tecrübelerimizden faydalanarak özel poliçeler ve özel ürünler çıkartacağız. Aynı zamanda vatandaşlarımız da gelecekle ilgili riski dağıtmak için gerekli önlemleri alarak poliçe yaptıracaklardır. Covid-19 tecrübesi sonrası, sağlık hizmet sağlayıcıları, hastaların online platformlar üzerinden destek aldığı “telesağlık” uygulamalarına daha fazla ağırlık vereceklerdir. Ayrıca, epidemik veya pandemik durumlarda kişilerin daha çok sağlık sigortalarına yöneldiğini görüyoruz. Örneğin, Asya’da, SARS epidemisinden sonra “kritik hastalıklar” sigortasına yönelik çok ciddi talep artışları görülmüştü. Benzer bir eğilimi, sağlık sigortası ve kritik hastalıklar poliçelerinde talep artışı şeklinde, Covid-19 salgını sonrasında da görebiliriz.”
Yükselecek branşlar
İşsizlik sigortasına da ilginin artacağı öngörüsünde bulunan TSB Başkanı sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm dünyada hem işçiler hem de işverenler işlerinin durması durumunda maddi anlamda ciddi kayıplara uğrayabileceklerini gördüler. Bu çerçevede, karantina, salgın ve sokağa çıkma yasağı gibi durumlarda karşılaşılabilecek riskleri dikkate alarak, çalışanların işsizlik sigortasına; işverenlerin ise iş durması ve kâr kaybı gibi sigortalara yöneleceğini düşünüyorum. Uzaktan çalışma modellerinin gelişimi ile birlikte bireysel ve ticari siber güvenlik sigortalarına yönelik talebin artacağını, özellikle KOBİ’lerin pandemiden ekonomik olarak ciddi etkilenmelerine yol açması sebebiyle yaşanan ödeme güçlüklerinin alacak sigortasını daha da ön plana çıkardığını gözlemliyoruz.”