Sanırım benim gibi 80’lerde çocuk olmuş herkes kooperatif sözcüğünü duyduğunda aklına hemen ailesinin ya da bir yakınının yıllarca para ödeyip bazen hiç alamadığı, bazen de aldıktan sonra da bir sürü masraf yapmak zorunda kaldığı konutlar geliyor. Bunun dışında tarımla ilgili kooperatifler ve taşımacılık kooperatifleri de yaygın şekilde hayatımızda.
Sigortacılık konusunda ise kooperatiflerin hayatımıza son 10 yılda girdiğini söyleyebiliriz. 2007 yılında yürürlüğe giren Sigortacılık Kanunu’nda sigorta şirketlerinin anonim şirket ya da kooperatif şeklinde kurulması gerektiği karşılıklı sigortanın ancak kooperatif şeklinde yapılacağının yazılması mevcut düzenlemenin başlangıcını oluşturuyor.
Sigortacılığa riskin finansal sonuçlarının çok sayıda kişi arasında bölüşülmesi olarak baktığımızda sigorta şirketinin hukuki statüsünün nasıl olduğundan bağımsız olarak kültürümüze yakın bir işkolu olduğu söylenebilir. Daha ilkokulda iken farkına vardığımız imece, mahalle ve büyük aile kültürümüzün getirdiği ve ülke olarak ekonomik sorunların sosyal etkilerinin azaltılmasında önemli etkileri olduğu düşünülen yardımlaşma kavramları özünde sigortacılığın da temelini oluşturduğu söylenebilir.
Dünya’da ilk sigorta kooperatiflerinin de benzer toplumsal gereksinimlerin sonucu olarak ortaya çıktığı görülmekte. İlk sigorta kooperatiflerinin 1600’lü yılların sonuna doğru İngiltere’de, 1752 yılında ise Filedelfiya’da yangınlara karşı kurulduğu kayıtlarda yer alıyor. ABD’deki şirketin kurucusunun önemli tarihi kişiliklerden biri olan ve “hezarfen” diye nitelenebilecek Benjamin Franklin olduğunu da belirtelim.
Kooperatiflerin sözlük tanımı ortakların gereksinimlerini uygun şartlarda elde etmelerini sağlamak amacıyla kurulan birlik. Bu tanım sigortacılık için de oldukça uygun. Bir hususu gözden kaçırmamak kaydı ile: Büyük sayılar kanunu, kanunda sigorta kooperatifi için en az 200 üye şartı koşulmuş durumda.
Kooperatif şeklindeki sigortacılık tüm dünyada önemli bir yere sahip. Uluslararası Kooperatif ve Karşılıklı Sigorta Federasyonu (International Cooperative and Mutual Insurance Federation – ICMIF) verilerine göre üyelerinin 2017 prim üretimi 232 milyar dolar seviyesinde. Aynı yıl dünya prim üretiminin 2,7 trilyon dolar olduğu dikkate alındığında ICMIF üyelerinin payının küçümsenmeyecek seviyede olduğu görülüyor.
Kooperatif sigortacılığının katılım sigortacılığının risk paylaşım esaslarıyla de uyumlu olması da çeşitli fırsatlar yaratıyor.
Türkiye kooperatif şeklinde kurulan sigorta şirketleriyle 2010’lu yılların başında tanıştı. Tüm poliçe sahiplerinin kooperatife ortak olduğu bir yapıda başlayan uygulamalar çeşitli süreçlerin sonunda “açık kooperatif” diye isimlendirilen, belirli sermaye yeterliliği şartlarını sağlamak kaydı ile ortak olmayanlara da poliçe sunulabildiği bir yapıya doğru evrildi. Kooperatif olarak kurulan şirketlerin bir kısmı anonim şirkete dönüşürken yeni sigorta kooperatifleri kuruldu ve kurulmaya devam ediyor.
Kooperatif sigortacılığının hayatımıza daha çok girmesinin sigortacılığın yaygınlaşması açısından önemli bir yol olduğu ortada. Bunun ötesinde kooperatifler sorunlu görülen teminatlar için de bir çözüm olarak kullanılabilir. Örneğin neden trafik sigortası için bir riskli sigortalılar kooperatifi oluşturulmasın?