Sigorta sektörü ülkemizde var olduğu andan itibaren hep bir var oluş sıkıntısı yaşadı. Aman yanlış anlaşılmasın sektörün gücü, gelişimi, desteği, kanunu, kendini ispatı ya da ekonomiye ve topluma katkısı gibi noktaları sorgulamıyorum.
Bahsettiğim var oluş sıkıntısı daha çok itibaren bir sıkıntı… Tabi ki itibarı bizce net olarak görünen bir sektörüz, lakin alt anlamları inceler saygınlık ve güvenilirlik olarak konuya bakarsak toplumun bakışı bizi her kitle için mutlu etmeyebilir.
Satış yapanından CEO’suna, sektör organizasyonlarından üst düzey temsilcisine, teknik bölüm çalışanından sektörle eşlenik her kişiye kadar her kademede derdimiz ne olduğumuzu ve neye yaradığımızı yani ne fayda sağladığımızı anlatmak oldu.
Oldukça gerekli ve modern dünya için ekonominin önemli çarklarından biri olduğumuz için bu günlere kadar yükselerek geldik. Lakin ne fayda sağladığımız ile ilgili, her karşımıza çıktığında var oluşumuzu sorgulatan soru işaretleri peşimizi bırakmadı.
Var ve çok gerekli ama o primler nereye gidiyor? Her şeyi karşılayacak mı? Ki zaten her şey karşılamalı mı? Tam güvencede miyim? Ee o kadar para ödedik, ne olacak şimdi hepsi gitti mi? Zaten ödemezler!
Aman aman zorunlu olmasa bunu bile yaptırmam… Ne oldu şimdi bizim ödediklerimiz? O binaları bizim primler döndürüyor değil mi? vs.
Topluma gerçek faydanızı anlatamazsanız her zaman eksik bir nokta ve bolca soru işareti kaderiniz olacaktır. Bu sadece sigorta alanında değil satışın olduğu her alanda bu temel motto ve soru ile ilerler. Bana faydan ne ?
Çikolata satsanız faydanızın ne olduğunu net olarak açıklamak ve kabul ettirmekle yükümlüsünüz. Ee bir de sigorta gibi niteliği yüksek, ayrıntısı yoğun ve mevcudiyeti kağıt üzerinde bir ürünse bu nokta daha da keskinleşiyor.
Bu nedenledir ki hep hayatın risklerini ve güvence şeklimizi anlatma ihtiyacımız devam ediyor. Bu riskleri hatırlatma ihtiyacı bir nokta da doğru bile olabilir, sigortacılık tarihine baktığınızda da insan evladının belirli riskleri yaşadıktan sonra ikna olduğu aşikar değil mi?
Londra yangınları, Beyoğlu yangınları, depremler, felaketler vs.
Yine de modern insan kendi çağına ait bir kanıt görme eğilimindeydi ki Sigorta Sektörü ülkemizde bu sınavı son aylarda başarı ile geçti. Pandemi döneminde riskleri jest olarak dahi olsa üstlenen sektör yönetimleri kariyerleri boyunca yapabilecekleri katkının belki de en önemlisini yaptı. Sektör sınavı geçti…
Fırsat mı? Daha önceki bilgilerin ve deneyimlerin ışığında kendimizi anlatmak için eşi bulunmaz bir ekosistem oluştuğunu söylemek mümkün. Artık her alanda ve her üründe ne kadar güvenilir olduğumuz öngörüsü ve güveni ile kendimizi anlatabiliriz. Sektörün iklimi ve etrafındaki ekosistem değişti! Fırsat olarak görüp tüm planlamaları bunun üzerine kurma vaktidir.
Yüksek eğitimi Mühendislik ve İşletme alanlarındadır. Profesyonel iş hayatında Satış Uzmanı, İşe Alım Uzmanı, Eğitim Müdürü, İş Geliştirme Yöneticisi olarak çalışmıştır. Halen K2 Danışmanlık’ta Proje Müdürü & Danışman olarak çalışmaktadır.