Türkiye Araştırmacılar Derneği’nin (TÜAD) #araştırmadakal etiketi ile başlattığı ve ihtiyaç sahibi sektör emekçileri olan anketörlere organize yardım ulaştırmak amacıyla hayata geçirdiği kampanyaya Anadolu Sigorta da destek oldu. Kampanyaya katılan üye araştırma şirketlerinin TÜAD’a bağışladığı araştırmalardan, ERA ve Stratejico tarafından hazırlanan COVID-19 araştırmasını satın alan Anadolu Sigorta, içinde bulunulan dönemde yüz yüze araştırma yöntemlerinin durmuş olması nedeniyle işlerini yapamayan anketörlere destek oldu.
Tüm dünyanın içinde bulunduğu ve belirsizliklerle dolu bu dönemde her bilginin çok kıymetli olduğuna işaret eden Anadolu Sigorta 1.Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu, “Şirket olarak en temel amacımız 95 yılına tanıklık ettiğimiz bu topraklara elimizden gelen en büyük katkıyı sağlamak. Buradan hareketle COVID-19 sürecinin en başından bu yana hem sigortalılarımızın hem de tüm paydaşlarımızın yanında olduk, olmaya devam ediyoruz. Bilginin çok kıymetli olduğuna, bu süreci atlatmakta da bize çok fayda sağlayacağına inanıyoruz. Bu amaçla TÜAD tarafından başlatılan #araştırmadakal kampanyasına da dahil olarak, çok yönlü bir destek vermek istedik. Projeyle bir bilgi paylaşımına aracı olurken, aynı zamanda salgın döneminde saha araştırmaları sınırlanan anketörlüğü meslek edinmiş sektör çalışanlarına da bir katkı sunmaktan dolayı çok mutluyuz” dedi.
Katılımcıların yüzde 86’sı virüs hakkında yüksek bilgi sahibi
ERA ve Stratejico tarafından hazırlanan COVID-19 araştırması, katılımcıların bilgi düzeyini, mevcut algısını ve beklentilerini ölçerek pek çok dikkat çekici unsura yer veriyor. Araştırmaya göre virüs hakkında bilgi oldukça yüksek. Katılımcıların yüzde 86’sı kendilerini bu konuda yeterince bilgili bulduklarını belirtiyor. Endişe seviyesi de paralel şekilde oldukça yüksek. Her dört kişiden üçü endişe duyduğunu belirtirken, biri ise kendini ‘mutlu’ olarak tanımlıyor. Bu dönem katılımcılar tarafından en çok kaos, endişe, korku, stres gibi kelimeler ile tarif ediliyor. Yaşanan en temel kaygı ise hayatta kalma mücadelesi olarak tanımlanıyor. Hayatta kalma mücadelesinde dikkat edilmesi gereken her adım stres düzeyini artırırken, markete gitmek, market torbalarının sterilizasyonu, sürekli temizlik yapmak, el yıkamak, insanlara yaklaşmaya korkmak başlı başına stres kaynakları olarak dikkat çekiyor.
En büyük beklenti aşı veya tedavi
Araştırma, katılımcıların endişe düzeyini, ekonomik durum ve aile bireylerinin sağlığı gibi etkenlerin değiştirdiğini gösteriyor. Endişe düzeyini düşürecek en temel beklenti ise aşı ya da tedavinin bulunup, Türkiye’ye gelmesi. Salgın ve sosyal izolasyonun psikolojik etkisi ise her aile bireyinde ya da sosyo-kültürel profilde kendini farklı şekilde gösteriyor. Ev kadınları evde sürekli yemek yapmaktan, dezenfeksiyondan ve çocuklarla ilgilenmekten bunalmış görünürken, babalar gelecek dönemde ailelerine bakamayacakları endişesini taşıyor. Yine büyük bir değişim yaşayan çalışma hayatı nedeniyle, en çok etkilenen profili oluşturan çalışanlar ise eski ‘normal’i özlüyor. Araştırma sonuçlarına göre, salgın sonrası yaşamdaki ihtiyaçlar ve öncelikler iyi anlaşılmadan ve eski dönemdeki değer önermelerini bugüne uyarlamadan tüketicinin kalbini kazanmak zor görünüyor.