Marsh Türkiye Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Servet Gürkan kendi adını taşıyan blog’unda, çok güzel bir yazı kaleme aldı. Gürkan, Coranavirüs salgını nedeniyle evde geçen günlerini ve sigorta sektörünün bu durumdan nasıl etkilenebileceğini güzel bir dille anlatıyor.
Servet Gürkan’ın “Coronalı günlerde herkese selam olsun; “Evde kalın, sağlıklı kalın lütfen” başlıklı yazısı şöyle:
Ben şahsen 15 gündür kesintisiz ve istisnasız “evde kal” kuralına uyarak evden hiç çıkmadım, memnunum dersem yalan söylemiş olurum, pek şikayetçi değilim demem daha doğru olur aslında.
Bu dönemde her şeyden önce yeterince zaman ayırmadığımı fark ettiğim eşimle çok fazla birlikte vakit geçirme şansına sahip oldum. Tabii evde yapacak çok fazla şey olmadığı içinde sohbet etmek, kitap okumak, kanasta, briç vb. kağıt oyunları oynamak, dizi ve film seyretmek dışında sık sık eski resimleri karıştırıp onlara bakıyoruz. Müthiş bir buluş resim ve fotoğraf aslında. Geçmişin en gerçek hatırlatması, geçmişin en yakın görüntüsü. Çok duygulanıyor insan bakarken. Kaybettiklerini hatırlamak, yabancıların İngilizce “the good old days” dediği çocukluğumuzu ve gençliğimizi tekrar yaşar gibi olmak, yaptığımız yanlışları sorgulamak, deneyimlerimizi yinelemek çok güzel, çok da yararlı oluyor insan için.
Tabii “geçmiş” deyince öncelikle doğduğum günden bu güne kadar geçen hayatımın hemen hemen üçte ikisini oluşturan iş ve çalışma dönemi geliyor insanın aklına. Ne zorluklarla karşılaştım, ne mücadeleler verdim, ne üzüntüler çektim, ne mutluluklar yaşadım, nasıl gururlandım, hepsi bir film şeridi gibi geçiyor gözlerimin önünden. Ancak sonra akıl öne çıkıyor ve “geçmişi değiştirmek mümkün değil, geçmişe takılma sen, yarınlara bak” diye uyarıyor beni.
İşte o anlarda düşünmeye başlıyor insan. Hayatımın 40 yılını geçirdiğim sigortacılıkta neler yaptım, neleri yapamadım diye. Ve çok da derinlere dalmadan bu sıkıntılı ortamda sigortacılık adına bu gün neler yapabilirim diye düşünüyorum. Arkasından tecrübe ve yaşanmışlıklarla aklıma gelen bazı düşünce ve fikirleri not defterime yazıyorum.
Öncelikle her zaman yaptığım gibi, bir hizmet sektörü olan sigortacılığın gelişmesi için ilgili konulara hep “müşteri odaklı” ve empati yaparak bakılması prensibinden hareket ettiğimi, bunu da biraz araştırma, geliştirme ve yaratıcılıkla harmanlayarak düşünce yapımı oluşturduğumu belirtmek isterim.
Bu günlerde not defterime karaladığım birkaç ham fikri paylaşmak isterim;
- İçinde bulunduğumuz ekonomik şartlar ve kur problemi! Hepimiz biliyoruz ki AB Dolar kuru yakın tarihte hiç görmediğimiz seviyelere çıktı ve neredeyse bir ABD Doları 7 TL ye yaklaştı. Bunun sektörü en çok ilgilendiren kısmı poliçelerdeki sigorta bedelleridir. Bu günkü global dünyada her işletmenin gerek ithalat, gerek ihracat ve fiyatı dövize bağlı olarak değişen girdiler nedeniyle döviz kur değişiminden etkilenme olasılığı çok yüksektir. Bundan dolayı mevcut poliçelerde ki sigorta bedellerinin bir hasar durumunda eksik kalıp mağduriyet yaratmaması için mutlaka günün şartlarına getirilmesi için sigortalıların uyarılması hatta ikna edilmesi, belki de bu değer artışları için imkan varsa özel indirimli fiyatlar uygulanması,
- Herkesin evden çalışmaya başladığı bu günlerde “Siber” risklerin arttığı yadsınamaz bir gerçektir. Her türü işlemin uzaktan bilgisayar ve internet kullanarak yapıldığı bir ortam siber risklere çok açık bir ortamdır. Bu nedenle “Siber Sigorta” yaptırmamış sigortalıların bu teminatı mevcut poliçelerine eklettirmek ve/veya sigortalı olmayanların da uygun ekonomik poliçeler ile bu risklerden korumaya çalışmak; bunun yanında da siber risklerden nasıl korunacakları ve alınması gereken önlemler konusunda basit bilgilendirmeler yapılması,
- “Evde Kal” çağrısı ve/veya bazı yasal kısıtlamalar nedeni ile işletmelerinin faaliyetlerini durduran, işletmesini kapatan sigortalıların bu kapatma nedeni ile maruz kalacakları risklerin belirlenip, işletmenin hem durma esnasında, hem de ilerde yeniden faaliyete geçmesi sırasında meydana gelebilecek her hangi bir zarara uğramaması, olursa da bu zararın sigorta kapsamına girmesi için gerekli önlemlerin alınmasının sağlanması ile gerekli teminatların önceden sağlanması,
- Çalışanların hijyen, sosyal mesafe ve kullanılan malzeme nedeni ile zarar görmesi ileride işveren için yasal sorumluluklar doğurabilir. Bu nedenle bu dönemde sigortalıların mevcut “İşveren Sorumluluk Sigortaları”nın bu riskleri kapsayıp kapsamadığının kontrol edilmesi, kapsamıyorsa çözüm üretilmesi; sigortasız işverenlere de bu teminatın sunulması,
- Hem ekonomik hem de sosyal görevleri olan önemli bir sektör olmanın gereği olarak her türlü iş ortaklarının bu olağan üstü günlerdeki sorunları ile ilgilenmeyi de görev sayarak sektörün Acente, Broker, Eksper, Asistan Hizmeti sağlayıcıları, Oto Tamir servisleri gibi paydaşları ile yakında ilgilendiğini biliyorum ve bundan dolayı da gurur ve mutluluk Bu anlamda sektörün önemli iş ortaklarından olan sağlık sektörü kuruluşlarından küçük özel hastaneler, küçük poliklinikler, küçük klinikler, görüntüleme merkezleri, laboratuvarlar, sağlık merkezleri vb. “KOBİ” sayılabilecek ölçekteki bu yardımcı kuruluşların günümüz şartları gereği işlerinin çok çok azalması nedeni ile büyük maddi sıkıntı yaşadıkları bilinmektedir. Bu konuda da sektörün bazı çalışmalar yaptığını duyuyor ve mutlu oluyorum. Diğerleri gibi bu kuruluşlarda tüm iş ortakları gibi sektörün ihtiyacı olan kuruluşlardır ve varlıklarını korumaları sektör için çok önemlidir.
Yukarıda belirttiğim fikir ve görüşler tamamen benim olup, sadece sigorta sektörünün güvenirliliği, saygınlığı ve müşteri memnuniyeti açısından çok yaralı olacağına inandığım için not edilmiştir. Sürç-i lisan ettiysem af ola.
Sağlıklı günlerde görüşmek dileği ile selamlar sevgiler.