Türk Reasürans: Rakip değil, takipçi olmak istiyoruz

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tek hissedar olarak kuruluşunda yer aldığı ve geçen cuma günü kuruluşu ilan edilen Türk Re’nin Genel Müdürlüğüne atanan Selva Eren, DÜNYA Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. Eren, “Sistemi iyileştirmek istiyoruz. Bu sadece bir kapasite meselesi değil” diyor ve 150 milyon lirası ödenmiş 600 milyon lira sermaye ile kurulan şirketin planlarını anlatıyor. Eren, DASK kapsamına organize sanayi bölgelerinin (OSB) dahil edilmesinden, BOTAŞ gibi dev firmaların ihtiyaçlarına, tüm sigorta şirketlerinin iç içe geçmiş risklerine kadar pek çok alanda merak edilenleri cevaplıyor. Eren’in açıklamaları şöyle:

İLK ETAPTA OSB’LERE YAYACAĞIZ

DASK şu anda Türkiye’de konutlara yapılan bir şey. Bunu biraz daha genele yaymak istiyoruz. Onun için de ilk etapta organize sanayi bölgelerini (OSB) düşünüyoruz. Böylece DASK’ın kullanımını yaygınlaştırmış olacağız. Şu andaki kullanımı konutlarda yüzde 50’lerde. Hükümetimizin hedefi de bu oranı artırmak.

MİLLİ REASÜRANS’A RAKİP DEĞİLİZ

Yurtdışına prim akışı karşısında kapasite sağlayacak olmamız, tek başına ele alınmamalı. Biliyorsunuz zaten ülkemizde bir Milli Reasürans var ve sigorta sektörüne reasürans tarafında hizmet veriyorlar. Tabi ki sektöre bir kapasite sağlıyorlar. Asla bir rakip olarak geldiğimiz düşünülmesin…
Değiliz. Türkiye’de malumunuz 30’un üzerinde sigorta şirketi var. Milli Reasürans da Türkiye’deki pek çok sigorta şirketinin trete (reasürans anlaşması) liderliği pozisyonunda. Türkiye’deki sigorta şirketlerinin bir trete yapıları var. Bu trete yapılarında, hem Milli Reasürans’tan hem de yabancı şirketlerden bir kapasite sağlıyorlar. Biz şunu söylüyoruz, Milli Reasürans’la yıllara dayanan ilişkileri var zaten sağladıkları kapasiteleri devam edecek. Ancak yurtdışından sağladıkları kapasiteleri biraz daha düşürerek, bizi onların yerine koymalarını istiyoruz. Dolayısıyla biz şu aşamada lider bir reasürans konumunu almak gibi gayemiz olmamakla birlikte, burada takipçi olarak bir pozisyon almak istiyoruz.

Yani Milli Reasürans’ın piyasadaki payından, var olan mevcut durumundan değil, tam aksine yurtdışına giden kısmında olmak istiyoruz. Çünkü Milli Reasürans bugün baktığınız zaman diğer sigorta şirketlerinde yüzde 20-22.5’a kadar hisseler alıyor. Ama yüzde 100’lük bir pastayı düşünürseniz, biz diyoruz ki eğer bunun geri kalanının yüzde 80’i eğer yurtdışındaki reasürörlere gidiyorsa, oradaki paylar biraz azaltılarak bize aktarılsın. Böylece o rakam da yurtdışına gitmesin. Yaklaşık 8 milyar TL’ye yakın bir devir söz konusu. Dolayısıyla biz bundan bir pay almak istiyoruz. Zaten şu anda Milli Reasürans 1.2 milyar TL’lik bir reasürans desteği sağlıyor. Özetle aslında ilk çıkış noktamız bu olsa da sektörde yapmak istediğimiz bir çok şey var.

SADECE DEPREM İÇİN DEĞİL SEL İÇİN DE ŞEMSİYE

Biliyorsunuz DASK gayet güzel giden bir yapı. DASK’ın 15 senedir operatörlüğünü Eureko Sigorta yapıyor. Her 5 senede bir yapılan ihale süreci var. DASK’ın kendine ait bir tüzel kişiliği var. DASK, doğal afet sigortası deniliyor ama şu anda deprem dışında içinde bir şey yok. Bizim amacımız sadece deprem değil onun yanına sel gibi diğer afetleri de koyup, doğru bir modelleme yapmak. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde hocalarımız böyle bir modelleme üzerinde çalışma yapmışlar ama bunlar daha çok kırsal kesimlerde büyük kilometreler arasında yapılmış modellemeler. Biz bunları biraz daha şehirler için yapmayı arzu ediyoruz.

AMAÇ; DEPREMDE ULUSAL MODELLEME HARİTASI ÇIKARTMAK

Bizim bir ulusal deprem modellememiz yok ne yazık ki. Dünyada kullanılan RMS denilen deprem modellemelerini kullanılıyor. Bunların lisanslarını brokerlar aracılığıyla her sene yapılan ihalelerde kullanıyoruz. RMS de standart sapması Türkiye için oldukça yüksek olan model. 2022’ye kadar Türkiye için artıdeğer yaratacak bir aksiyon almak istemiyorlar. Oldukça da yüksek çıkıyorlar fiyatları. Ama dünyada bazı brokerlar var, bunlar bu RMS modellemesinin açıklarını çok iyi biliyorlar, bunun için de kendi modelleme takımlarını oluşturmuşlar. Bizim amacımız burada ulusal bir modelleme haritası çıkarmak. Doğru bir argümanla reasüörlere gidebilmek… Çünkü şu anda tamamen RMS’in modellerine ve onların yaptığı düzenlemelerle piyasaya giderek bu desteği alıyoruz. DASK’ta yaklaşık 1.2 milyar TL gibi bir gelir oluyor yıllık. 185 milyon TL’si de yurtdışına devir ediliyor. Şu anda Eureko Sigorta’nın 8 Ağustos 2020’ye kadar operatörlüğü devam ediyor. Bizim hedefimiz şu bir sonraki yıl Eureko yerine Türkre operatörlüğünü alacağız. Ancak DASK’ın yapısında, tüzel kişiliğinde hiç bir şeyi değiştirmeden, son derece yetenekli insanları olan ekibiyle bu işi devam edeceğiz. Sadece yönetici pozisyonuna geçeceğiz ve reasürans tarafında ciddi bir pay almayı hedefliyoruz.
Yönetim Kurulumuzda Mustafa Erdik Hocamız var. Şu anda rasathanenin de başında. Hocamızın şu anda yürüttüğü noktasal deprem çalışması var. Bunu biraz daha geliştirerek, güzel bir yapı kurmayı hedefliyoruz.

TARSİM’DEN 1.2 MİLYAR TL YURT DIŞINA GİDİYOR

Onun dışında TARSİM havuzumuz var biliyorsunuz. Onun da yapısı şu şekilde 3 senelik reasürans anlaşmaları ile devam eden bir yapı var. TARSİM havuzunda da 2.5 milyar TL’lik bir rakam var. Onun da 1.2 milyar lirası şu aşamada yurtdışına aktarılıyor. Bu da çok ciddi bir rakam. Burada operatörlük görevi demiyoruz, ancak reasüör pozisyonu alarak çok ciddi bir pay almayı hedefliyoruz. Lokaldeki sigorta şirketlerinin TARSİM’de zaten hisseleri var onları da biraz daha artırabiliriz. Onların da böyle bir arzusu var.

KAMUNUN 3 SİGORTA ŞİRKETİNDEN %17.5 KAPASİTE

Biz şu aşamada ne yapıyoruz onu da anlatayım. 2019 yılının sonuna kadar sigorta
şirketlerinin tretelerinden maksimum paya sahip olmak istiyoruz. Kapasite devralabilmek açıkçası. Bunu yapabilmek için de kendi Retro programımızın olması gerekiyor. Dolayısıyla şu anda Retro programımızı, bilançomuzu korumak için yapılandırdığımız bir koruma anlaşmamızı yapıyoruz. Sigorta şirketlerinin genel müdürleri ile tek tek görüşmelerimizi yaptık. Sağ olsunlar ne kadar bize bir kapasite devredebilirler ne kadar edemezler diye. Sonuçta treteler Kasım 15’te kapanıyor. O zamana kadar hem bizim çalışmamızı yetiştirmemiz gerek hem de onlardan bir dönüş almamız lazım. Dolayısıyla ilk etapta üç kamu şirketinden, Güneş Sigorta, Halk Sigorta ve Ziraat Sigorta bunlardan olabildiğince maksimum bir kapasite sağlamaya çalışıyoruz.

Milli’nin çok daha altında bir kapasite bu. Yüzde 17.5 gibi bir kapasite bekliyoruz. Onaylandı şu anda. Onun dışında tüm sigorta şirketleriyle görüştük. Türkiye’de pek çok global sigorta şirketi var. Bunların içinde Milli Reasürans’la da çalışan var. Dolayısıyla gruplarına arkasında Hazine olduğu için bizimle çalışmalarının olumlu olabileceği mesajlarını vermelerini rica ettik. Onlar da aynı şekilde çok olumlu bakıyorlar. Diğer sigorta şirketlerinden de trete tarafında yüzde 5-7.5 arasında bir devir alıyor olacağız.

İHTİYARİ TARAFTA HİZMET OCAK BAŞINDA 

Ocak ayından başında, yeni yılda, ihtiyari tarafta hizmet vermeye başlayacağız. Bu alan sigorta şirketlerinin tretelerinde olmayan, istisnası olan işler. Enerji işleri gibi… Ya da tretelerinin çok üstünde olan işlerde. Trete istisnası olan işlerde, mesela termik santraller gibi alanlarda ya da trete kapasitelerinin dışında olabiliyor. Orada da bir kapasite desteği sağlayacağız markete. Şu anda Milli Reasürans destek veriyor markete, ancak biz onun verdiği desteğe ek bir kapasite vermek istiyoruz. Biz vermediğimiz taktirde yurtdışından brokerler aracılığıyla temin ediliyor. Biz onun yerine kendimizi koyuyor olacağız…

KAPALI KOREASÜRANSI DÖNÜŞTÜRME ZAMANI!

Bizim sektörümüzde kapalı koasüransla diye bir şey var. Bütün sigorta şirketlerinin reasüör gibi davrandığı bir durum. Bu da sektörümüzün kanayan bir yarası. Herkesin riski birbirinin içine geçmiş durumda. Hiç kimse gerçek anlamda finansal yapısını, karını, gelirini, tam net resmi göremiyor. O kadar risk birbirinin içine girmiş ki. Takdir edersiniz ki 20-22 sigorta şirketinde Milli Reasürans trete lideri. Dolayısıyla her biri bir kapasite verdiğinde günün sonunda o toplam dönüyor dolaşıyor Milli’nin omuzlarına biniyor. Biz o yükü biraz hafifletmek arzusundayız. Kapalı koreasüransı dönüştürmenin zamanı geldi. Farklı sıkıntılar da yaratıyor. Bir hasar ödenme anında da, sigortaların birbirine olan borçların ödenmesinde de… ‘Sen benim hasarımı öde de primimi öde de ben öyle paramı ödeyim’ gibi şeyler oluyor. Şirketlerin omzunda bu da bir yük. Tabela sigortacılığının kalkacağı gerçekten insanların sermayesi oranında gerçek bir sigorta şirketi şeklinde opere edeceği bir ortam sağlayacağız. Tabi bu Türkre’ye ciddi bir avantaj sağlayacak.

SORUNLU İŞLERİ YENİ ŞİRKETİN OMUZLARINA YÜKLENMEMELİ

Sigorta sorunlu işlere de gelelim. Ocak ayında kuruluşumuz konuşuldu. Ancak kuruluş bu ayı buldu. Kurulacağımızın söylenmesinin ardından sorunlu işler kısmı da gündeme geldi. Sigortalanamayan işler, çırçır fabrikaları, iplik fabrikaları konuları vardı. Açıkçası ben biraz o tarafa çok sıcak bakmıyorum. Bunun çok daha farklı bir şekilde yapılandırılarak, sigortalanması gerektiğini inanıyorum. Sigortalanamayan risklerle ilgili daha önce bir çalışma yapıldı, çok da başarılı olunamadı. Swiss Re ile bir brokerın başladığı bir çalışmaydı. Orada da NFPA şartları koyuldu. Ülkemizdeki firmalar bu NFPA şartlarına uymadığı için başarılı olmadı proje.
Hedefimiz sigortalanamayan risklerde deprem tarafını alıp DASK’ın tarafına koyup, sadece yangın tarafını alıp o riski de düşürmek. İlk kurulan ve yeni kurulan bir şirketin omuzuna sorunlu bir şeyi yüklemeyi doğru görmüyorum.

KAMUNUN DEV İHTİYAÇLARI KARŞILAYACAK

Kamu ile ilgili bir takım düşüncelerimiz var. BOTAŞ gibi çok büyük kurumlar var biliyorsunuz. Bunların yıllık ödedikleri sigorta primleri gerçekten çok ciddi rakamlar. 40 milyonlar-45 milyonlar inanılmaz rakamlar. Bunların bir çoğu toplam değer üzerinden sigortalanıyorlar. Yapılması gereken bir limitle sigortalanmaları gerekirken, tamamen başka bir tarzda sigortalanıyorlar. Bizim hedefimiz bunların hepsini bir havuzda toparlayıp, hesabını yapıp, o şekilde markete çıkıp, belli bir kapasiteyi üzerimizde tutup kalanını da plase etmek istiyoruz. Dolayısıyla çok ciddi maliyet avantajı yaratacak bir şey. Çünkü daha önce ben bir çok enerji tesisini birleştirerek yaptım. Burada da bir sigorta şirketi seçilerek, bunun illa bir kamu şirketi olması gerekmiyor, bunun operatörlüğünü üstlenerek çok doğru bir yapı kurulabilir. Hem de sağlıklı olur.

BROKERLER DA ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYACAK

Her sene BOTAŞ ya da farklı kurumlar şunun sıkıntısını yaşıyorlar, ihale şartları o kadar ağır oluyor ki bir çok sigorta şirketi buna girmek istemiyor. Burada ağırlıklı olarak brokerlerin yaptığı bir çalışma var. Ama günün sonuna brokerler bir risk taşıyıcı olmadığı için herhangi bir hasar durumunda bizim sigorta şirketlerimiz durumdan sorumlu. Müşteri her ne kadar bir brokerla çalışıyor, onu atamış olsa da, müşteriye sigorta şirketini davaya gitmek daha kolay geliyor. Brokerları da eş zamanlı olarak bu sorumluluğa bir paydaş olarak koymamız gerekiyor. Onların da elinin taşın altında olması gerekiyor.

Bizim ülkemizde iş yapış şekli anlaşması dediğimiz TOBA çalışması yok. Bunu hazırladık ilk olarak. Dünyada hangi reasüöre giderseniz gidin, bir broker olarak kapasite almak istediğimizde, mutlak suretle sizin önünüze bir TOBA getiriyorlar. Her sigorta şirketiyle bir TOBA’mız olacak. Gereksiz rekabetler, olmayacak bir şeyi yapmaya çalışmak gibi durumda aslında kendiliğinden ortadan kalkacak.
Bazı düzenlemeleri Sigortacılık Genel Müdürlüğü ile yapacağız. Türk Re olarak sektöre bir kapasite sağlayacağız ama aynı zamanda bir düzenleyici ve uyarıcı noktalarda olup sektöre destek vermek istiyoruz. Elbette biz düzenleyici bir taraf değiliz, düzenleyici tarafa sektörün nasıl doğru çalışacağı konusunda destek vermek istiyoruz.

ZORUNLU DEVİR YOK YABANCI RAHAT OLSUN

Zorunlu devir gelecek mi, diye soruluyor. Zorunlu devir koyduğunuz zaman zaten kimi koysanız o yapar, esprisi yok. Sağlıklı bulmuyoruz. Burada pek çok yabancı sermaye var. Onlara da sağlıklı bir mesaj vermek gerekiyor. Bazı sigorta şirketlerinin ratingler ve güvenlik listeleri sebebiyle -sadece biz değil Milli Re de- tretelerinde mevcut değiliz. Takdir edersiniz ki ülke notumuz B. Ülkeye gelip yatırım yaparken, bu riski göze almış oluyorlar. Ben böyle bir risk görmemekle birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tek hisseli kurduğu bir firmayı riskli görülmemesi gerektiğini vurguluyorum. Bunu da en doğru anlatabilecek kişiler, Türkiye’deki bu sigorta şirketlerinin genel müdürleri… Genel müdürler, grup re’lerinin başındaki kişilere anlatabilirler. Bu şirketlerin de Türk Re’nin kurulmasından tedirgin olacakları bir şey yok.

SİGORTA SEKTÖRÜNÜN ÜRETİMİ YILDA 56 MİLYAR TL

Türkiye’de sektörün toplam üretimi 2018’de 56 milyar lira. Bunun 10 milyar lirası yurtdışına gidiyor. Bu 56 milyarın içinde konut ve trafik gibi reasürans gerektirmeyen işler var.
İlk sene DASK ve TARSİM’i dahil etmediğimizde 1.2 milyar TL gibi bir hacme ulaşacağımızı düşünüyoruz. Şu andaki sermayemizle de doğru orantılı bir şey.
Dünyadaki güzel modelleri de inceliyoruz. Sermaye yeterliliği diye bir şey var. Hiç bir zaman yüzde 130’ların altına düşmeyelim istiyoruz.

GLOBAL MARKA OLMAYA SATINALMA İLE ADIM ATILABİLİR

Türkre’nin kuruluş sebeplerinden en büyüğü Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak’ın da çok önemsediği; global marka olma hedefi. Bu hiç kolay bir şey değil. Ama önümüzdeki sene ratingimizi alıp, onun sonrasında artık diğer reüsörlerin bizim retromuzda yer aldığı gibi onların retrolarında yer almak istiyoruz. Yani karşılıklı bir iş alışveriş içinde olmak istiyoruz. Mesela Münih Re’nin de bir koruması var. Biz de onun koruması içinde yer alalım istiyoruz. Şu aşamada bunu Anadolu Sigorta gerçekleştiriyor, güzel bir örnek. İleriye dönük olarak, belki yurtdışında farklı bir yatırımla ratingimizi A’ya çıkartabileceğimiz bir yapılanmamız da olabilir. Bu da A ratingli bir başka şirkete yatırım yaparak sağlanabilir. Bir satınalma olabilir.

ŞU ANDA 22 KİŞİ VAR TOPLAM İSTİHDAM 50 OLACAK

Benim hayalim olan insan kaynağı anlamında güzel bir iş yapmak. Sektörümüzde reasürans bilen insan bulmak zor. Biz orada önümüzdeki senenin sonuna doğru, bir eğitim kurumu hayali kuruyoruz. Hem kendimize hem sektöre eleman yetiştirmek istiyoruz. Bugün Münih Re’nin sadece eğitimlerden kazandığı inanılmaz bir gelir var.
Şu anda 22 kişi civarındayız. 2020’yi 50 kişiyle kapatırız diye düşünüyoruz. Yönetim Kurulu Başkanımız Cem Demiroğlu, şu anda Koç Üniversitesi’nde. Mustafa Erdik Hocamız ve Ahmet Genç bey var.