Astrologların ve kerameti kendilerinden menkul uzmanların ortak noktası aşırı genellenmiş belirsiz ifadelerdir. Her yeni yıl veya dalgalanma dönemleri bu uzmanların tahminleriyle karşımıza çıktıkları günlerdir.
Prof. Acar Baltaş, geçen sayımızda ilk bölümünü verdiğimiz yazısında, konuyla ilgili hiçbir uzmanlığı olmasa da herkesin “uzman” gibi davranabildiği futbol, ekonomi, astroloji gibi alanlardan bahsederek bunların gerçekte “geçersiz uzmanlıklar” olduğuna değiniyordu.
Bir başka çok büyük gazetenin mutluluk konusunda bir uzmanla yaptığı ve iki sayfayı kaplayan dev söyleşisinden küçük bir alıntı: Magazin dünyasının yeni yıldız gazetecisinin sorusu: “Madem ki melekler bize spesifik şeylerde yardımcı oluyor, onları iş dünyasında da kullanabilir miyiz?” Cevap: “Tabii çok konuda yardım isteyebilirsiniz. Bunu eski şirketimde bizzat denedim ….” Soru: “O zaman CEO’lara bunun eğitimini verin, şirketlere danışmanlık yapın”. Cevap: “Bu da planlarım arasında. Onlara meleklerle yaşamayı öğreteceğim…”
Ekonomi
Ülkemizin büyük holdinginin menkul değerler baş ekonomistinin Radikal gazetesine yaptığı 2009 yılı öngörüsü: “Altın 1.000 doları görmez”.
…(Uzmanımız) “Kriz döneminde en fazla kazandıran yatırım aracı altının ise 2009 yılında kaybettireceğini kaydetti. 1 ons altının bir daha 1000 dolar seviyesini görmeyeceğini belirten (uzmanımız), bunun nedenlerini ise şöyle sıraladı: “Doların değer kazandığı dönemlerde altın geriler. Altın enflasyon baskısının olduğu dönemlerde değer kazanır. Ancak şimdi eksi enflasyonlara gidiyoruz. Yabancılar böyle bir ortamda altın almaz. Kredi piyasalarında ise “en kötü” de geride kaldığı için bu da altını negatif etkiler.” Hatırlamakta zorluk çekenlere bir hizmetimiz olsun, altın 2009 yılı Eylül ayından itibaren 1000 USD’ı gördü ve 2011 yılında 1900 USD’lık tarihi zirvesine ulaşmıştır.
Bir Yatırım Finansal Danışmanlık şirketinde bölüm müdürü olarak görev yapan ve değerli görüşlerini kamudan esirgemeyen bir uzman, kısa ve orta vadeli tahminleriyle gözümüzdeki bağları çözüyor ve diyor ki: “…bol ve ucuz likidite ortamında yurt dışı ve yurt içi faizlerdeki düşüş ve Moody’s’den kredi notunda artış beklentileri ne dikkat çekiyor. Bununla bir yükseliş trendi içine giren BIST-100 endeksinin geldiği seviyelerde …. endeksin kısa vadede 87.000-91.500 bandında yatay bir seyir izleyebileceğini ifade ediyor. (Değerli uzman), “Olası kâr satışlarının 87.000 civarında sınırlı kalacağını tahmin ettiğimiz için bu seviyeye doğru yaşanabilecek geri çekilmelerin kısa vadede pozisyon artırmak adına fırsat sunduğunu düşünüyoruz”, buyuruyor ve bunun sonucunda “….Yatırım Şirketi, faiz oranlarında son dönemde yaşanan düşüşü modellerine yansıtarak BIST-100 endeksi için on iki aylık yeni hedef fiyatını 98.500 olarak revize ettiğini kendisine danışan müşterilerine veya danışmayan potansiyel müşterilerine duyuruyor.
Hikâyenin devamını merak edenler için hatırlatalım, endeks bir kaç hafta içinde 90 bin seviyesinin üzerine çıkmışsa da; hiçbir zaman 98 bine ulaşmadı ve bu görüşlerin belirtildiği tarihten kısa bir sonra 3 Haziran’da 76983 seviyesinde kapandı. BIST endeksi o tarihten 2013 yılının sonundan bu yana halen 63000 seviyesinin altında kaldı.
Astrologların ve kerameti kendilerinden menkul uzmanların ortak noktası aşırı genellenmiş belirsiz ifadelerdir. Her yeni yıl veya dalgalanma dönemleri bu uzmanların tahminleriyle karşımıza çıktıkları günlerdir. İşte benden size bir öneri “Gelecek haftalarda canınızı sıkacak olaylar yaşayacak olsanız da, bunların bir şekilde üstesinden geleceksiniz…” veya bir öngörü “Orta vadede Euronun üzerindeki değer kaybı baskı artacak”.
Sonuç
Bu saçmalıkların kurbanı olmamızın nedeni, inanmak istediklerimizi sorgulamaktan kaçınmamızdır. “Mutluluğa giden yol yogadan geçer” önermesi karşısında, yoga yapıp mutlu olamayan veya tam tersi yoga yapmadan mutlu olan nice insan olduğunu aklımıza getirmiyoruz. Yogayı kendimize yakın hissediyorsak, bunu doğrulayan haberleri okuyor ve blogları takip ediyoruz.
Doğal olarak ufkumuzu açacak karşı fikirlere kapanmış oluyoruz. Tıpkı iyimserlerin daha kısa yaşamasının nedeninin, hastalık işaretlerini daha geç değerlendirmeleri, daha geç tıbbi yardım almaları ve “subjektif iyilik” hallerini abartarak hekim tavsiyesine uymak konusunda daha gevşek davranmaları olduğunu düşünemediğimiz gibi.
Kaynaklar
Cansen , Ege. “Yüksek katma değerli ürünler”, Hürriyet gazetesi köşe yazısı; 30.10.2013
Yıldırım, Servet. “Falcı mı yoksa ekonomist mi?”, Radikal gazetesi köşe yazısı; 29.12.2010
Cox Jeff.“Meredith Whitnery Munic All Was 100% Wrong: Bond Pro” Meredith Whitnery’le röportaj www.cnbc.com; 11.04.2012
Yerdeniz, Sibel. “Prof. Vefa Tarhan: AKP ekonomi politikaları bir illüzyon gösterisi!” Prof. Vefa Tarhan’la röportaj www.t24.com.tr; 21.08.2012