Koray Dağdelen: Ne Düşünüyorsan O Oluyorsun?

Neden bazı insanlar gerekli becerilere sahip olmasına rağmen istedikleri sonuçları elde etmekte zorlanıyorlar?

Neden bazılarımız zihnimizde başarabileceğimize yönelik olumsuz düşünceler içinde kaybolup gidiyoruz?

Başarı ya da başarısızlık zihniniz içinde olup bitenlerle ne kadar ilgili acaba?

Bir an zihninizi dinlemeye odaklansak, kendimizle kurduğumuz iletişimin dil yapısını anlayabildiğimizi fark edebilsek!

Zihnimizden geçen düşüncelerin, davranışlarımızın nedenleri olduğunu kavrayabilsek, bugün hangi davranışlarımızı değiştirmek isterdik acaba?

Yeni bir işe başladığınız, ilk iş gününüzü hatırlıyor musunuz?

 Kendinizle kurduğunuz iletişiminin dili, gelecekten korkan, kendini başarısız ve potansiyeli olmayan, özgüveni düşük, yetenekleri sınırlı, sürekli kendini suçlayan ve kendini değersiz hisseden birisinin dil yapısına benzeseydi, düşüncelerimiz neler olurdu?

 Muhtemelen aşağıdaki düşünceler aklımızdan geçecekti:

 “Bugün işe alındım ama, zaten her işe başvuranı alıyorlar?”

“Acaba benim hakkımda ne düşünecekler?”

“Şansımızı bir deneyelim, belki iyi bir yöneticiye denk gelirim.”

“Burada çok fazla insan çalışıyor, bu kadar iyinin arasında benim kariyer şansım çok zor.”

“Eğer zamanında iyi bir eğitim alabilseydim burada çok başarılı olabilirdim.”

“Rol yapmalıyım, kaygılarımı anlarlarsa onlarla mücadele edemem.”

 Bu düşünceleri söyleyen birisini zihninizde canlandırmayı deneyebilir misiniz?

 Kendini değersiz gören, başkalarının onayına ihtiyaç duyan ve onay alma dürtüsüyle çevresini mutlu etmeye çalışarak kendinden sürekli tavizler veren, verdiği tavizler nedeniyle beklenti içinde ilişkiler kuran, kendine inancı zayıflamış, potansiyelini göremeyen ve bu halini hiç sevmediği için sürekli kendiyle kavgalı, çevresini sürekli suçlayan ve geleceğiyle ilgili kaygı içinde yaşayan ve bu kaygısını gizlemek adına başka birisi gibi davranan kişiyi, görebildiniz mi?

Bu düşünce yapısındaki biri nasıl bir duygu ve hangi ruh hali içinde olabilir sizce?

 Yetersiz?

Değersiz?

Güvensiz

Kaygılı?

Kızgın?

Suçlu?

Kıskanç?

Hepimiz biliyoruz ki yaşadığımız duyguların yansıması olan davranışları sergileriz her zaman.

 Kaygılıysak, panik haldeyizdir.

Kızgınsak öfkeli ve sinirliyizdir.

Suçlu hissediyorsak kendimizi, ürkekçe davranışlarımız vardır.

Değersiz hissediyorsak, çevremize fazla değerli davranıp karşılık beklemez miyiz? Karşılık alamadığımızda alıngan davranışlar sergilemez miyiz?

Güvensiz hissediyorsak, güvenmeyiz başkalarına ve onlarla açık iletişim kurmaktan çekiniriz.

Yetersizlik duygusu varsa hep erteleriz, inanmayız potansiyelimize.

Kıskançlık varsa duygularımızda, bencilce davranışlar sergilemez miyiz?

 Çevremizde karşılaştığımız davranışları bu çerçeveden seyrettiğimizde, davranışlarının arkasındaki duyguların, yanlış düşünce kalıplarının ürünü olduğunun farkına varıp, kendimizi ve çevremizi anlamaya çalışarak yeni düşünce kalıpları içinde yeni değişimler başlatamaz mıyız?

Ne dersiniz?

İlk iş gününüzü hatırlayın!

Ne düşündünüz?

Ne hissettiniz?

Nasıl davranışlar sergilediniz?

İlk iş gününde ne düşündüysek onu yaşadığımızı fark edebildiysek, deneyelim bakalım, farkındalık içinde davranışlarınızın ardındaki duyguyu ve düşünceleri keşfedebilecek miyiz?

Yeni keşifler bakalım yeni sizi nerelere götürecek ve neler düşündürecek?

Hadi izleyelim düşüncelerimizi.

Farkında kalarak, farklı bakarak…