Üretimdeki yeri ve ihracat performansı ile Türkiye ekonomisinin önde gelen şehirlerinden Konya, KOBİ’ler ve sigortacıları bir araya getiren önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Konya’nın Türkiye ekonomisindeki yeri, KOBİ’lerin üretimdeki riskleri ve sigorta güvenceleri, Türkiye Sigorta Birliği (TSB), Konya Ticaret Odası (KTO) ve Konya Sanayi Odası’nın (KSO) düzenlediği “KOBİ’ler buluşuyor” panelinde masaya yatırıldı.
KTO Karatay Üniversitesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen panele, TSB Başkanı Can Akın Çağlar, KTO Başkanı Selçuk Öztürk, KSO Başkanı Memiş Kütükçü ve Halk Sigorta Genel Müdürü Bülent Karan katıldı.
İlk 5 ayda yüzde 21 ihracat artışı
Konuşmasında Konya ekonomisi hakkında bilgi veren Selçuk Öztürk, “Konya ülkemizin ekonomik performansı ile pozitif yönde ayrışan şehirlerinden biri. GSMH’dan aldığımız pay, her geçen yıl artmaya devam ediyor. Tarımda Türkiye’nin birincisiyiz, sanayide ise 9. sıraya geldik. İhracatta da çok ciddi bir artış gösteriyoruz. Türkiye’nin ve Konya’nın Dünya pazarından daha fazla pay alması için hem odalar hem de tüm şehir olarak ekstra bir gayret içerisindeyiz. Bunun karşılığını da alıyoruz İlk 5 ayda ihracatımızı yüzde 21 artırdık. Şu anda 890 milyon dolardayız, yıl sonu hedefimiz 2 milyar dolar” dedi.
Memiş Kütükçü, Konya sanayinin avantaj ve dezavantajları hakkında bilgi verdiği konuşmasında şunları söyledi: “Avantajlarımız ürün çeşitliliğimiz. Firmalarımız, 80 değişik sektörde üretim yapıyor. Bu, şehir olarak dalgalanmaların etkisini daha az hissetmemizi sağlıyor. Dezavantajımız KOBİ’lerimizin büyük çoğunluğunun iç pazar ağırlıklı üretim ve satış yapıyor olması. Özellikle yatırım malı kalemlerinde yüzde 20’lere düşen iç talep, iç pazar ağırlıklı çalışan firmalarımızı oldukça zorluyor. Bu süreci yönetmek için Sanayi Odası olarak bir çıta ilan ettik. Çalışmalarımızı, firmaların üretimlerinin minimum yüzde 35’ini ihraç eder hale gelmeleri hedefiyle yürütmeye başladık, başarılı da olduk. Türkiye’nin 4 katı büyüklüğünde ihracat artış hızına ulaşmamız bunun göstergesi.”
Konya’nın şu anda KOBİ statüsündeki işletmelerin büyük işletmelere dönüştüğü, mikro işletmelerin küçük, küçük işletmelerin orta ölçekli işletmelere dönüştüğü bir ölçek büyütme süreci yaşadığına da vurgu yapan Kütükçü, “Konyalı yerel yatırımcıların iştahı her türlü zor şarta rağmen devam ediyor. Buna paralel olarak işletmelerimizin risk yönetimi ve sigorta algısı da ilerleyen dönemde gelişecektir.”
Çağlar: “KOBİ’ler sigortacıların risk yönetim tecrübesinden istifade etmeli”
Can Akın Çağlar, sigorta sektörünün karşı karşıya kaldıkları vakalar nedeniyle önemli bir know-how’a sahip olduğunu belirttiği konuşmasında KOBİ’leri bu birikimden yararlanmaya davet etti. Çağlar, şunları söyledi: “Türkiye ekonomisinde önemli yere sahip olan Konya, KOBİ’ler ölçeğinde bakıldığında Türkiye ortalamasının biraz altında kalıyor. Mesela Türkiye’deki KOBİ’lerin yüzde 37’si bir yangın poliçesi almış iken Konya’da bu oran yüzde 33’ler civarında. Büyük bir fark değil ama ticari olarak Türkiye’nin çok önünde olan bir ilin daha çok finansal koruma almasını bekliyoruz. Bu durumun nedenlerine baktığımızda ise bir takım dini saiklerin etkili olduğunu görüyoruz. Ama bugün memnuniyetle ifade etmek lazım ki nasıl bankacılıkta katılım bankacılığımız varsa sigortacılıkta da katılım tarafı oldukça gelişti. Gördüğümüz diğer bir şey ise sigorta farkındalığımızın yeterince gelişmediği. Milyonlarca dolar yatırım, ihracat yapıyor, binlerce işçi çalıştırıyoruz. Bir kıvılcımla bunu kaybedilebilme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Ama sigorta deyince aklımıza sadece oto sigortaları, trafik geliyor. Oysa ki alacak sigortası, kar kaybı sigortası gibi çok çeşitli enstrümanlar var. Biz sektör olarak her gün 54 bin dosyayı takip ediyor, 54 bin kişiye hasar ödüyoruz. ‘Hasar nasıl oluşur, yangın nasıl çıkar, deprem sel vs. gibi risklerle karşılaşıldığında neler yapılır?’ gibi konularda büyük bir deneyimimiz var. Bu sebeple KOBİ’lerin sigortacıların risk yönetim tecrübesinden, know-how’ından istifade etmelerini öneriyoruz.”
Ticari alacak sigortasının 3 aşaması
Halk Emeklilik genel Müdürü Bülent Karan ise konuşmasında özellikle alacak sigortası hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Türkiye’de 5 binin üzerinde poliçe ile verdikleri teminatın 1. 1 milyar TL’yi geçtiğini, Konya’da ise 65 poliçeleri olduğunu ifade eden Karan, şunları anlattı: “Ticari alacak sigortası, kurumların herhangi bir teminata bağlı olmadan yaptığı satışlarda alacaklarını tahsil edememe riskini teminat altına alan finansal bir üründür. Alıcının çeşitli nedenlerle borcunu ödememesi durumunda sigortacı devreye girer ve öncelikle borcun tahsilatının yapılması için çalışır olmazsa da sigortalıya borcun ödenmesini sağlar. Ticari alacak sigortası aslında 3 aşamalı bir ürün. Birinci aşamada risk yönetimi yapılır. Sigorta şirketi, müşterileri analiz ederek şirketlerin doğru alıcı ile çalışmasını ve bu şekilde de ticaretini uygun biçimde yönetmesini sağlar. İkinci aşamasında ödenmeyen borcun sigortalı adına tahsilatını gerçekleştirmeye çalışır eğer bu da olmazsa doğrudan borcun ödenmesini sağlar.”
Alacak sigortaları hakkında yorum yapan Selçuk Öztürk de bu poliçeden daha fazla yararlanılması gerektiği görüşünü ifade etti ve “Türkiye’de firmalarını kapatmak zorunda kalanların yaklaşık yüzde 20 – 25’inin sebebi alacaklarını tahsil edememeleri. Bu noktada alacak sigortasının çok ciddi bir desteği olacağını düşünüyorum. Bu sigorta şimdilik mikro ve küçük ölçekli firmalarda uygulanıyor. Ümit ediyorum ki zaman içerisinde hem ölçeği büyüyecektir hem de teminat oranı yüzde 70’lerden 90’lara çıkacaktır” dedi.