“Birey, kendi dar kişisel sorunlarının içinde boğulmaktan kurtulup, onların üzerine çıktığı ve insanların tümünün sorunlarıyla ilgilenecek hale geldiği zaman yaşamaya başlar” – Martin Luther King
Prof.Dr. Doğan Cüceloğlu “İçimizdeki biz” adlı kitabında üç aşamalı olarak insanın olgunlaşma sürecinden bahseder. Olgunlaşma sürecinin sağlıklı gerçekleşmesi için her bir aşama döneminin doğru olarak anlaşılması ve buna göre iletişim becerilerinin kazanılmasını Doğan Cüceloğlu, bireylerin ve toplumların gelişiminde önemli bir etken olarak tanımlamıştır.
Kişilerin olgunlaşma sürecinin ilk aşaması “Sen” bilinci olarak tanımlanmakta, bebeklik evresinde gelişen bilinç düzeyini ifade etmektedir. Bu aşamada çocukların karşısındaki kişilere yönelik bağımlı bir anlayış mecburiyetleri vardır. Çocuğun, temel ihtiyaçları için ebeveynlerine bağımlı bir hayat sürdüğü, sorumluluk bilincinin gelişmediği, sorumluluklarını başkalarına bıraktığı, denetlenmeye ve kontrol edilmeye ihtiyaç duyduğu bir dönemdir.
Bu dönem içinde bireyler, merak, özgürlük, planlama, ileri görüşlü olma ve zaman yönetimi becerilerini geliştirmeleri durumunda sorumluluk bilincini ortaya çıkartacak beceriler kazanmaya başlarlar. Bu becerilerin gelişmesi durumunda bir üst aşama olan “Ben” dönemi bilinç düzeyine geçiş yapılır. Bu dönem insanın değişim sürecinde ergenlik dönemi olarak tanımlanmaktadır.
Temel ihtiyaçlarını karşılamak için çevresine ihtiyaç duyan kişi, zaman içinde yeni kimlik becerileri geliştirmesi sonucunda benlik bilincini keşfetmiş ve davranışlarında her şeyi bilen, farklı fikirlere (özellikle ebeveynlerinin fikirlerine) kapalı olan, yakın çevresini küçümseyen, çevresine karşı güvensiz olarak sürekli çevresini denetleyen, yönetmek zorunda hisseden ve bu duygulara yönelik davranışlar sergilemektedir. Bu dönemde dinlemenin önemini, karşılıklı kazanmanın değerini, bir bütünün oluşturan parçaların etkileşiminin daha büyük değerler ortaya çıkardığını gören bireyler “Ben” bilinç düzeyinden “Biz” bilinç düzeyinde anlayış ve davranışlar göstermeye başlarlar.
Kişinin olgunlaşma sürecinin sonu olan bu dönemde bireyler, üretmenin ve etkili çalışmanın farkındalığı içinde bir şeyler yapılması için gerekli olanın başkaları ile bağlantılar kurabilme yeteneği olduğunu keşfetmişlerdir. Birey artık yalnızca kendisi için değil, çevresi ve etkileşim içinde olduğu topluma karşı sorumluluk bilinci içinde yapıcı iletişim kurma becerilerini geliştirmiş, çatışmaları yönetebilen, çevresine karşı etkili olan liderlik ruhu ile çevresine ilham veren bir birey olmuştur.
Maalesef bu olgunlaşma süreci her bireyde sağlıklı işlememektedir. Aile içinde baskın bir “Ben“ bilincine hakim ebeveyn söz konusu ise, ailenin diğer bireylerinde “Sen” anlayışına uygun davranışlar ergenlik dönemine taşınarak kontrol edilme ihtiyacı duyan, sorumluluk almaktan kaçınan bağımlı davranışlar gelişmekte ve yetişkinlik dönemine aktarılmaktadır.
Bu şekilde “Sen” bilincindeki bağımlı bireylerin yönetilme ihtiyacı “ben” bilincindeki bireyler tarafından karşılanmakta ve sonuç olarak tek bir aklın hakim olarak kararlar verdiği yapılar ortaya çıkmaktadır ki bu yapıların başarısı tartışılmaktadır.
Çocukluk döneminde bağımlılıktan nasıl kurtulması gerektiği öğretilen bireyler, kazandıkları benlik bilinci ile potansiyellerini keşfetme şansına kavuşarak kendini gerçekleştirme yolculuğuna başlayacaktır. Bu dönemin en önemli unsurları bireyin öğrenme becerisi ve gelişim isteğidir. Öğrenme ve gelişim odaklı olmayan ama “Ben” bilinci gelişmiş ve bu bilinç düzeyinde kalmış bireyler ise maalesef çevrelerini kontrol etme güdüsü ile ben merkezli bir yaşam alanı oluştururlar.
Eğer çevrenizde, talimat almadan harekete geçemeyen, eyleme geçmek için başkalarının yönlendirmesine ihtiyaç duyan yetişkinler varsa, muhtemelen “Sen” bilinç düzeyinde çocuk kalmış yetişkinlerdir. Onlara küçük sorumluluklar vererek, becerilerinin gelişmesi için biraz cesarete kavuşturabilir, geleceğe yönelik planlar yapabilmeleri için yollarına ışık tutulmasına yardımcı olabiliriz. Çünkü sinerjinin önemini kavramış, bütünün parçası olmanın önemini aktaracak “Biz” bilinci gelişmiş bireylere ihtiyaç duyulmaktadır.
Biz bilinci gelişmiş bireyler olabilmek umuduyla…
Sevgiyle kalın…