Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar, ‘Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019’ kapsamında kurulacak olan Sigortacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun sektöre katkı sağlayacağını belirterek, “BDDK kurulduğundan beri bunu bekliyorduk. 20 yıllık hayal gerçek oldu” dedi.
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı (TSB) Can Akın Çağlar, kurulması planlanan Sigortacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun, sigorta sektörünü büyüteceğini söyledi. Hazine ve Maliye Bakam Berat Albayrak’ın açıkladığı, ‘Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019’ programı çerçevesinde sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) yönelik önemli değişiklikler öngörülüyor. BES yeniden yapılandırılırken, kıdem tazminatı fonu ile BES’in entegrasyonu sağlanacak ve Sigortacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu (SDDK) kurularak sektörün izlenmesi, denetlenmesi yakından takip edilecek.
Hürriyet Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan TSB Başkam Can Akın Çağlar, sigortacılık ve BES’te yeni yol haritası ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çağlar, SDDK için, “20 yıllık hayal gerçek oldu” dedi. Bankacılığın 2001’de yaşadığı sıkıntılar sonrasında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) kurulduğunu ve bugün bankacılık sektörünün başarılı yönetilmesini sağladığını belirten Çağlar, “Sigortacılık ise Hazine’nin içinde kalmıştı. O gündür bu gündür hep hayalimiz SDDK’mn kurulmasıydı. Hükümete teşekkür ediyoruz çünkü biz yıllardır bunu bekliyorduk. Yeni yapı sayesinde mevzuatsal düzenlemeler çok daha çabuk çıkacak, piyasaların beklentisi ve ihtiyaçlarının giderilmesinde çok daha vizyonel hareke edilecek” dedi.
Can Akın Çağlar, SDDK’nın yapısı düzenlenirken, BDDK’nın ilk kurulduğu tarihteki gibi idari ve mali özerkliğinin ön plana çıkarılması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi: “BDDK’nın kaynakları kamudan sağlanmıyor, bankaların bilançolarından kesilen belli bir yüzdelerle bu kaynak oluşuyor. SDDK’nın da muhtemelen öyle olacaktır; sigorta şirketlerinin bilançolarının belli bir yüzdesi aktarılacaktır. Buralarda çalışanları sıradan devlet memuru gözüyle görmemek lazım. Bunların finansal imkanlarını iyi düzeyde tutmak lazım, yurtdışındaki araştırma, eğitim, yüksek lisans gibi imkanlarını, ücretlerini kamudan mutlaka ayrıştırmak lazım. Çünkü buralar devletin fidanlığı, buradan yetişen insanlar sektörde çok önemli pozisyona geçiyorlar.”
450 milyar TL’lik BES fonu
Can Akın Çağlar, BES’te yapılacak reformlara da değinerek, 16 yıldır BES’te, 93 milyar fon biriktiğini, bunun 82 milyar lirasını katılımcıların verdiğini, 11 milyarının da devlet katkısı olduğunu söyledi. Can Akın Çağlar, Avrupa Birliğinde, BES fonlarının Gayrı Sahi Milli Hasıla’ya oranını yüzde 26 olduğunu, Türkiye’de ise bu oranın yüzde 2.5 olduğunu belirterek, şunları söyledi: “BES’te biriktirdiğimiz toplam kaynak 98 milyar lira. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı gibi BES’te yapılacak reformla 5 yıl içerisinde yüzde 2.5’i, yüzde 10’a çıkartırsak 400-450 milyar liralık tasarrufa ulaşırız. Bu ne demek? Türkiye’de ki toplam mevduatlar 2.1 trilyon lira. Bunun yaklaşık yüzde 20’sini sigortacılık sektörü toplamış ve üretmiş hale gelecek. Bu da Türkiye’nin kırılganlıklarının önündeki en büyük engel olacak. Bizim ürettiğimiz tasarruflar büyümeyi finanse Burada da 2 yılda 5.4 milyar lira para birikti. 15 milyon çalışanı biz sisteme aldık ama yüzde 63’ü ayrıldı, 5.5 milyon kişi sistemde kaldı. Bu da bizde sürdürülebilirlik bakımından soru işaretleri yarattı. Dünya örneklerini taradığımızda işveren katkısı olması halinde daha fazla kişinin sistem içinde kaldığını gördük ve bunu da Hazine ve Maliye Bakanlığı ile paylaştı. Reforma baktığımızda otomatik katılım, tamamlayıcı emekliliğe evrildi ve zorunlu hale getirildi. Bu sayede sistem kalıcı olacak ve süreklilik sağlanacak.”
Kıdem tazminatına şaşırmadık
Can Akın Çağlar, “Yeni açıklanan programda kıdem tazminatı fonu ile BES’in entegrasyonun sağlanacak olması sizi şaşırttı mı?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Şaşırmadık, çünkü bizim önerilerimizin arasında bu da vardı. Otomatik BES’te bu kadar yüksek cayma oranının içerisinde bir bağlayıcılık olması lazım. Kıdem tazminatından dolayı bir katkı sağlanabilir ise çalışanlar bundan kolay vazgeçemezler. Tasarruflarını bozarlarsa belki onu alamayacaklar. Şuanda detayını bilmiyoruz. Ama kıdeme baktığımızda, emekli olduğumuzda, işten ayrıldığımızda alabildiğimiz bir tazminat. Bu konuda yönetsel bir hürriyete sahip değiliz. BES içerisine, tamamlayıcı emeklilik sistemi içerisine gelirse burada kendi fonumuzu yönetebilme imkanımız var. Bunun bizim sektöre sağlayacağı faydadan çok ekonomiye sağlayacağı katkı çok daha önemlidir.”