Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM), “Emekliliğiniz İçin Buluşuyoruz, Türkiye BES’leniyor” projesi kapsamında Gebze Teknik Üniversitesi’nde 10 Nisan 2019 tarihinde bir panel düzenledi. Gazeteci Noyan Doğan’ın moderatörlüğünü yaptığı panele, EGM Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Obalı ile Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) Rektörü Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan ve İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Halit Yanıkkaya konuşmacı olarak katıldı.
GTÜ öğrencilerinin ilgiyle takip ettiği panelde konuşan EGM Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Obalı, konuşmasına Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın aynı gün açıkladığı Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları 2019 Programı’nı değerlendirerek başladı. Obalı konuşmasında şunları söyledi:
“Bugün bireysel emeklilik fonlarının toplam büyüklüğü Türkiye Gayri Safi Milli Hasılası’nın yaklaşık yüzde 2.5’u mertebesinde. Sayın Berat Albayrak’ın açıkladığı hedefler bu oranın yüzde 10’lara çıkması noktasında bizleri cesaretlendirdi. Bu oranın artması ülke ekonomisi için de bireyler için de önemli. Bireysel Emeklilik Fonları Türkiye’deki en önemli kurumsal yatırımcı profiline haiz ve bu, hem piyasalar hem ülkenin gelişmesi hem de yeni sürdürülebilir yatırım fırsatları sunması açısından oldukça değerli. Bireyler açısından baktığımızda ise Türkiye genç bir nüfusa sahip olmasına rağmen giderek yaşlanıyor. Bireylerin hayat standartlarını emeklilik döneminde de korumaları için Bakanımız bugün Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne vurgu yaptı. Buna neden ihtiyacımız var? Çünkü mevcuttaki SGK yapısı bireylerin hayat standardını korumak için ihtiyacı olan gelirin yalnızca yüzde 30’unu sağlayabiliyor. Dünya modellerine baktığımız zaman bu oranın yüzde 65’lere çıkması gerektiğini görüyoruz. Aradaki yüzde 35’lik açığı kapatabilmek için Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne ihtiyaç var. Bu konuda açılım sağlanması olumlu bir gelişmedir.”
Devlet katkısı 18 yaşında başlıyor
BES’in genç nüfus açısından daha önemli olduğunu düşündüğünü de belirten Obalı, “Genç yaşlarda, az da olsa tasarruf etmeye başlamak önemli. Genç yaşta, küçük miktarlarda da olsa tasarrufa başlamanız uzun soluklu yolculukta hepinizin elini güçlendirecektir” dedi.
Gençlerin bireysel emekliliğe girmesi açısından en uygun yaş döneminin 18 ile 35 yaş arası olduğunu da söyleyen Obalı, “Bu yönde ciddi bir talep olduğunu da görüyoruz. Gençlerin bu konudaki istekliliği bizi cesaretlendiriyor. Sektör olarak gençlere yanıt verebilecek, ilgili alanları olan teknoloji ile entegre edilen programlarla BES’ i geliştirme yönünde çalışmalarımız mevcut” dedi.
GTÜ Rektörü: “BES, herkesi besler”
GTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Hasan Aslan da konuşmasında hem GTÜ hakkında bilgi verdi hem de gençlere gelecekleri için birikim yapma çağrısında bulundu.
GTÜ nün Üniversite Araştırma Laboratuvarı Kurumu’nun yapmış olduğu sıralamada devlet üniversiteleri arasında 5, genel sıralamada ise 7’inci olduğunu belirten Aslan, “Uluslararası platformda Times Higher Education kuruluşunun 76 ülke içinde yapmış olduğu Dünya Üniversite Sıralamasında özellikle sanayi alanında 100-200 bandında bulunmaktayız. Bütün bu başarılarımızın arkasında öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimiz var. Bir diğer avantajımız ise konumumuz. Üniversitemiz Marmara Sanayisinin kalbinin olduğu yerde bulunuyor. Sektörle geliştirdiğimiz diyalog başarımıza olumlu etki ediyor” dedi.
Konuşmasında mezun öğrencileriyle ilgili de istatistik paylaşan Aslan, mezunların yüzde 80’inin bir yıl içinde işe başladıklarını, işe başlayanların yüzde 85’inin de kendi alanlarında çalıştıklarını kaydetti. Aslan, bu oranı yüzde 100’e çıkarmak için Kariyer Geliştirme Merkezleri’nde özel bir model oluşturduklarını ifade etti.
Tasarruf bilincinin gençlikte başlaması gerektiğini de belirten Aslan, şunları söyledi: “Arkadaşlarıma hep ufak da olsa birikim yapmalarını söylüyorum. Şimdiden birikime başlarsanız, rahat bir yaşlılık geçirirsiniz. Bireysel emeklilik, özellikle yüzde 25 devlet katkısı ile birikim için harika bir fırsat sunuyor. BES, herkesi besler diyorum.”
“Ciddi bir tasarrufa ihtiyaç var”
Konuşmasına tasarruf oranlarındaki düşüş hakkında bilgi vererek başlayan Prof. Dr. Halit Yanıkkaya, “1990’lar ile karşılaştırdığımızda özellikle hane halkı tasarruflarının yüzde 10’ların altına gelerek, önemli oranda düştüğünü görüyoruz. Şu anda dünyada üst-orta gelir grubunda olmamıza rağmen bu gruptakilerden yaklaşık yüzde 8-10 civarında daha az tasarruf ediyoruz. Hane halkı geçmişe göre daha az tasarruf ediyor. Bu, bir problem. Çünkü bugün işgücü piyasasında olanların daha fazla tasarruf etmesini gerektiren bir demografik trend var. 30 yıl sonra, şu anda yüzde 9’lar seviyesinde olan 65 yaş üstü nüfus iki katına çıkacak. Doğurganlık oranları ciddi şekilde azalmaya başlıyor. Nüfus 90-95 milyon civarında bir tepe noktayı görüp azalmaya başlayacak. İstihdamdaki nüfus azalacak, yaşlı nüfusu artacak. Bu tablo, hem kişilerin hem de sosyal güvenlik sisteminin üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Bu yüzden ciddi bir tasarrufa ihtiyaç var” dedi.
Faizsiz tasarruf BES ile mümkün
Yanıkkaya’nın konuşmasında vurgu yaptığı diğer bir başlık ise ‘faizsiz sistemde tasarruf’ oldu. Altın gibi yastık altı yatırım araçlarıyla yapılan tasarrufların finansal sisteme girmediğini ve istihdama katkı sağlamadığını ifade eden Yanıkkaya “Faizsiz finans sisteminde, faizsiz fonlarla da gelir elde edilerek tasarruf yapılabileceğinin daha iyi anlatılması gerekir” dedi.
Konuya ilişkin olarak söz alan Obalı da, kurulduğu günden itibaren BES’te faizsiz fonların olduğunu ve bugün faizsiz fonların toplam fonlar içinde yüzde 12.5 civarında yeri olduğunu ifade etti. Obalı, özellikle kıymetli madenlerdeki değerlenme nedeniyle faizsiz fon getirilerinin son birkaç yıldır faizli fon getirileri ile başa baş gittiği bilgisini de verdi.