BES’te müşteri memnuniyeti robot danışmanlarla artacak

Geçtiğimiz ay Sigorta Dünyası’nın konuğu İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan’dı. BES’in iyi kazanç sağlamadığı yönündeki eleştirilere katılmadığını belirten Tevfik Eraslan, sistemin tek bir ürünmüş gibi değerlendirilmesinin yanlış olduğunu söylüyor. Eraslan, BES şirketlerinin her birinin çok sayıda ve farklı fonları olduğunu ve bu fon tercihlerine göre BES’te kazancın da farklılaştığını vurguluyor. “Bu çok seçenekli dünyada hangi ürünün kim için uygun olduğunu değerlendirecek finansal danışmanlara ya da bu görevi yerine getirebilecek yazılımlara ihtiyaç var” şeklinde görüş bildiren Tevfik Eraslan, “O nedenle, 2019’dan itibaren robot danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaşmasını ve yatırımcıların da buna sahip çıkmasını bekliyorum. Robot finansal danışmanlığı sunacak şirketler tercih edildiğinde, bunlar üzerinden alınacak emeklilik planlarının daha iyi sonuç doğuracağına inanıyorum. Böylelikle robo danışmanlık bireysel emeklilikte müşteri memnuniyetini de arttıracak” diyor.

BES’te 2018 yılı belki de ilk kez katılımcı sayısının azaldığı bir yıl oldu. Bununla ilgili birden çok neden ileri sürülüyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

2018 yılı ekonomik açıdan zor geçti. Finansal ihtiyaçlarını karşılayabilmek için BES’teki birikimlerini kullanmak zorunda kalan katılımcılar oldu. Bankaların kredi faizlerinde de çok artış olunca BES finansal ihtiyacın karşılanması yönünde değerlendirildi. Ayrıca otomatik katılımla birlikte gönüllü kısma belki para ayıramayabiliyor katılımcı. Ama en büyük faktör 2018’deki ekonomik zorluklardır. Önümüzdeki yıl bu sorunları aşıp, makul büyüme oranlarını yakalayacağımızı tahmin ediyorum. Ancak ilk 15 yılda BES’e giren 7 milyon kişinin ülkenin gelir seviyesi ve finansal okur yazarlık seviyesi bakımından en rahat satış yapılacak bölümü olduğu da göz ardı edilmemeli. Bu yüzden bundan sonraki satışların öncekiler kadar kolay olmaması normal karşılanmalıdır. Bununla birlikte, ülkemizdeki kanaat önderlerinin BES’le ilgili bilgi verirken bilgiye dayalı olarak görüş belirtmelerini bekliyoruz. Sistemin 15 yıllık geçmişine bakıldığında, getirinin sadece dört yıl enflasyonun gerisinde kaldığını, 11 yıl enflasyonun üstünde seyrettiğini görüyoruz. Enflasyonun altında kalındığı yıllarda sisteme çok eleştiri gelirken, getirinin pozitif olduğu yıllarda iyi getiriden pek bahsedilmiyor. BES’in uzun vadeli bir yatırım olduğunun bilinciyle ve o yılın finansal zorlukları da göz önünde bulundurularak görüş açıklanması çok daha yapıcı olacağı kanaatindeyim. Hata veya eksik varsa, bunların da rakamlarla ve bilgi dayalı olarak verilmesi ise tüm taraflar açısından değerlendirilecek ve dersler çıkarılacaktır diye düşünürüm.

 Sisteme ilk girenler finansal okur yazarlığı en yüksek kesimdi dediniz. Sizce ülkemizde finansal okur yazarlık ne durumda ve nasıl yükseltilebilir?

Finansal okur yazarlığın yükseltilmesi çok önemli. 80 milyonun tamamının bir finansal danışman kadar donanımlı olması da elbette beklenemez, ancak 80 milyonun ihtiyacını görecek kadar finansal danışman olması gerekir. Yatırım danışmanlığı hizmeti verecek personelin arttırılması ve donanımlarının yükseltilmesi hedeflerimizin içinde olmalı. Tüm dünyada finansal danışmanlık sertifikaları ve bu sertifikaları olanların birçok ülkede yatırım danışmanlığı yapma izni vardır. Bizim ülkemizde de benzer bir uygulama başlatılıp özellikle de yatırım tavsiyeleri bu donanımlı çalışanlar üzerinden verilirse çok daha olumlu sonuçlar alınacaktır. Bunun yanı sıra ilkokuldan başlayarak finansal bilinçlendirmeye yönelik belli sayıda dersin verilmesi de fayda sağlayacaktır. Finansal okur yazarlıkla ilgili İsveç’in başkenti Stockholm’de tanık olduğum bir örneği aktarmak istiyorum: Stockholm’de fon fuarları olur. 15 bin kişilik bir kapalı alanın kapıların açılmasıyla birlikte insanların futbol maçına girer gibi coşkuyla içeri girdiklerini düşünün. 18 yaşından 70 yaşına kadar insanlar fonlarla ilgili bilgi almaya çalışıyor. Canlı yayınların, röportajların yapıldığı bir ortam… Bu, kuzey ülkelerindeki finansal okur yazarlığın seviyesini göstermesi açısından iyi bir örnektir. Bizde böyle bir çalışma èolmadı, ama neden olmasın?

DÜNYADA BİR İLK: ELEKTRİKLİ ARAÇLAR FONU
 Elektrikli Araçlar Fonunu piyasaya sürdünüz. Bu ilginç ve sıradışı fona neden ihtiyaç duydunuz?

Bütün dünyada geçmişteki gibi likit fon, hazine bonosu ya da hisse senedi gibi klasik fonların satışı zorlaştı. Bunlar artık farklılaşan ihtiyaçları karşılayamıyor, bu sebeple de tematik fonlara rağbet artıyor. Bizim de bu amaçla oluşturduğumuz ilk örnek Elektrikli Araçlar Fonu oldu. Bunun sebebini de şöyle özetleyebilirim: Önümüzdeki dönemde en hızlı büyüyecek sektörlerden birinin elektrikli araçlar ya da hidrojenle çalışan araçlar olacağını düşünüyoruz. Elektrikli araçlar ise çok daha ön planda olacak. Bildiğiniz gibi, birçok ülke içten yanmalı motoru olan araçların giremeyeceği şehirler için tarih açıklamaya başladı. Yani bugün dolaşımda ne kadar araba varsa bunların önümüzdeki dönemde elektrikli araçlarla değiştirilmesi gerekecek. Bu yüzden bu işe bugünden kimler girdiyse uzun dönemde bu şirketlerin para kazanacağını düşünüyoruz. Örneğin elektrikli araçların pillerini üreten şirketler, pilinin yapımında kullanılan madenler, hibrit değil ama tam elektrikli otomobil üreten firmalar ve elektrikli araçlara özel parçalar üreten firmalar. Biz de bu firmalara yatırım yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu temanın yatırımcılara çok daha fazla kazanç sağlayacağını düşünüyoruz. Dünyada bu konudaki ilk örnek olduk.

Finansal danışmanların arttırılması gerektiğinden bahsetmişken, son dönemlerde sıkça konuşulan robot danışmanlığı da sormak istiyorum. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Robot yatırım danışmanlığı (robo advisory) tüm dünyanın gündemi oldu. Yatırımcıların mutlaka kişisel yatırımları konusunda desteğe ihtiyaç var. Bunun için ya kendileri okuyup öğrenmeli ya bir finansal danışmana başvuruyor olmalılar ya da artık işi robotlara bırakıyor olmaları gerekir. ABD’de bu alanda çok başarılı olmuş şirketler var. Bu hizmet Türkiye’ye de gelecek ve en hızlı giriş yapacağı sektörün BES olacağını tahmin ediyorum. Otomatik katılımı da düşündüğünüzde 12 milyon katılımcı var ve bu sayıda katılımcıya hizmet verecek kadar finansal danışman maalesef ki yok. Bunu sağlayabilmek için en iyi ortam dijital sistem. Çok iyi hazırlanmış yazılımlarla katılımcıların yatırım danışmanlığı ihtiyacının karşılanacağını düşünüyorum. Fintech şirketleri, emeklilik şirketleri ve portföy şirketleri çok özel çabalar sarf ediyor, bunun olumlu sonuçları pratikte görünecektir, diye düşünürüm. İş Portföy olarak BES’te yatırım danışmanlığını robot danışmanlık şeklinde sunmaya başlayacağız. Burada bütün emeklilik katılımcıları isterlerse emeklilik yatırım tercihlerini bizim robot danışmanımıza bırakabilecek. Katılımcılaırn fon değişim haklarını biz onların adına kullanacağız. Bütün finansal piyasalarda öngörülebilirliğin azaldığı, dalgalanmaların ve iş yoğunluğunun arttığı bir ortamda robot danışmanlık servisinin katılımcılar ve yatırımcılar tarafından olumlu karşılanacağını düşünüyorum.

Bazen BES’in iyi kazanç getirmediğine dair sesler yükseliyor. O zaman robot danışmanlarla bu tip eleştiriler de azalır mı sizce?

Bu konuda en büyük yanılgılardan biri bireysel emekliliğin tek bir üründen oluştuğunun düşünülmesi. BES birçok fondan oluşuyor. Her şirkette en az 7-8 farklı fon var ve bazı emeklilik şirketlerinde bu sayı 20’ye kadar çıkıyor; yani 20 farklı getiri sunabiliyor. BES’le ilgili hemen hemen her kesimin bir fikri var ama çoğunlukla bu fikirler bilgiye dayanmıyor. Örneğin geçen yıl altın fonu yüzde 36, kamu dış borçlanma araçları yüzde 29, likit fon yüzde 18 getiri sağlamış. Yani enflasyonun üzerinde ya da enflasyona yakın getiriler sağlanmış. Kamu iç borçlanma ya da hisse senetleri ise daha az kazandırmış ya da biraz kaybettirmiş. Bu çok seçenekli dünyada hangi ürünün kim için uygun olduğunu değerlendirecek finansal danışmanlara ya da bu görevi yerine getirebilecek yazılımlara ihtiyaç var. O nedenle 2019’dan itibaren robot danışmanlık hizmetlerinin yaygınlaşmasını ve yatırımcıların da buna sahip çıkmasını bekliyorum. Finansal danışmanlığı sunacak şirketler tercih edildiğinde, bunlar üzerinden alınacak fonların daha iyi sonuç doğuracağına inanıyorum. Böylelikle robo danışmanlık BES’te müşteri memnuniyetini de arttıracak. Bu konuda üç ana unsur; risk profilinizin ne olduğunun doğru analiz edilmesi, paranızın nasıl yönetildiği ve hangi fonun seçildiği olacaktır. Bu üç parçayı robo danışmanlıkla birleştirdiğimiz takdirde beklentilere daha uygun getirilerin sağlanabileceğini ve memnuniyetin bugünden daha üst düzeyde olacağını düşünüyorum.

O zaman robo danışmanlıkla birlikte şirketlerin BES’te fon değişiklik hakkını katılımcıdan devralması da kolaylaşacak mı?

Yatırımcıyla sözleşme yapmış, fon değişiklik hakkını tamamen kendi üzerine almış ve buna uygun iş süreci oluşturmuş bir emeklilik şirketi henüz olmadı. Ama robot danışmanlarla birlikte 2019’da bunun örneklerini görmeye başlayacağız. Bizim yapmak istediğimiz de tam olarak bu. Dolayısıyla katılımcının fonları takip etmesine ya da sürekli olarak kendisine verilen tavsiye doğrultusunda işlem yapmasına gerek olmayacak. Bir kere sözleşme imzaladıktan sonra onun adına tüm fon değişikliklerini kendi yazılımımız vasıtasıyla o kişilere sunmak istiyoruz. Uçtan uca, kesintisiz, emeklilik şirketinin, katılımcının, portföy yönetim şirketinin elini sürmeyeceği, otomatize edilmiş bir sistemi konuşuyoruz. Konjonktüre ve kişinin risk analizine bakılacak ve onun için en uygun fonlara yatırım yapılacak. Belli periyotlarla da yatırımların kompozisyonunu bu yazılım değiştirecek.

 Rüzgâr santrallerine yatırım

Girişim sermayesi fonumuzla Tokat ve Sivas’ta üç rüzgâr santrali satın aldık. Önümüzdeki dönemde bunlara yenilerini katmaya devam edeceğiz. 42 megawattlık bir yatırım… Dünyada bu tip yatırımları bizim gibi fonlar çok yapıyor. Türkiye’de ise bunun ilk örneği biz olduk. Amacımız, fonlarımız vasıtasıyla beş yıl içinde Türkiye’nin en büyük rüzgâr enerjisi tesislerine sahip olmak. Yedi farklı emeklilik şirketi adına para yöneten bir şirketiz. Elimizdeki kaynakların çoğunluğu BES katılımcılarından ya da yatırım fonu katılımcılarından gelen kaynaklar. Yatırımcılarımız adına ve Türkiye’nin geleceğine yatırım yapıyoruz. Bu bilinçle yaptığımız yatırımlardan klasik yatırım araçlarına göre çok daha yüksek getiri elde edeceğimizi düşünüyoruz.

Sizin de robo danışmanlık konusunda hazırlığınız var anladığım kadarıyla…

Bizde bu konudaki çalışmalar son noktaya geldi ve bu hizmeti vermeye çok hazırız. Ancak yeni düzenlemelere ihtiyacımız var ve ilk aylarda bu düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz. İlk çeyrekte bu hizmeti vermeye başlayabiliriz. İş Portföy Robo Fonlar diye yeni bir aile yaptık ve burada yatırım kararları yazılımlar tarafından alınacak. 2019’da BES’te katılımcıların fon tercihlerini karşılamak üzere yatırım danışmanlığı servisini başlatacağız. Bütün dünyada öngörülebilirliğin azaldığı bir dönemde, yatırımcının kendi risk ve beklentilerine uygun getirilerin sağlanmasının klasik yöntemlerle yapılma imkânı kalmadı. Dolayısıyla finansal mühendisliğe ihtiyaç duyuluyor ve biz de hazırlığımızı yaptık, rafta ürünlerimiz var.

Küresel riskler arasında son yıllarda siber risk ve iklim değişikliğiyle beraber mevzuat riski de öne çıkıyor. Sigorta ve bireysel emeklilikte de mevzuatın son dönemde sık değiştiğine tanık oluyoruz. Bunun ne gibi etkileri olur sizce?

Evet, tüm sektörler için temel risklerden biri de mevzuatın sık değişmesi. Kurallar değiştikçe şirketlerin ve müşterilerin bu yeni kurallara uymasını bekliyoruz. Bireysel emeklilik sistemine girerken şirketler için bir kural seti vardı ve tüm işleyiş esasları bu kural setine uygun olarak tanımlanmıştı. Ülke olarak sık sık kural setini değiştirmemiz hem şirketler için öngörülebilirliği engelliyor hem de BES katılımcılarının sisteme bakışını etkileyebiliyor. Katılımcı, “Sürekli iyileştirilmeye ihtiyaç duyuluyor, demek ki bir bu sistemde bir şeyler yanlış kurulmuş” şeklinde düşünebiliyor. Bu yüzden çok temel zaruretler olmadıktan sonra mevzuata dokunmamanın tüm taraflar için iyi bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Örneğin İngiltere’de emeklilikle ilgili kuralların bir kısmı 1800’lü yılların ortalarında konmuş ve o kurallar aslında bugünkü ihtiyaçları karşılamıyor. Ama toplum o kadar alışmış ve o kurallar üzerinden öyle bir güven bina edilmiş ki, değiştirilmesinden elde edilecek fayda, geçmişte kazanılan güvenle kıyaslandığında çok önemli olmadığı için eski kural setiyle devam ediyorlar. Bizim de bunun muhasebesini yapmamız lazım. Bir konuda çok sık değişiklik yaptığınızda toplumda bu konuda soru işaretleri oluşması çok doğal. 12 milyon kişi bu sisteme girmiş ve bu 12 milyon kişinin hayatlarında değişiklik olacağını düşünerek mevzuat değişikliklerine yaklaşılmasının çok daha faydalı olacağını düşünüyorum. Ancak son BES yönetmeliğinde otomatik katılımdan ayrılanların üç yıllık zaman dilimi içinde uygun gördükleri zaman tekrar girebilecekleri uygun görülmüş, bu değişikliğin doğru olduğunu düşünüyorum.

İş Portföy’den de bahsedelim… Önümüzdeki süreçteki beklenti ve hedeflerinizi alabilir miyiz?

Kamu tarafında, sermaye piyasalarının büyütülmesine yönelik olarak bir önceliklendirme olduğunu çok net olarak görüyoruz. Önümüzdeki dönemde tasarruf sahipleriyle fon ihtiyacı olanlar arasında bağın sermaye piyasaları vasıtasıyla kurulmasına yönelik olarak devletin yönlendirmesi olacak diye düşünüyorum. Bu vizyonun gerçekleştirilebilmesi için de piyasada faaliyet gösteren şirketlerin bu yükü taşıyabilecek yapıda olmaları gerekir. Biz de bunu 4-5 yıldır öngörüyorduk ve bu vizyona uygun olarak şirket yapılanmamızı, ürünlerimizi, IT altyapımızı ve insan kaynağımızı hazırlamıştık. Kamunun kendi portföy yönetim şirketlerini birleştirerek daha güçlü şirketler ortaya çıkaracağını ve bu konuda özel şirketlere de örnek olacağını düşünüyorum. Portföy yönetim şirketlerinin ekonomiye doğrudan kaynak aktaran ürünleri olsun isteniyor. İş Portföy olarak bu amaçla gayrimenkul yatırım fonu kurduk, girişim sermayesi fonumuzla yenilenebilir enerjiye yatırım yapmaya başladık. Bunların tamamıyla ilgili süreçleri iki yıl önce bitirdik ve yatırımcıları memnun edecek getiriler elde ettik. Önümüzdeki dönemde ekonomiye doğrudan kaynak aktaracak fonlara ilişkin çok iyi bir altyapımızın olduğunu söyleyebiliriz . “İngiltere’de emeklilikle ilgili kuralların bir kısmı 1800’lü yılların ortalarında konmuş ve o kurallar aslında bugünkü ihtiyaçları karşılamıyor. Ama toplum o kadar alışmış ve o kurallar üzerinden öyle bir güven bina edilmiş ki, değiştirilmesinden elde edilecek fayda, geçmişte kazanılan güvenle kıyaslandığında çok önemli olmadığı için eski kural setiyle devam ediyorlar.”